Balo. Prens Kai onu baloya davet ediyordu. Ama balonun yapılacağı gün, eğer arabayı tamir etmiş olursa, Iko ile birlikte buralardan uzaklaşmayı planladığı akşamdı. Bu hayattan kaçacağı akşam.
Cinder gerildi ve eldivenlerine rağmen, prensin, çeliğin o kaba sertliğini hissedeceğinden korktu. Ama şüpheli bir hareket olarak algılanacağı için, elini geri çekmeye de cesaret edemedi. Kai kızın elini alıp dudaklarına götürerek üstüne bir öpücük kondururken, Cinder da iradesiyle, robotik elini daha yumuşak, daha esnek, daha insansı bir hâle getirmeye çalıştı. Nefesini tuttu; utanmış ve aklı başından gitmişti.
Prens, Cinder’ın elini bıraktı, eğilerek selam verdi -saçları yine gözlerinin önüne düşmüştü- ve odadan ayrıldı.
Cinder donmuş hâlde kaldı. Kablolardan oluşan sinirleri aşırı ısınmıştı.
O yüzden, yalvarırız hepinize, lütfen,
Eve gidince atın televizyonu pencereden!
Evde televizyondan boşalan yere
Güzel bir kitaplık kurun bir an önce.
Doldurun rafları en güzel kitaplarla,
Gözler görmesin o kötü kutuyu bir daha.