Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
7 Ekim 2023 Filistin de vahşet var. Bugün birinci gün ilk gece, Kalbinde insanlığın zerresi olan hayrette Gözler ağlar halde, yürekler dehşette, eller duada, başlar secdede Kimi ekran başında dikkatte, Sonra biri çıkıyor haydi mitinge... Ne oluyorsa ondan sonra oluyor... Herkes evine... O gün kimse eve gitmemeliydi oysa, O dönüş, o uykuya gidiş Zalime cesaret... Oysa sandılar ki Müslümanlar, insan haklarını savunanlar, çevreciler, hayvancılar ayaklanacak Baktılar ki korkacakları kimse ve hiçbir şey yok Artık utanmaz ve arlanmaz korkusuzca ilerliyorlar. Kimse onları tutamaz. Bugün yine evinde oturup yiyip içip işe gidip uyuyacaksın ve kalan yüzlerce insan daha silinecek yer yüzünden. Sanma ki dokunmaz ucu sana, doymaz bu zalim doymayacak kana. Sıra kimde dersiniz!
Mobbing Bank Diyor ki;
ÜLKE DE BÖLÜNMÜŞ İKİLİĞİN DOĞUŞ GÜNÜ 27 MAYIS DARBESİ Mobbing Bank Türk Fırtınası kitabı bir sır cümle ile şöyle başlar; ✓ Zulüm ilk çıktığı adrese geri döner ve başlatanı bitirir. Tek başına bir cümle olarak büyük bir mana içerdiği anlaşılmamış olabilir. Detaylarını yazayım en sonunda sırrı ve manası çok net anlaşılacaktır. Bir fitne
Reklam
Svabhavakripana Adlı Brahmanın Masalı
Şehrin birinde Svabhavakripana adında bir Brahman yaşarmış. Dilenerek elde ettiği yemeğinden arta kalan bulgurlarla dolu bir çanağı varmış. Onu her zaman duvardaki çiviye asar, altındaki yatağa uzanarak sabit bir bakışla ona bakarmış. Bir gece şöyle düşünmüş:'Bu çanak ağzına kadar dolu. Eğer kıtlık olursa bununla yüz rupi kazanırım. Onunla bir çift keçi alırım. Onlardan altı ayda bir doğacak yavrularla keçi sürüsüne sahip olurum. Keçileri satar inekler alırım, ineklerle dişi mandalar, mandalarla da kısraklar satın alırım. Kısraklardan çok sayıda atım olur. Onları satarsam çok sayıda altınım olur. Altınla dört odalı bir ev alırım. Sonra Brahman'ın biri evime gelir, evlenmek üzere genç ve güzel kızını bana verir. Ondan bir oğlum olur, ona Somaşarman adını veriririm. Emekleme zamanı geldiğinde elime bir kitap alıp ahırın yanında onu okurum. Beni gören Somaşarman annesinin kucağından atlayıp ahırın yanında duran bana gelir. Ben karıma "Çocuğu iyi tutsana," diye öfkeyle bağırırım. O ev işleriyle meşgul olduğundan beni işitmez. Ben de yerimden kalkıp ona tekme atarım.' Derin düşüncelere kapılmışken öyle bir tekme atmış ki çanak kırılmış, üzerine serpilen bulgurlarla bembeyaz olmuş.
Sayfa 239Kitabı okudu
Psikoloğum "bu acı bitsin istemiyorsun çünkü bu sana ondan kalan son şey." dediğinden beri iyi değilim.
içsel konuşmalarım
... - Bu acı bitsin istemiyorsun neden? + Çünkü bu bana ondan kalan son şey... .
Beklemeyi öğrendik burada.Ne tarlada,ne sofrada,ne de yollarda.Beklemeyi şehrin selamsız akşamlarında öğrendik.Bir mektup beklemek,bir bakış,bir gülümseme. Bir iz O’ndan kalan geride,yalnızca…
Reklam
Sahip olmak ya da olmak 3
Sahip olmak" şeylere, nesnelere ilişkindir ve bunları görüp, tutmak ve de tanımlamak kolaydır. "Olmak" ise, yaşantılara ve bazı içsel süreçlere dayandığı için, dile gelmesi, tanımlanması- zor ve hatta imkânsızdır. Kişilik dediğimiz, dışa vuran yanları- mızı, yani taşıdığımız maskeleri tanımlamak mümkündür. Çün- kü bu, dışlaşmış bir
·
Puan vermedi
Anti-konformist kahramanın hayatla arasındaki Antagonist çelişkiler
Romanın ilk cümlesi, dört mevsime sığan hikâyesi.sevgi arayışını şöyle özetliyor "Birden kaldırımlardan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi. İçimdeki sıkıntı eridi".Bu arayışın arkasında C nin dünyaya bakışının özeti vardır… Ne var ki, hikâye süresince iki aşk ilişkisi etrafında yakınlaştığımız C onu bir türlü
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Yapı Kredi Yayınları · 201760,1bin okunma
Bişri Hafi (r.a) der ki: "Ey zahitler! Sefere gidin ki, (günahlardan) temizlenesiniz. Bir yerde kalan su mutlaka kokar." Karada, denizde Allah'ın acayip işlerini görmeli; dağda, dağlarda ovalarda, çeşitli iklimlerde, dünyanın çeşitli yerlerinde değişik hayvan, bitki ve diğer yaratıkları görmeli, her birinin kendi yaratıcısını teşbih, tenzih ettiğine ve sani'in birliğine delâlet ve şahitlik ettiğine bakmalıdır. Böyle ibret nazarıyla bakan kimse, harfi ve sesi olmayan cansızların sözünü anlayabilir ve harfsiz ve rakamsız olarak bütün varlıkların çehresinde yazılan ilâhi yazıyı okuyabilir. Kâinatın bütün sırlarını ondan anlayabilir. Bilhassa gökler alemine baktığı zaman, onlar ki, her gece ve gündüz, kendi etrafında dönen acayib sırlarını lisan-ı hal ile açıklar ve bu ayeti kerimenin manasını tefsir eder: وَكَاَيِّنْ مِنْ اٰيَةٍ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ يَمُرُّونَ عَلَيْهَا وَهُمْ عَنْهَا مُعْرِضُونَ "Göklerde ve yerde nice alâmetler vardır; üzerinden geçerler, fakat onları anlamazlar" (Yusuf, 105). Bundan başka bir kimse kendi yaratılışına, azalarına ve sıfatlarına bakarsa, ömrü boyunca bu manzara kendisine yeter. Belki kendindeki şaşılacak hâlleri olduğu gibi görmek için zahiri gözünü kapayıp batini gözünü açmalıdır.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.