Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sultan Murad Hüdavendigar
SULTAN MURAD HÜDAVENDİGAR Balkanlar Fâtihi Orhan Gazi zaferlerle dolu ömrünü ikmal edip beka âlemine göçünce, fetih sancağını oğlu Murad Hüdâvendigâr devir almıştı. Sultan Murad, atasından devraldığı mirasa layık olduğunu göstermiş, Anadolu ve Balkanlardaki fetihleriyle Osmanlı Devletini muhteşem bir imparatorluk haline getirmiştir. 27 yıllık
Sultan Orhan Gazi
SULTAN ORHAN GAZİ Ömrü fetihten fetihe koşmakla geçen büyük idareci Osmanlı Devleti gibi üç kıtaya hükmedecek muhteşem bir imparatorluğun temelini atan Osman Gazi, beka âlemine gitme vaktinin geldiğini anlayınca, Gazi oğlu Orhan'ı çağırmış ve ona şöyle vasiyet etmişti: "Oğlum, İstanbul'u aç, gülzar eyle. Öldükten sonra beni
Reklam
188 syf.
10/10 puan verdi
Geleceğe "Altın Işık"
Ziya Gökalp’ın 1923 yılında bastırdığı Altın Işık adlı eseri, Milli Eğitim Bakanlığı 100 Temel Eser listesinde yer alan; sadece çocukların değil yetişkinlerin de okuması gereken önemli bir eserdir. İçerisinde manzum ve mansur olmak üzere 13 masal, Dede Korkut Hikayeleri’nden manzumlaştırdığı 2 manzume ve iki perdelik manzum bir tiyatro yer alır.
Altın Işık
Altın IşıkZiya Gökalp · Bilgi Yayınevi · 20181,465 okunma
Aynı anneden, yani Nilüfer Hatun'dan olan ağabeyi Rumeli Fatihi Süleyman Paşa'nın 1357'de bir av sırasında attan düşe­rek ölmesi Şehzade Murad'a taht yolunu açmıştı. Ağabeyinin ölümü üzerine Rumeli kuvvetlerinin başına geçti. Şehzade Murad, 1362'de babası Orhan Gazi'nin veba salgı­nından öldüğü haberi kendisine ulaşınca Bursa'ya hareket ede­rek, Osmanlı Devleti'nin üçüncü padişahı olarak tahta çıktı.
Adların şiir ve cazibesi... hayalinizi peşi sıra sürükleyip götüren, acayip ve esrarlı mevcutlar; birdenbire zihnimizde "rüya ile hareketin el ele yürüdüğü" çağların hikâyesini terennüm eden çeşmeler... Siz, mazi dediğimiz ıtri bize zaman içinde uzatan altın, gümüş, billur mahfazalarsınız. Ruhumuzun en sanatkâr tarafı muhakkak ki sizin hülyanızla beslenen taraftır. Bu isimlerin içinde bir ianesi vardır ki, Bursa'yı tek başına bütün bir bahar güzelliğiyle doldurur. Bu beyaz zafer ve ganimet çiçeği Nilüfer'dir. Genç Orhan'ın kolları arasında günün birinde güzelliğin kahramanlığa, hayatı istihkara bir mükâfatı gibi düşen bu kadınla beraber kuruluş devrinin sert simasına aşkın tebessümü gelir. Yazık ki hayatı ve şahsı hakkında pek az şey biliyoruz. Kendisiyle görüştüğünü söyleyen Arap seyyahı İbni Battuta bile bize ondan sadece bir isim olarak bahseder. Fakat bizzat kendisi de bir ganimet çiçeği olan bu isim her güzel saadet ve aşk hülyasının içine dolabileceği bir çerçeveye benziyor. Nilüfer Hatun, bu yeni teşekkülün kargaşalığında görünen ilk kadın çehresi değildir. Ondan evvel Osman Beyin Şeyh Edebali'nin kızı Mal Hatuna olan aşkı vardır. Hakikatten Osmanlı macerası bir aşk romanıyla başlar.
Sayfa 96
Bu cins tesadüflerin en şaşırtıcısını isimler yapar; dil dediğimiz asıl manevî insanı vücuda getiren büyük kaynaktan geldikleri için mi nedir, onlar bize etrafımızı alan tılsımın bütün sırrıyla zengindirler. Bu adları bir kere öğrendiniz mi artık unutamazsınız, tenha saatlerinize küçük ve munis rüyalar gibi sokulurlar, sizi kendileriyle ülfete, esrarlı mahfazalarını zorlamaya, gizledikleri sırları tanımaya ve tatmaya mecbur ederler. İster istemez sayarsınız: Gümüşlü, Muradiye, Yeşil, Nilüfer Hatun, Geyikli Baba, Emir Sultan, Konuralp... Bunlar hakikaten bir şehrin muayyen semt ve mahalle adları, yahut tıpkı bizim gibi bir zaman içinde yaşamış birtakım insanların anıldıkları isimler midir? Hepsinin mazi dediğimiz o uzak masal ülkesinden toplanmış hususî renkleri, çok hususî aydınlıkları ve geçmiş zamana ait bütün duygularda olduğu gibi çok hasretli lezzetleri vardır. Hepsi, insanı hayat ve zaman üzerinde uzun murakabelere çeker, hepsi, zihnin içinde küçük bir yıldız gibi yuvarlanırlar ve hafızanın sularında mucizeli terkiplerinin mimarisini altın akislerle uzaltıp kısaltarak çalkanırlar.
Sayfa 94
Reklam
Tek dişi kalmış Yedi Düvel !..
Moğolların önünden kaçan ve Kuzeybatı Anadolu topraklarında altı yüzyıllık bir devletin temelini atan Osman'ın Köse Mihal başta olmak üzere birçok yerel Bizans idarecisiyle ittifak yapıp onları arasına kattığını, oğlu Orhan'ın da bir Bizans prensesi (Yarhisar tekfurunun kızı, I. Murad'ın annesi Holifera: Nilüfer Hatun - SB notu) ile evlendiğini ve hatta kayınpederinin yanında Bizans taht mücadelelerine karıştığını biliyoruz. 14. yüzyıl Osmanlılarının ordularında gene birçok Balkan hükümdarlarını görmek mümkün. 1402 Ankara Muharebesinde (Yıldırım Bayezid'e karşı Timur'a destek vererek - SB notu) taraf değiştirenlerin Türk beyleri, sonuna kadar savaşanların ise bu Hristiyan müttefikler olması, er meydanında dindaşlığın pek de bir manası olmadığını açıkça göstermekte.
Sayfa 153Kitabı okudu
Orhan’ın eşi I.Murat’ın annesi Yarhisar tekfurunun kızı Nilüfer hatun, İbn Batuta iznik’e geldiğinde devleti temsil görevi üstlenmiştir. I. Murat annesi Nilüfer için İznik’te muhteşem bir imaret yapmıştır eskiden beri validelerin devlet siyasetine karışması kaçınılmazdı.
Sayfa 103 - Valide sultanlarKitabı okudu
Ben hayatın susan ve değişmeyen kardeşiyim...
Bu adları bir kere öğrendiniz mi artık unutamazsınız, tenha saatlerinize küçük ve munis rüyalar gibi sokulurlar, sizi kendileriyle ülfete, esrarlı mahfazalarını zorlamaya, gizledikleri sırları tanımaya ve tatmaya mecbur ederler. İster istemez sayarsınız: Gümüşlü, Muradiye, Yeşil, Nilüfer Hatun, Geyikli Baba, Emir Sultan, Konuralp... Bunlar hakikaten bir şehrin muayyen semt ve mahalle adları, yahut tıpkı bizim gibi bir zaman içinde yaşamış birtakım insanların anıldıkları isimler midir? Hepsinin mazi dediğimiz o uzak masal ülkesinden toplanmış hususî renkleri, çok hususî aydınlıkları ve geçmiş zaman gibi yuvarlanırlar ve hafızanın sularında mucizeli terkiplerinin mimarisini altın akislerle uzaltıp kısaltarak çalkanırlar.
Sayfa 111Kitabı okudu
Bizzat Orhan, Kantakuzen ailesinin prenseslerinden biriyle evlenerek Bizans Hanedanlığına iç güveysi gitmişti. Evliliğin ardından prenses Türklerce Nilüfer Hatun diye adlandırılmış ve hızla büyüyen Osmanlı İmparatorluğu'nda epeyce fazla nüfuz elde etmişti; aynı zamanda evlilik hayatı boyunca Hristiyan dininin buyruklarını yerine getirmesine
Sayfa 114 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Nilüfer ismi Holofira'nın Türk söyleyişine uygun bir versiyonudur. Osmanlı haremine giren ilk Rum asıllı gelin Nilüfer Hatun olup bazı tarihçiler hem Süleyman Paşa'nın hem de I. Murat'ın onun oğlu olduğu kanısındadır.
Sayfa 22 - Nilüfer Hatun
Delirmeye aşık kıvamında bir hatun kişi er meydanına çıktı da tökezledi..Duyanlar duymayanlar öte yerden gelenler çınlak,şınlak sesler kıvırınız kulağınızı bu yana selam diyorum bugüne ve yarına..Aklımın atında beyazım akça pakça, yuvarlak yılankavi kıvrak,edebi masumane, müstehcen de kaltak...
128 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.