Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sonuçta hepimiz, hayatta kalanların çocukları değil miydik? Savaşlar, depremler, kuraklıklar, katliamlar, salgınlar, işgaller, kavgalar ve felaketlerden sağ çıkanların çocukları... Dolandırıcıların, hırsızların, katillerin, yalancıların, muhbirlerin, hainlerin, batan bir gemiden ilk kaçanların ve de başkalarının ellerindeki cansimitlerini söküp alanların çocukları... Sağ kalmayı bilmiş olanların... Sağ kalmak için her şeyi, ama her şeyi göze almış olanların... Bugün hayattaysak eğer, soyağacımızdan birileri “Ya o ya ben!” dediği için değil miydi? Belki de kötülüğün ağır basması bile değildi bu. Doğal olandı... Sadece bize çirkin geliyordu, o kadar..
Ölümlüler şöhreti böyle ele geçiriyor,diye düşündüm. Çok çalışarak ve kendilerini adayarak, yeteneklerine bahçeye bakarmış gibi bakıp güneşin altında ışıldamasını sağlayarak. Ama tanrılar irinden ve nekterdan ,kusursuzlukları parmak uçlarından fışkırarak doğuyordu. Onlar da neleri mahvedebileceklerini ispatlayarak elde ediyordu şöhretlerini . Şehirleri yakıp yıkarak,savaşlar çıkararak, salgınlar ve canavarlar yaratarak.
Reklam
.. Bakteri ve virüsleri yenmemizi sağlayan biyoteknoloji, aynı zamanda bizzat insanların kendisini eşi benzeri görülmemiş bir tehdide dönüştürüyor. Doktorların hızla teşhis koyup yeni hastalıklara tedavi önermesini sağlayan araçlar, orduların ve teröristlerin daha korkunç, kıyamet alameti gibi hastalıklar yaratmasına da imkan sağlıyor. Öyle ki insan türünü gelecekte tehlikeye atacak büyük salgınların, acımasız bir ideolojinin takipçisi insanların bizzat kendi elinden çıkması işten bile değil. İnsanevladının doğal salgınlar karşısında çaresiz kaldığı çağ, muhtemelen sona erdi. Ne var ki o günleri mumla arayabiliriz.
Aşı Karşıtlığı Hakkında - 1
İnsanlık olarak diğer canlıların başaramayacağı birçok şey yaptık: doğaya göre hareket etmek yerine önce onu anladık, sonra kendimize uygun hale getirmeyi öğrendik; tarım ve hayvancılık ile diğer canlıları yönettik, nasıl evrimleşeceklerini belirledik; kültür, sanat, bilim gibi bize özgü alanlar oluşturduk… Ama tüm bu başarıların sahibi biz
Eskiden dünyayı kasıp kavuran veba gibi salgınlar vardı. Şimdi herkese bulaşmış olan hastalığın adı enaniyet.
Sayfa 194Kitabı okudu
Eskiden dünyayı kasıp kavuran vebâ gibi salgınlar vardı. Şimdi herkese bulaşmış olan hastalığın adı enâniyet.
Sayfa 194Kitabı okudu
Reklam
208 syf.
·
Puan vermedi
Okumaya başladığınızda bir sonraki adımı tahmin etmeye çalışmayın, çünkü durum sizin bildiğiniz gibi değil. Mistik öğelerle bilimin, inancın, enerjinin ve hatta bilimkurgunun harika hikayelendirildiği bir roman olmuş. Diğer 2 kitabını da okuduğum yazarın tasvirlerine bayıldığım için bu kitabına da şans verdim ve asla pişman olmadım. Büyük bir olay yaşanır ve görünenin dışında şehir efsaneleri üretilir ya, siz de yok artık dersiniz. Depremler, salgınlar ve gruplar arası çatışmalar… işte yazar tüm bu kaosların arkasında belki de sanılanın ötesinde bir güç olduğunu, üretilen tüm düşünceleri haklı çıkartacak bir kurguyla işlemiş. Belki de Atlas sensindir. Sana sandığından daha büyük bir amaç verilmiştir.
Luna
LunaBuğra Gülsoy · İnkilap Kitabevi · 2022232 okunma
Coranavirüsü anımsattı. Tabiatın doğal yasasında yıkım vardır
Bir türün son derece elverişli koşulları bulduğu ufak bir arazide sayıca artış göstermesi durumunda sıklıkla salgınlar baş gösterir.
Bakteri ve virüsleri yenmemizi sağlayan biyoteknoloji, aynı zamanda bizzat insanların kendisini eşi benzeri görülmemiş bir tehdide dönüştürüyor. Doktorların hızla teşhis koyup yeni hastalıklara tedavi önermesini sağlayan araçlar, orduların ve teröristlerin daha korkunç, kıyamet alameti gibi hastalıklar yaratmasına da imkan sağlıyor. Öyle ki insan türünü gelecekte tehlikeye atacak büyük salgınların, acımasız bir ideolojinin takipçisi insanların bizzat kendi elinden çıkması işten bile değil. İnsan evladı­nın doğal salgınlar karşısında çaresiz kaldığı çağ, muhtemelen sona erdi. Ne var ki o günleri mumla arayabiliriz.
72 syf.
9/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Yazarın 1912 yılında kaleme aldığı Kızıl Veba'nın, Dünya var olduğu sürece devam edecek salgınlar hakkında temel bir gerçekliği öne sürdüğünü görüyoruz… İnsan var olduğu sürece şartlar ve dönem ne olursa olsun döngümüz hep aynı olacak. İçgüdülerimiz bizi yaşatırken, cehaletimiz bizi öldürecek. Bir uygarlığın ortaya çıkan öldürücü bir hastalıkla nasıl yok olduğunu, dengelerin nasıl değiştiğini günümüz çağında halihazırda yaşadığımız hastalığa ithafen yazılmış bir kitap. Verilen mesaj güzel her şeye rağmen insan kalabilmek asıl mesele! Salgınların hayatları nasıl altüst ettiği, olmayacak şeylerin olmasına sebep olduğu, insanların en sevdiklerine bile çaresiz kaldığı, hastalıkların ırkları tehdit ettiği bir dünyada, hayatlar biter. Bu noktada iki ihtimal vardır ya tamamen bitiş burda son bulur ya da bir umuttan yeniden başlangıç, bu başlangıç olursa en baştan en geriden başlar, yeniden uygarlık seviyesi ve sonra yine bir sebep ve yine çöküş böyle bir döngü. Döngü bile olsa ki bu sadece biraz uzun sürer ama iki durumda da her zaman herşey bitmeye mahkûmdur..
Kızıl Veba
Kızıl VebaJack London · Türkiye İş Bankası kültür Yayınları · 202032bin okunma
Reklam
Evet, erdemleri anlamak genelde zordur. Yüksek bir görüş gücü ve bilinç ister çünkü çoğunlukla değerler insanın toyluk zamanlarında önemsenmez iken ilerleyen yaşlarla kıymete biner. Yaşla gelen bir bilinçle onu daha açık fark edebilir ve kavrayabiliriz. Bana göre erdemler üzerinde konuşmak bakışları yukarı çevirmek ve bilinçlerimizi uyandırmak açısından her geçen gün daha da önemli olmaktadır. Çünkü yaşadığımız dünyanın içinde bulunduğu salgınlar, yoksulluk ve dört bir yanını sarmış etik sorunları nedeniyle bu değerleri özlemle arar olduk.
İki sesi vardı bu şiirin:
Birisi gözü kara bir isyan; öteki kabullenmiş gibi görünen ama isyandan yakıcı bir çekinik­lik: "Ey sen aklını devrimden kaçıran/ Çocuklar yok mu dünyada, yok mu denizler?/ Apansız bastıran kırımlar yok mu?/ Salgınlar sürgünler savaşlar/ Ölüm seni çevirmez mi?" (Kırmızı Karanfil)
O canım Kharitler ve o güzelim Peitho Altın gerdanlıklar taktılar boynuna Horalar bahar çiçekleriyle donattılar saçlarını, Hermeias doldurdu göğsüne yalan dolanı, Uzaktan gürleyen Zeus'un istediği oluyordu, Ses koydu içine o tanrılar kılavuzu Ve Pandora adını taktı. Pandora bütün tanrıların armağanı demekti, Çünkü tüm Olymposlular armağan vermişti ona. Tanrıların babası kurunca bu düzeni, Epimetheus'a gönderdi Pandora'yı Kılavuz Tanrı Hermeias'la. Epimetheus unuttu Prometheus'un dediğini: "Zeus'tan armağan alma," demişti ona Prometheus, "Alırsan, ölümlüleri derde sokarsın," demişti. Armağanı aldı ve alınca anladı Başına bela aldığını. Eskiden insanoğlu bu dünyada Dertlerden, kaygılardan uzak yaşardı, Bilmezdi ölüm getiren Pandora açınca kutunun kapağını, Dağıttı insanlara acıları dertleri. Bir tek Umut kaldı dışarı çıkmadık Kapağı açılan dert kutusundan. Umut tam çıkacakken Pandora kapamıştı kapağı, Böyle istemişti bulutları devşiren Zeus. O gün bugündür insanların başı dertte, Toprak bela doludur, deniz bela dolu, doludur, gündüzler dert dolu, Salgınlar başıboş dolaşır sessizce Ölümlülerin çevresinde, Derin düşünceli Zeus ses vermedi onlara Sessizce gelişlerini duymasın diye insanlar. Görüyorsun ya Zeus'un dileğine karşı gelinmez.
Her insanın nazarı, dikkati, odağı kendi benliğine dönük... Herkesin enâniyeti okşana okşana çıldırtılmış durumda. Eskiden dünyayı kasıp kavuran vebâ gibi salgınlar vardı. Şimdi herkese bulaşmış olan hastalığın adı enâniyet.
Sayfa 194 - HayykitapKitabı okuyor
Ölmemek İçin Öldürür müsün?
Sonuçta hepimiz hayatta kalanların çocukları değil miydik? Savaşlar, depremler, katliamlar salgınlar ve felaketlerden sağ çıkanların çocukları, katillerin yalanların muhbirlerin batan bir gemiden ilk kaçanların ve bir başkasının elindeki can simidini söküp alanların çocukları, sağ kalmayı bilmiş olanların sağ kalmak için her şeyi ama her şeyi göze almış olanların. Bugün hayattaysak eğer, soy ağacımızdan birileri ya o ya ben dediği için değil miydi? Belki de bu kötülüğün ağır basması bile değildi, doğal olandı sadece bize çirkin geliyordu ama vahşi doğada çirkinlik diye bir şey yoktu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.