Aşağıya doğru öteki misafirlerin arasında bir kurmay göze çarpıyordu.
Sarışın, sert ve bakınırken gözlerine takılmamak imkânsız!
Hacı Âdil, arasıra ona dönüyor. Belli ki, rütbesi ile nisbetsiz bir önemi var.
Biz Meşrutiyetin komitacılık âleminde bu önemlere alışmıştık.
Salondan çıktıktan sonra, Hacı Âdil'e bu zatın kim olduğunu sordum.
- MUSTAFA KEMAL BEY, dedi.
Sonra biraz şaşıca gözlerini manalaştırarak, ilave etti:
- YAMANDIR!