Seyrek ışıklarla başladığında sen koşuna, Acı, ıslak gözlerini kaldırır bakar sana.
İçerde -sesleniyorlarmışçasına sana: Anla! - derinliklerinin derininde bir dünya yatıyor ağrılarda...
Gece Düşünceleri
Ve sonra, sonra geldin almaya ruhumu
gecenin içinden.
Öyle ürkülüydüm, geldin sessiz ve sevgiyle, o ân düşünmüştüm düşte senden.
Geldin, ve sessiz bir masal, türküsüyle
çınladı geceden.
.
Bulabilseydik keşke biz de saf, ölçülü, ince
insani bir şey, bize ait bir parça bereketli toprak
nehir ile kayalık arasında. Zira aşar
kendi kalbimiz de bizi
hala onlar gibi.
Ve göremeyiz kalbimizi artık,
ne onu yatıştıran suretlerde,
ne de yücelten tanrısal gövdelerde.
Cesaretin de zaman zaman kendini şöyle bir bırakmaya, ipek örtülerin püsküllerine takılıp şöyle bir yuvarlanmaya ihtiyacı vardır. Hep asker olmak zorunda kalmamak...
Yalnızca geceleri insan, kimi zaman gittiği yolu tanır gibi oluyor. Ama sakın bütün yaptığımız, yabancı bir güneşin altında onca zahmetle alınan yoldan geri dönüp hep aynı yere gelmek olmasın?
BİR mayıs günü olmak seninle,
geçip kendimizden çekmek birbirimizi
çiçek kokularından buhurlu yalım sergenine
ve çardağa beyaz yaseminli.
Ve oradan mayıs mavisine bakmak,
her arzu ruhta öylesine sakin ...
Ve ortasında mayıs zevkinin bir mutluluk kurmak,
büyük bir, - budur benim istediğim ...