İşte o gün, içinde daldıkları dünya zevki içinde eğlenip oyalanan yalancıların vay haline! ( Tûr suresî 11-12 )
Bir gün bu gaflet uykusu sona erip de uyanınca ( yani ölüm gelip catınca) gözleri açılıp hakikati görürler. Görürler ama son nefeste ne işe yarar ne faydası var ? Ne mutlu ki o kişiye ölmeden önce öldü, onun ruhu bu bağın hakikatinden koku aldı.
Sayfa 112 - Ötüken Yayınları Cilt 4Kitabı okuyor
Reklam
youtube.com/watch?v=tN0tDRC... İyiyim ben Hem sen tanırsın beni Ne yapsam, ne söylesem O geç kalmışlık hissi Son defa görsem seni Kaybolsam yüzünde Son defa yenilsem sana Hiç anlamasan da Son defa benim olsan Uyansam yanında İnan pek yeni bi' şey yok Biraz yaşlandım tabii Seyrekleşti biraz saçlarım Bi' bitmeyen gece bıraktın Ve üç nokta düşürdün Belli etmedim ben pek, tenhalaştım İyiyim ben Hep aynı şeyler işte Uyku hapları Yalan dolan gülümsemeler
Cesario Verde, doktorundan kendisine mağaza çalışanı Cesario Verde değil, şair Cesario Verde olarak hitap etmesini talep ederken, gereksiz bir gururdan kaynaklanan, buram buram kendini beğenmişlik kokan içi boş bir laf etmiş oluyordu. Zavallı adam, baştan beri mağaza çalışanı Bay Verde’ydi o. Şair o öldükten sonra doğdu, çünkü insanlar onu, ancak ölümünden sonra şair olarak kabul ettiler.
Türk tarihine bakışımız nasıl olmalıdır? Bu, pek mühim bir meseledir. Çünkü Türk tarihi, İngiliz, Alman veya Fransız milletlerinin tarihi gibi ele alınamaz. Bunun sebebi, Türk tarihinin, o milletlerin tarihi kadar basit olmayışıdır.
Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin? Hep böyle içinde uzak bir işik mi yanar? Bakişlarinda beni dinlendiren bir şey var; Kiyisindaymiş gibi en sakin denizlerin... Bir yelkenliyim şimdi ben senin limaninda Firtinalardan geldim sende dinleniyorum. Bu huzur, bu sessizlik hiç bitmesin diyorum; En eşsiz dakikalar sürsün senin yaninda... Hiç yumma gözlerini, işigin eksilmesin, Gündüzüm aydinligim, ipek böcegim benim! Güz bahçemde açilmiş o son çiçegim benim! Yorgun kalbim seninle elem nedir bilmesin; Ayirma gözlerimden çocuksu gözlerini, O sakin o yalansiz, o kuytu gözlerini. Gözlerim Gözlerinde Ümit Yaşar Oğuzcan
Reklam
Rasulullah buyurdu ki: "Sevabın çokluğu, belânın büyüklüğüyle beraberdir. Allah, bir toplumu sevdiği zaman şüphesiz onları (sıkıntı, musibet ve belalarla) imtihan eder. Artık kim (imtihan edildiği bela ve musibetlere) rıza gösterirse, Allah'ın rızası (ve sevabı) o kimseyedir. Kim de (imtihan edildiği bela ve musibetlere) öfkelenir (ilâhî hükme rıza göstermez) ise, Allah'ın gazabı (ve azabı) o kimseyedir." İbn Mâce, Fiten 23, hadis no: 4034
Bugünün kaba maddeciliği arasında, Türk ülküsü sararmış, biraz küllenmiş gibi görünüyor. Maddecilik hastalığı geçtiği zaman, o, yine parlayacaktır.
Sayfa 9
Ey insanlar! Rabbinize saygısızlıktan sakının; hiçbir babanın evlâdından fayda göremeyeceği, evlâdın da babasından hiçbir yarar sağlayamayacağı bir günden korkun. Allah’ın vaadi gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın; o, yoldan çıkarıcı da (şeytan) Allah hakkında sizi aldatmasın. (Lokman. 33)
Nerde bende o yürek Yârdan cayacak...
Reklam
“Bir bedeni o kıyısızlığa bırakma saati geldiğinde gitmek bir yalnızlıktır… Bütün gitmeler yalnızlıktır kalmaya göre…”
Sayfa 18 - Red KitapKitabı okuyor
İçimden geçenler
Bütün çığlıkları bastırmak için öncelikle kendi içinizdeki o sesi susturmanız gerekiyor.
Artık biliyordu ki "ne Tanrı, ne de cehennem" vardı ve gerçekte var olanların ötesinde bir şeye referans verilemeyeceğini, verilse bile bunun iyiliğin değil, ancak kötülüğün açıklaması olabileceğini, bu nedenle de "ne kötülüğün ne de iyiliğin var olabileceği"ni, dünyayı idare edenin bambaşka bir kanun, güçlünün kanunu olduğunu ve "güçlü olanın ötesinde, o an artık başka bir şeyin geçerli olamayacağı"nı da gayet iyi anlamıştı.
Sayfa 270 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Ateş
İçimde bir fırın var, ateşi yakan ateş, O ne alev deryası, çiçek bahçesine eş.
hayat ve dayattıkları
''Para için ölen ve bir 'mevki' yitirdikleri için umutsuzlanan ya da ailelerinin mutluluğu için büyük tavırlarla kendilerini feda eden o tuhaf yaratıklara şaşkın ve biraz kuşkulu bir gözle bakıyordum hep. Sigaradan vazgeçmeyi kafasına koyup irade gücüyle bunu başaran o dostu daha iyi anlıyordum. Bir sabah bu adam gazeteyi açar, ilk hidrojen bombasınının patladığı haberini okur, bunun harika etkilerini öğrenir ve hemen bir tütüncü dükkanına girer.''
Sayfa 63 - CanKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.