"Sınırsız sevgiyle yapılan küçük şeyler değerlidir. Ne yaptığımız değil, yaparken ne kadar sevgiyle yaptığımız önemlidir." rahibe terasa tabi kitabı okurken bir diğer sayfada acaba ne çalışmalar yapmıştır diyip okurdum. etkilendiğim bir kitap oldu. kendini önemsemeyen dünyaca tanınsa da hastalarına,kimsesizlere yardım etmek tek amacı olan bir kadın ,ölmekten korkmayan tek korkunun geride hastalarına kimsesizlere bakacaklarının olmaması ve küçük çalışmalarla büyük sonuç elde eden bir kadın Rahibe Terasa
Rahibe TeresaMaria Di Lorenzo · Pencere Yayınları · 200013 okunma
1582 yılında ölen İspanyol rahibe Avilah Azize Teresa
gizemli karşılaşmalarından birini şöyle anlatmıştır:
Onun ellerinde uzun, altın bir mızrak ve mızrağın
ucunda bir ateş gördüm. Bu mızrakla defalarca yüreğimi,
bağırsaklarımı deşti. Mızrağı dışarı çıkardığı zaman
onun da mızrakla birlikte dışarı çıktığını ve beni Tanrı
sevgisiyle yanıp tutuşmuş halde bıraktığını düşündüm.
Acı o kadar keskindi ki birkaç kez inledim; ve bu yoğun
acının verdiği haz öylesine büyüktü ki kimse böyle bir
hazdan yoksun kalmak istemez, kimsenin ruhu daha
azıyla yetinmeye yanaşmazdı [ . . . ] Ruh ve Tanrı arasında
geçen sevgi konuşmaları o kadar tatlıydı ki eğer yalan
söylediğimi düşünen varsa, Tanrıya yalvarırım, aynı
deneyimi ona da yaşatsın.
Azize Teresa'nın kullandığı imgelerin güçlü cinsel çağrışımlarla
yüklü olduğunu fark etmişsinizdir: Ateşli bir mızrak
vücuduna saplanıyor, mızrağın geri çekilmesi onu ateşler
içinde bırakıyor, içine sevgi dolduruyor; inlemelerden, yoğunluktan, hazdan söz ediyor.
Tarihte iz bırakan kadınların söyledikleri harika sözler
Yinede insanların ❣ kalplerinin güzel olduğuna inanıyorum
Anne Frank (1929 -1945)
İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın kalmaz
Rahibe Terasa (1910-1997)
Zeki olupta aptal görünmek kadar güzel bir şey yoktur
Agatha Cristie (1990-1976)
Doğru olan şeyi yaparken korku hissetmemelisiniz
Rosa Parks (1913-2005)
Aile hayatın en önemli şeydir
Prenses Diana (1961-1996)
Merhabalar... nerden nasıl başlanır bilmiyorum ama yazacaklarım kendi incelemem olduğu İçin dolayısıyla kendi kanaatlerimdir. Kitap sanki bir ispat İçin yazılmış. Safiyane bir aşk diyebilirsiniz ama bana öyle gelmedi. Hırslı ihtiraslı bir kadın kendi hırsı İçin aşkını kullandığı bir adam(sırf artist olmak İçin yıllarca kocasıyla aynı eve girip çıkıyor Kemal ve herkes o günün şartlarında buna göz yumuyor,böyle bir şey şimdi bile olmazken)ve sonunda yine artist olamadım beni artist yapmadın diye kendi hırsı yüzünden kendi eliyle ölümü. Kazadan sonra neyin eksikti Füsun? Seni yıllarca beklemiş her kaprisini çekmiş Kemal’i de yaktın diyorsunuz. Kitapta Kemal’in eski nişanlısı Sibel’e yanlı yaklaşılmış kullanılıp adı ağızlara düşmüş bir kadını alçaltıp,kendi rızasıyla yaptığı işler yüzünden sürekli başkasını suçlayan Füsun’a rahibe terasa rolü çizilmiş. Sinir oldum o yüzden. Artı kitap o kadar çok detay içeriyor ki. Çoğu sayfayı hızlıca taramak zorunda kaldım. İstanbul sokaklarında taşların açıklığında sigara izmaritinden evin cumbasının sokağa uzanış şeklinde ölüyorsunuz. Ya hu bu kadar betimleme çok çok çok olmamış mı diyorsunuz. Elimdeki baskı 586 sayfa. Ama illa hikayesini anlatmak istiyorsa Kemal bey Orhan Pamuk bunu 250 sayfada yapabilirdi diye düşündüm. Bazı nahoş şeyler fazla detaylandırılmış. Kesinlikle gerek yoktu diye düşünüyor gençlere okumaları İçin salık verilmemeli diyorum....