Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hökuməti və bizi aldatmağı bacaracağını düşünən hər kəs dəlidir.
...deyirlər ki, mən ünsiyyətcil deyiləm. Guya ki, mən insanlarla pis yola gedirəm. Qəribədir. Çünki əslində mən çox ünsiyyətciləm. Sadəcə bu onların ünsiyyət adı altında nə anladıqlarından asılıdır.
Reklam
Montag hiçbir şey yapmamıştı.Her şeyi eli yapmıştı, kendine ait bir beyni olan eli, titreyen her parmağında vicdan ve merak olan ve hırsıza dönüşmüş eli.
Yaşlı bir kadını kitaplarıyla birlikte yaktık "Neyse ki halı yıkanabiliyor."
Kız dudaklarını yaladı."Yağmurun tadı bile güzel" Montag,"Ne yapıyorsun...her şeyi bir kez denemeye mi çalışıyorsun?"diye sordu "Bazen iki kez"dedi. .... Bazen de başımı böyle geriye atıp yağmur damlalarının ağzımın içine düşmesini sağladığımı söylüyorum.Tatları aynen şarap gibi.Bunu hiç denedin mi?
Karanlığı içer miydi?Yıllarca birikmiş bütün zehirleri emer miydi?
Sayfa 34
Reklam
• Dışımız serseri, içimiz kütüphane.
Sayfa 180Kitabı okudu
• 'Fazla itiraz gerçeğin itibarını düşürür'
Sayfa 131Kitabı okudu
• "En büyük aptallar biraz akıllı olanlardır."
Sayfa 129Kitabı okudu
"İnsanlar neden insalara acı vermek istiyor? Dünyada yeterince acı yokmuş gibi, illa insanları öyle şeylerle rahatsız edeceksiniz!"
Sayfa 124Kitabı okudu
Reklam
"Yıldızlara ulaştığınız zaman, bütün korkular gidecek ve Ölüm'ün kendisi de ölecek."
Sayfa 134Kitabı okudu
“Dediklerine göre hep başkalarının kocaları ölürmüş.”
Sayfa 118 - İthaki yayınlarıKitabı okudu
Bir insan kaç kez yıkılıp hâlâ sağ kalabilir?
"Ölmenin güzel tarafı bu;kaybedecek bir şeyin olmayınca,istediğin riske girebiliyorsun.
Tom sadece on yaşındaydı. Ölüm, korku ve dehşet hakkında çok az şey biliyordu. Ölüm, o altı yaşındayken göçüp giden Büyük-büyükbaba’nın kutusunun içine düşmüş büyük bir akbaba görüntüsüydü; sessiz, içine kapanmış, artık nasıl iyi bir çocuk olunacağını ona söylemeyen, artık politika üzerine özlü yorumlar yapmayan, tabutun içindeki muma benzeyen şekildi. Ölüm onun için, yedi yaşındayken bir sabah uyanıp beşiğine baktığında, erkekler küçük bir hasır sepetle onu alıp götürmeye gelinceye kadar, kendisine görmeyen, mavi, sabit ve donuk bir ifadeyle bakan küçük kız kardeşiydi. Ölüm, dört hafta sonra kızın yüksek iskemlesinin yanında dururken, onun bir daha gülerek ve ağlayarak asla bunun içinde olamayacağını ve doğduğu için onu bir daha kıskandıramayacağını birden fark etmekti. Ölüm buydu. Ve ölüm, görünmeyen, ağaçların arkasında yürüyen ve duran; bu şehirde, bu sokaklarda son üç yılda bir, iki, üç kadını öldüren; ışıkları zayıf olan bir sürü yere yılda birkaç kez girmek için kırsal kesimde bekleyen Yalnız Adam’dı. Bu Ölüm’dü...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.