Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ravza

Ravza
@ravza_aydogan28
ᴏᴋᴜᴍᴀᴅığıɴ ɢüɴ ᴋᴀʀᴀɴʟıᴋᴛᴀsıɴ..
Erkek isteyen (tâlib), kadınsa istenendi her zaman. Çünkü özeldi kadın. O rağbet eden değil, rağbet edilendi. Tersi vakarına halel getireceği düşüncesiyle 'ayıp' bile sayılırdı. Bu nedenle de günümüzde halen evlenme süreçleri 'kız isteme' adetiyle başlar. İslâm, kıza 'istenen' olma şerefini bahşetmiştir. Modern dünya ise özgürlük adı altında, hiçbir kural ve kaide olmaksızın kadına isteyenin istediği anda ulaşabileceği bir düzen kurmuştur. Bunun da adına eşitlik ve özgürlük demiştir.
Reklam
Kadın-Erkek Eşit mi?
Kadını erkeğe eşitleyerek, hayatın her alanında bulunması gerektiğini savunanlar ağır bir fatura da ödetmektedirler kadına. Zira erkeğe nispetle daha narin ve naif yaratılan kadını iş dünyasının engebeli; çalkantılı furyasının içine atmak beden ve ruh sağlığı açısından da ağır sonuçları getirmiştir. Çok basit bir misal olarak haber niteliği taşıyan şu olayı paylaşalım: Ünlü kalp cerrahı Prof.Dr. Bingür SÖNMEZ kendisiyle yapılan bir mülakatta, kadınların kalp krizi riski taşıması açısından erkeklerden daha az risk altında olmalarına rağmen bu durumun artık eşitlendiğini beyan ederek şöyle demiştir: "Çünkü kadınlar artık hayatın yüküne ortak oldular. Onların ameliyatı daha riskli çünkü damarları daha ince." SÖNMEZ şunları da eklemektedir; "Artık kadınlarımız doğurmuyorlar. Doğursalar çocuklarını emzirmiyorlar. Oysa doğurma ve emzirme onları gençleştiren bir özelliğe sahip." Kadını getirdikleri nokta budur.
Kızını Allah'a iyi bir kul olarak yetiştirebilmeyi öncelikli hedef edinecek yerde, mahremiyet hükümlerini kariyer yalanına kurban eden çağın ebeveynleri bizi temsil edemez. Bizi ancak ne bir yiyeceğin ne de bir içeceğin olmadığı hicazda kocası İbrahim onu Kabe'nin avlusuna bırakıp giderken "Bizi buraya bırakmanı sana Allah mı emretti' sorusuna karşı "evet" cevabını alınca "öyleyse gidebilirsin. O bizi asla zayi etmez" teslimiyetindeki Hz. Hacer ruhlu İslam kadınları temsil edebilir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Muhammedî kıza düşen Firavun'un dünyasında Asiye olmaktır bugün. Ebu Cehil'in çağında Muhammedî kız olmaktır. Zira tesettürü değerli kılan en önemli unsurlardan biri de uğruna verilen mücadeledir.
İslâm'a göre kadın bir mücevherdir. Bu sebeple her türlü serkeşliklerden ve küçük düşürücü; rahatsız edici sataşmalardan himaye edilmelidir. Bu anlamda tesettür, böyle bir mücevherin kendisini koruyabilmesi için muazzam bir kalkandır.
Reklam
"Zarar verebilir mi ufukta doğmakta olan güneşe, gözü görmeyen körün onu görmemesi.."
İslam ve Kadın
İnsan olup olmadığı tartışılan kadını, kendisine soru sorulan, ilminden istifade edilen şahsiyetli bir kişiliğe dönüştüren nizam Hz. Muhammed'in nizamıdır.
Unutma: "Yol O'nun, varlık O'nun gerisi hep angarya." Diren bu yozlaşmış çağın cehenneme çağıran şeytanî sloganlarına... Diren, medyanın sahte güzellemelerle kadını modern cahiliye yaşamının bataklarına itme çabalarına... Diren ve karşı koy tüm bunlara, imanın, izzetin ve iffetin adına.. Zira sen varsan var olacak toplum. Sen, cemiyetin kalbi 'ifet'imizin baş sembolüsün. Mahremiyet bir şehirse sen istiklalini simgeleyen muhkem kalesisin. Çağı olmazlarını olduracak şifreler sende gizlidir. Kadınlığın izzetini ayaklar altına alan seküler konuşmalara, feminist yönelimlere, ahlak yoksunu ekranlara, bataklığa dönmüş gazete sayfalarına karşı Fatıma'ca duruşumuzu sen temsil edeceksin. Ve bu temsille büyüyecek yeniden Fatihler ve Ulubatlılar. Ve şükür ki, kadınlık haysiyetini yok etmek isteyenlere karşı bu çağın senin gibi Muhammedî kızları var!
Cahiliye döneminde kız olmak, bir yandan koca bir 'hiç'liğe mahkum olmak anlamına geldiği gibi öbür yandan türlü emel ve düşünceler uğruna kimi zaman 'nesnelleştirilmek' kimi zaman da 'diri diri gömülmek' demekti.
İslam'dan Önce Kadın
Fransızlar, Hz. Peygamber henüz daha gençlik çağlarındayken (M.S.586) kadınların insan olup olmadığı hakkında paneller düzenlemişlerdir. Kadının mahiyeti hakkında yapılan bu paneller ve konferanslar neticesinde kadınların insan olduğunu kabul etmekle beraber sadece erkeklere hizmet için yaratıldığı sonucuna varmışlardır.
Reklam
Önsöz
Hanımefendi kardeşim! Kandırmaya çalışıyorlar seni. Aldatmaya, tarih sahnesinde bir 'obje' olarak yer almaya davet ediyorlar. Özgürlük yalanlarıyla çekmeye çalşıyorlar seni olmaman gereken yerlere. Varlık amacını ıskalamanı; cemiyete sultan olmak yerine, kapitalizme köle olmanı istiyorlar senden. Sana İslâm'ın değer vermediği
102 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Şah-ı Nakşibend
Şah-ı NakşibendUbeydullah Bayram Tekin
8.8/10 · 22 okunma
"Öyle çalışın ki kimseye yük olmayın, yâr olun.." Şâh-ı Nakşibend Hazretleri
Sayfa 102Kitabı okudu
Buhara âlimleri Şâh-ı Nakşibend'e; "Bir Müslüman namazda iken huzuru nasıl bulabilir?" diye sordular. O da; "Sürekli helal yemelidir. Namaz haricinde bile Allah'ı unutmamalıdır. Abdest alırken bile devamlı zikirle meşgul olmalıdır. İlk tekbiri alırken, Allah'ın huzurunda olduğunu bilmelidir" buyurdu.
Şâh-ı Nakşibend'e şöyle sordular; "Sizin tarikatınızda açıktan ibadet ve zikir, âyin ve merasim yoktur. Bu konuda ne dersiniz?" Bunun üzerine Şâh-ı Nakşibend; "Zahirimiz halk ile bâtınımız Hak iledir." buyurdular.
861 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.