Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"..aslında başka şeyler hayal etmiştim tabi ama, olsun. Var mı öyle pat diye hayale ulaşmak? Neler yaşadım… Ne insanlar tanıdım… Çoğunu unutmuş olsam da unutuşun bile bir cazibesi var bence. İnsan biraz da zamanın içinde süzülmeli, iyi ve kötü anıları birbirine karışıp belirsizleşmeli ve silinip gitmeli.”
Ama her sabah arabasını Patroklos'un mezarının çevresinde sürmeye mecbur yine de, Hektor'un cesedini lekelemeye mecbur ve bunları yaparken -gayet iyi anladığı üzere- kendi şerefini lekelemeye de mecbur. Nasıl duracağına dair zerre fikri yok.
Reklam
Titreyerek güneşi aramaya gidiyor. Verandanın basamaklarında durup etrafındakilere uyumakta olan kampa bakıyor. Ateşler yanıyor, akşam yemeğinin hazırlıkları epeyce ilerlemiş bile. Etini çeşnilendirecek otlar öğütülüyor. Dokuma tezgahları takırdıyor. Sırtına giysiler, yatağına örtüler dokunuyor. Köşenin öbür tarafındaki avluda adamları atlarını tımar ediyor, arabasını parlatıyor. Çok geçmeden Alkimos görünüp zırhını son bir defa elden geçirecek. Gördüğü her şey Akhilleus'un kontrolünde.
İyi ahlak küçük hanım, ana babanın evinde uslu edepli oturup büyükleri saymak, zamanı gelmeden koca peşine düşmemek... Zamanı gelince koca da bulunur. Tabi yetenekler, bazı bilgiler kısmetin açılmasına yarar, ona ne şüphe. Örneğin, bir genç kız piyano çalman, çat pat Fransızca konuşmalı, tarihle coğrafyaya, aritmetiğe büsbütün yabancı olmamalıdır. Bundan fazlası da fazla... Bir de mutfak. Evet. Ciddi, erdemli her genç kızın bilgi dağarcığında mutfak bilgisi olması şarttır. Ama uzun lafın kısası iki gözüm pek sayın küçük hanımefendi, bütün bunları saymam gereksiz, çünkü benimle kaçmanıza nasıl olsa fırsat vermezler, yakalarlar bizi.
Sayfa 118 - İletişim Yayınları II
‘Yaşamak için hazır olmayı bekleyemeyiz… İnsanı pat diye vurur yaşam.’
Cüneyt Arkın ; Kavga başladı, Nejdet abi şaşırdı.Şaşırınca üst üste bindi kavgacilar, Nejdet abinin üzerine örtüler adeta,yok oldu koca adam.Birden bir ses"pat!", Çinliler savruldu daha sola.Kalktı Nejdet abi, etrafına baktı:"Erkekseniz vanar vanar gelin ulan! dedi. Tüm set gülmekten karnımız ağrıdı.
Reklam
"Aşka inanmıyorum"der bazıları. Zaten aşkın da çok umurundaydı senin inanıp inanmaman. Pat diye geliverir öyle; destursuz, pervasız, cüretkâr..."
248 syf.
3/10 puan verdi
Kitap kapağına bayıldım, kendisiyle ilgili genelde güzel yorumlar da olunca büyük bir hevesle başlayıp, uzun zamandır aradığım kitap bu olabilir, beni sayfalara bağımlı yapar dedim ancak maalesef... O kadar saçmaydı ki nedense okuduğum herşey mantıksız geldi. İblis dünyası, okuduğumuz, biliğimiz tarihe onlarında eklenmiş olması ve yüz yıllardır dünyada onlarla yaşıyor olduğumuz bir evren de değildi mantıksız gelen... Karakterler tutarsız, hareketleri saçma ve çoğu yerde çocukça geldi bana. Yani bilemiyorum belki kitaplar 270 sayfa kadar değilde biraz daha uzun olsa ve konular pat pat işlenmese bana biraz daha iyi olabilirmiş gibi geldi. Ne hislerine, ne öfkelerine, ne intikam arzularına, ne de iki ana karakter arasında tam olarak neler olduğuna odaklanabildim ben. Sevemedim bir türlü. Her kitabın bir can alıcı noktada bitmiş olması bile bir sonraki kitaba geçmek için heyecanlandırmadı beni. İki kitap elimde var diye başladım ancak üçüncüyü okumam diye düşünüyorum. Çok uğraştım kısacık sayfaları biritmek için, belki bir yerde bağlanırım kitaba diye. Son kitap içinse hiç hevesli değilim, merak falan etmiyorum. Banane deyip geçiyorum. Wattpad de bile (sayılı bile olsa) çok daha güzel fantastikler varken neden dünya para verilip böyle saçma kitaplar çevriliyor onu da anlamıyorum. Çok gömdüm kitabı ancak fena halde sinirliyim hikayeye... Okuyup, beğenenlere sevgiler
Alevlerin Lordu
Alevlerin LorduC.N. Crawford · Olimpos Yayınları · 2023231 okunma
Trenden içeriye sızan rüzgârla pat pat diye sesler çıkaran, oraya buraya savrulan bu perde gibiydim vakti zamanında. Bu yırtık perde gibi bir vakit ben de sallanıp durdum dünyada. Perdem solup kan kırmızı bir bayrağa dönüştü. Bu kara gökyüzünde göndere çekilip nazlı nazlı sallandım. Sararıp soldum zaman içinde. Bir düğün evine asılmasını beklediğim bayrağım, sonunda bir ölü evine asıldı.
Sayfa 126 - Everest Yay.Kitabı okudu
Pat diye kucağıma bırakılmış bu taşıması ağır itiraf karşısında hazırlıksızım, çarnaçar teslim oluyorum.
Reklam
Ölüleri gömülmek üzere hazırlamak, tıpkı doğum ve yeni doğmuş bebeklerin bakımı gibi kadın işidir. Bu dünyaların kapı bekçileriyiz biz.
Bir ölü doğru dürüst gömülmezse, dünyada gezinmekte lanetlenir. Ait oldukları yere, ölüler dünyasına giremez
Yaşamak için hazır olmayı bekleyemeyiz... İnsanı pat diye vurur yaşam.
“Aslında başka şeyler hayal etmiştim tabi ama, olsun. Var mı öyle pat diye hayale ulaşmak? Neler yaşadım… Ne insanlar tanıdım… Çoğunu unutmuş olsam da unutuşun bile bir cazibesi var bence. İnsan biraz da zamanın içinde süzülmeli, iyi ve kötü anıları birbirine karışıp belirsizleşmeli ve silinip gitmeli.” Ahlat Ağacı
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.