Bu toprakların güzel insanlara ihtiyacı var. Güzel kelimelerle düşündüğü için güzel kelimelerle söyleşen güzel insanlara.
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Çişe, Vorlan ve Firlo ile tanışacağız ve fantastik yolculuklar yapacağız. Yaşam enerjisi ve motivasyonu Sur'et tarafından tüketilen Çise yeniden yola düşebilmek için cesaret ve güç arıyordu. Küçük kalbinde aşkın ilk kıvılcımlarını ve sıcaklığını hisseden ama bunu dile getirememenin çaresizliği ile ezilen Çise, kalbini kurtarabilmek, kalbindeki laneti kaldırabilmek için ihtiyacı olan dedesinin köstekli saatinin peşinde zamanda yolculuk yaparak zamanın yöneticisi 'Efendi Krono' ile geçmişin karanlık köşelerine, yaşam veren nefes alan 'Aether' i alabilmek için Oyuncak Dünyası'nın renkli ve büyü dolu diyarına yolculuk yapar. Yeniden sevebilmek ve hissedebilmek için kalbindeki laneti kaldırmaktan başka çaresi olmayan Çise ve arkadaşlarının başka boyutlarda geçen sıra dışı maceralarının hızına yetişemeyeceksiniz :-) "Zaman asla yanılmaz. Zaman denilen kavram sizin türünüz için sadece tek yöne akan bir nehir gibidir. Geriye döndürülemez. Bu Nehrin akış hızı ise kişiden kişiye değişir. Bazen zamanın yavaşladığını hissedersin, bazense su gibi akıp gittiğini. Zaman denilen yanılgıya senin türün var olduğundan beri her daim kendini kaptırmıştır. Yetişmeliyim, çabuk olmalıyım ağırdan almalıyım, beklemeliyim derken sizin algınızda zamanın yegane sonu olan bedensel yaşamın sonu gelir. Oysaki bedensel yaşamın sonu demek zamanın sonu demek değildir. Zamanın sonu ve başı yoktur. "
Lanetli Kalp II
Lanetli Kalp IIOytun Demir · Perseus Yayınları · 03 okunma
Reklam
"Şehirde asla gece olmuyor." diyor yazar. "Yalancı bir aydınlıkta, uzatılmış günlerin yorgunluğuyla gündüzleri akşama, akşamları sabaha ekleyip duruyoruz." Konuşmayı kışkırtan karanlığın büyüsünü hangi genç gönle dinletebiliriz ki! Ürpertili oyun gecelerini... Zifiri karanlıkta oynanan saklambacın tadını bugünkü çocuklar ne bilsin! Nasıl anlatmalı onlara çamurdan oyuncak, telden araba yapmayı, üstüne atladığımız çubukla sokakları tozu dumana katmayı!..
Sayfa 156
Aşk... Bu öyle bir kuvveti ki bütün diğer kuvvetler, onun elinde adi bir oyuncak olmaktan kurtulamaz; insanlğın bütün kanunları bile onun önünde hükümsüz kalırdı.
Hayat yolunu cesaret ve metanetle geçirmek kendisince en büyük gurur ve iftihar kaynağıyken huzur dolu kalbi ve kayıtsız neşesine rağmen, başlı başına ruhani mesaisini yerine getirdikçe kederinden buz kesilmiş elini zihninde ilk ışığını yaymaya başlayan sevda alevinin hararetiyle ateş içinde olan alnına koyup biraz düşündükten sonra, kendi kendine, "Bu oyuncak bana niçin bu kadar dokundu?" diyerek yukarı kata çıkıyordu.
Şimdiki çocuklara anlatsan masal zannederler...
""1940'lı yılları çocuklar için yaşanmamış yıllar olarak kabul ediyorum" dedim ya. Oyuncak nerede? Küçücük bir sünger top bulup oynayamıyorduk ki. Lâstik topu alfabede resim olarak görürduk ama elle, ayakla oynama şansını bulamazdık. Yine de çaputları top şekline getirip iple bağlar, boş arsalarda onunla futbol oynardık.."
Reklam
Tövbe ve yemin çoklarının ağızlarında oyuncak olmuş iki kelimedir.
Bana sıtk ile ikrar verdiği halde beni aleme oyuncak eden kimselerden bizarım*. Çünkü benim alemle alışverişim yoktur
Sayfa 109 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. *Rahatsız, bıkkınKitabı okudu
Birilerinin gönlü olsun diye kimsenin kalbinizi oyuncak etmesine asla izin vermeyin.
Sayfa 61 - Destek Yayınları, 28.Baskı, NE MUTLU TÜRK ÜM DİYENE!Kitabı okudu
398 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Yaşar Kemal gercekten çok büyük yazar. Bu kitabında Çukurova dışına çıkmış bu defa Karadeniz'de geçen bir hayat hikayesiyle baş başa bırakıyor bizi. Kanadı kırık bir martı yavrusu, 11 yaşında küçük bir çocuğun hayal dünyası, bu çocuğun çok istediği oyuncak kamyon... Yaşar Kemal Salihin hayalleriyle çok güzel bir masal kurgularken, Salihin gözünden küçük kasaba hayatına, kaçakçılara dönemin siyasi olaylarını küçük çocuk gözüyle yorumluyor.
Al Gözüm Seyreyle Salih
Al Gözüm Seyreyle SalihYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 2017811 okunma
Reklam
"Kadınlar," diyor bir ses zihninin derinliklerinden, "Ka­dınlar, onlarla oynayamazsın ... Oynadığını zannedersin ama bir de bakmışsın, asıl oyuncak sen olmuşsun." Hayatına gi­ren kadınların yüzleri beliriyor sokağın zemininde. Birer bi­rer düşüyor görüntüleri ayaklarının dibine. Hepsinin boynu bükük, hepsinin gözlerinde keder. Hepsi üzgün ... Aldırmıyor, bir su birikintisiymiş gibi basıp geçiyor üzerlerinden, ama yeniden düşüyor görüntüler zemine. "Kadınlar," diyor o ses yine. "Kadınlardan asla kurtulamazsın, hayaletleri hayatın boyunca seni takip eder."
Dahası da var kuşkusuz, hele günümüzde! Kadın taraftarlara ya da oyunculara bile bulaşan maço bir kültür; cinsiyetçi, militarist ve milliyetçi sloganlar atan fanatik taraftarların şiddeti, sokak kavgaları, hatta birbirlerini öldürmeleri; holiganlar arasında örgütlenen ırkçı, dinci gruplar, dazlaklar; rakip takımlara düşmanlık söylemleri geliştirip
Sayfa 39 - Everest & 1. Baskı & Gazozuna MaçKitabı okudu
Bir amaca ulaşması sürekli engellenen insanlarda ne gibi değişiklikler olur?
Otomatik depresifler: Bazı insanlar aşılamaz zorluklarla karşılaşınca içine kapanır ve depresyona girer. Bu gruptakiler her durumdan depresyon çıkarırlar! Bu insanları içlerindeki alıngan, kırılgan ve incinmiş bir çocuk yönetir. Dış engellerden bile kendilerini suçlarlar. "Ben ne yaptım da bana bunu yaptılar?" Olağan öfkeliler:
Apsu neden kadınları sadece oyuncak olarak görüyorsun?
Temiz hava soluyup temiz su içen, temiz toprakta yetişen, saf buğday ekmeğini ayrana doğrayıp yiyen dağ köyü çocukları maşallah turp gibi. Her türlü ilaç, eğlence, yiyecek, oyuncak, giysi ile donanmış balkon çocukları ise horozdan korkup, esen yelden nem kapıyor.
Sayfa 100 - Dergah Yayınları
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.