Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

perişan sümbüller sarhoş nergisler

perişan sümbüller sarhoş nergisler
@sebebey
Kabrin arkası için çalışınız; hakikî saadet ve lezzet ondadır.
Allah sevgisi, insan maneviyatının esasıdır. Onsuz, ruhun çöküntüsü mukadderdir. Ruhun manevi hastalıklarının tek ilâcı Allah sevgisidir. Bütün sevgiler, Allah sevgisini aramadır. Onun provasıdır. Denemesi ve karalamasıdır. Birdenbire bulunur aşk. Birdenbire erilir ona.
Diriliş Yayınları
Reklam
Severiz Tanrı'yı. Tanrı sevgisi, hayatın, varoluşun tek temeli. O sevgi olmadan tek yaprak bile kımıldamaz kâinatta. Kainattaki ahenk, o sevginin ahengi, barış o sevginin barışı, uyum o sevginin uyumudur. Tanrı sevgisi, en yakıcı ateşten daha şiddetli bir hararete sahiptir. Ondandır ki, bunca engel, bunca perde yığdı aramıza kader. Yine de gün gelince mermer erir, taş delinir, perdeler yırtılır ve biz Tanrı'ya gideriz. Mutlak güzelliğin kaynağı Tanrı'ya gideriz. O'nun varlığında yok olmaya ya da daha doğrusu O'nun varlığıyla varolmaya gideriz.
Diriliş Yayınları
İnsanoğlu iyi düşünse, gerçek anlamda dünyada hiç bir şeyinin bulunmadığını idrak eder. Gören gözümüz, işiten kulağımız, düşünen dimağımız bile günü gelince bizi terk edip gider. Neye sahibiz ki? Sahipliğimiz, malikliğimiz hep geçicidir. Bir bahçemiz vardır. Onu kendimizin sanırız. Ama kimbilir belki onun içinde dolaşan kedi de kendinin sanmaktadır onu. Kuş da, yılan da, kirpi de kendinin sanmaktadır şu bizim sandığımız bahçeyi. Kuş, şarkısını söylerken bizden haberdar mıdır? Ağaç, köküyle toprağın karanlıklığını karıştırırken ve güneşe, ışığa doğru dallarını, çiçeklerini ve meyvelerini uzatırken bizden haberdar mıdır? Bizden haberdar olsa bile kendini bize ait kabul eder mi? “Ben ağacım” demez de “ben insanın ağacıyım” der mi? “Ben kuşum” demez de “ben insanın kuşuyum” der mi? Hayır, ne kuş, ne ağaç, ne taş, ne yer, ne gök kendini bize ait sayar. İnsanoğlu dahil, her yaratık kendini ancak Allah'a ait sayar. Bununla mutlu olur, bununla tesellisini bulur. Dayanılmaz acılara, en dayanılmaz acılardan bir acı olan varoluş acısına bunun için dayanır. Hatta bu acıyı en büyük sevince çevirmeğe çalışır. Kendisini yaratan Allah'ı bilince, varolus acısının yaşama sevincine döndüğünü görür insanoğlu. Bize kalan, bizim olan, ebediyyen bizim olan, tek varlık Allah'tır. Hatta kendi varlığımız bile bizim değildir, bize ait değildir. Bir gölgedir. Ama, en parlak güneşten daha parlak olan Allah'ın varlığı, bizi aydınlatır, yaşatır, öte âleme taşır.
Diriliş Yayınları

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tanrı’dan korkmak, O’nu sevmeğe engel değil, gerçekte onu sevmenin şartıdır. Şuurlu sevmenin şartı. Sevgi dokusunu güçlendiren damarlar, Allah korkusu çizgileridir.
Diriliş Yayınları
Sevgi, coşku getirir; korku, tedbir ve temkin. Allah'ı sevmek inancın temeli ise de, bu aşkta cezbelerin son derecesiyle yanıp kül olmamak için, terazinin öbür kefesine bakmak, kuş gibi uçuşta öbür kanadı, Allah'dan korkmak, haddi aşmamak, tevazudan ayrılmamak kanadını kullanmak gerekir. Terazinin tek kefesini, aşk kefesini doldurur da, öbür kefesini boş tutarsanız, denge bozulur, terazi devrilir.
Diriliş Yayınları
Reklam
Peygamber, pencereden içeri vuran, karanlığı dağıtan ışık, gün ışığıdır. Her türlü gaflet karanlığını dağıtan, darmadağın eden ışık mızrağıdır peygamber. Metafizik ya da sosyal konuda, kişinin kendi hayatında gafletin yeri yoktur diyen ışıktır, ilâhî ışıktır peygamber ruhu.
Diriliş Yayınları
Peygamber, Allah’a ortakkoşmanın amansız izleyicisi ve yok edicisidir. Putları devirendir. Görünen putları, görünmeyen putları. Dıştaki putları, içteki, içimizdeki putları. Öyle ki, putun ve putçuluğun gölgesi bile yaşayamaz peygamber elinin uzandığı yerde.
Diriliş Yayınları
Peygamber, vahiyle insan kardeşleri arasında bir bağ, köprü kuran ideal insanıdır. İnsanı çekip götüren yanıltıcı yolları tıkayan yol göstericidir. Tehlikeleri haber verendir. Muştular ve sevinçleri taşıyandır insanlığa. Cenneti ve cehennemi gören ve gösterendir. Kutlu kitabı, ruhuyla özdeşleştirmiş yücelikler adamıdır.
Diriliş Yayınları
Allah, insanlara, hayat ve ruh verdiği gibi, yaşamasını düzenleyeceği kural ve sistemi de bağışlar. En metafizik düşünceden toplum yaşantısındaki bir ayrıntıya kadar uzanışı içerebilen bir sistemdir bu. Yine de akıl, iptal edilmemiş, tersine bu yolu en güzel şekilde anlama, yorumlama ve uygulama yönünde kamçılanmıştır. Akıl başıboş bırakılmamış, vahiyle, "küllî akıl” desteğiyle güçlendirilmiş ve taçlandırılmıştır. Akıl, tembel bir kısrağı ahırın direğine bağlayıp onu her türlü hareketten alıkoyan ip değil, tam eğitim almış, yarış aşkıyla ve görevini başarıyla bitirme tutkusuyla yanıp tutuşan, alev kanatlı soylu arap atının, koşu atının gemidir. Onu zapteder, her türlü taşkınlıktan korur, anlamsız ve zararlı zikzaklar çizmekten alıkor; onu asıl kavisi içinde kalmaya, rotasını izlemeye zorlar. Vahiyle mayalanmış akıl, dünyada Tanrı'nın halifesi olarak tasarruf edecek yaratıkların en üstünü olan insana yaraşacak yaşama kılavuzu ve gücüdür. Vahiy eğitiminden mahrum akıl, tabiat içinde kalacak, tabiatüstü, metafizik âlemle olan ilişkisini düzenleyemeyecektir.
Diriliş Yayınları
Tanrıya inanmak,kaderi kabul edip, tevekkül edip, Tanrı yardımıyla güçlenmek ve en zor şartlarda bile ilâhî düzenin gerçekleşmesine kendi çapında ve gücü çerçevesinde katkıda bulunmak, tevazuun, haddini bilmenin gereği olarak en kulluk büyük kulluk, müminlik, insanlık, onuruna sahip olmak demektir.
Diriliş Yayınları
Reklam
Geçici ayrılıklar kuralı bozmaz. Kural, Allah'ın bizim için ideal bir hayat olarak çizdiği ufka, kaderimizin bahsettiği bütün imkânları kullanarak, Allah'a tevekkül ederek, yani yardımına güvenerek, mümkün olduğu ölçüde yaklaşmaktır.
Diriliş Yayınları
Demek ki, hayatta önemli olan, imkânların ya da imkânsızlıkların şu ya da bu kadar olması, unsurların mahiyeti değil, onları kullanış niyetimiz ve irademizin getireceği sonuçtur. Tanrıya güvenerek, kader konusunda da ona hüsn-ü zanda bulunarak, olanca güçle buyrukları yönünde hareket etmek, bu dünya hayatının görev şuuruna erme anlamına gelir. Cenneti her insanın kendi cennetini (asıl cennet içinde yerini alacak olan ya da zaten onun parçası olan, onu oluşturan, onda olan cenneti) yüklenme demektir bu.
Diriliş Yayınları
Tanrı, anarahmine düşüşümüzden mezara girinceye kadar rızkımızı bize lütfetmektedir ve bunun için bir şart da koşmamaktadır. İmân bile rızklandırılış için bir şart olarak kabul edilmemiştir. Yaradılışımız, dünyaya gelişimiz yeterli oluyor rızk için İmân, tam bir hürlükte olsun, bir baskı altında oluşmasın diye, rızk verilmesi inanma şartına bağlanmamıştır.
Diriliş Yayınları
Tevekkül, Allah'ın bizim için takdir ettiği hayatın hakkımızda daha hayırlı olduğunu kabul etmektir. Takdir edilen hayat, çileyle dolu bir hayat bile olsa, muhtemel başka hayatlardan daha değerli olacağına tam inanç demektir tevekkül.
Diriliş Yayınları
4.626 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.