Evet, zerre, acz ve cümûduyla beraber, şuurkârâne büyük vazifeleri yapmakla, büyük yükleri kaldırmakla, Vâcibü’l-Vücudun vücuduna katî şehâdet ettiği gibi, harekâtında nizâmât-ı umumiyeye tevfîk-ı hareket edip, her girdiği yerde ona mahsus nizâmâtı mürâât etmekle, her yerde kendi vatanı gibi yerleşmesiyle Vâcibü’l-Vücudun vahdetine ve mülk ve melekûtun mâliki olan Zâtın ehadiyetine şehâdet eder. Yani, zerre kimin ise, gezdiği bütün yerler de onundur.
''Nurla iştigalin, ölümden başka her belaya, hastalıklara bir ilaç olduğu gibi; dehşetli ölümü de, cennetin kapısı gösterip, ehl-i imanı heyecanla şevke getiriyor.''
Senden sana daha yakın ve senin kalbin onun tasarrufunda ve senin cismin onun tedbir ve icadında olan bir Zât-ı Akdes'in Rububiyetini ve hikmetini nazara almayıp, tâ dünyanın nihayetinden zarar ve menfaati beklemek ne derece divanelik olduğu tarif edilmez!..