136 syf.
·
Puan vermedi
Giyinmek her zaman coğrafi, örfi, ahlaki, dini ve zamansal olmuştur. Ve aynı zamanda: “Kıyafet, giyinenin bedenini şekillendiren, bedene nüfuz eden ve yön veren güçlü bir araçtır-bedenin hareketlerini, duruşunu ve jestlerini etkiler. Giysi bedeni fiziksel olarak şekillendiren ve uygun şekle ve tavra sokan bir toplumsal pratiktir.” Hiçbir simgesel
Ahlakı Giyinmek
Ahlakı GiyinmekHilal Özçetin · Metis Yayınları · 20244 okunma
Kimseye seçim hakkı tanımayan, zorba, başına buyruk bir deli rüzgârın önünde savrulan çaresiz bir yaprak gibi hissetti kendini.
Reklam
OTORİTE, İSLÂM ÜMMETİNE AİTTİR.
"Yine onlar, Rablerinin davetine icabet ederler ve salahı ikame ederler. Onların işleri, aralarında şûra iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da harcarlar." (Süra Suresi 38] Râşid halifelerin seçimi açıkça göstermiştir ki Müslümanlar görevlendirmedikçe hiç kimse halife olamaz. Nitekim onların her biri şer'î biat alarak
Sayfa 31 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okuyor
Hadi canım siz de nereden yanımda oluyormuş. Yanımda olup bana yardım etseydi o felaketi yaşar mıydım hiç? Pekälä şiiri hatırlamamı sağlayabilirdi ama yapmadı bunu. Şefkatini de yardımını da benden esirgedi." Dr. Mavi, elinde olmadan şefkatle gülümseyerek konuştu. "Yaratıcının sana nasıl yardım edeceğini sen belirleyemez- sin değil mi Kırmızı? Çünkü Mutlak Varlık olan O, sen değilsin. O, o gün şefkatini sana öğretmeninle yolladı. Öğretmenin sana sımsıkı sarılırken, O'nun rahmeti seni kuşatıyordu aslında. Peki sen ne yapıyorsun, kendi benliğinin biçimlendirdiği, kendi uygun gördüğün yardımı talep ediyor, hatta diretiyor ve Yaratıcıya seçim hakkı tanımıyorsun. O'na sana nasıl yardım etmesi gerektiğini söyleme cüreti gösterip, senin istediğin şekilde dav- ranmadı, merhametini senin uygun gördüğün şekilde göstermedi diye O'nu merhametsizlikle, seni sevmemekle, sana değer vermemekle suçluyorsun."
Sayfa 124Kitabı okudu
Seçim hakkı tanınmıştı onlara: Kral ya da kralın habercisi olabilirlerdi. Her çocuk gibi, haberci olmayı seçti hepsi. Sadece haberciler vardır bu yüzden, dünya üzerinde gezer, kalmayan krallara ulaşamadıkları için, artık anlamsızlaşmış haberleri bir­ birlerine iletirler. Sefil yaşamlarına son vermeyi canı yürekten isterlerdi elbette, nedir, ettikleri bağlılık yemini ellerini kolla­ rını bağlıyor.
EŞEK KULAKLI SEÇMENLER!!!
Odun kafalı ve eşek kulaklı seçmenlerin karşısında, saman doldurulmuş giysileriyle burjuva adaylar siyasal özgürlükler dansı yapacak, çok sayıda vaat içeren seçim programlarıyla başlarını ve kıçlarını silecek ve gözleri yaşlarla dolu, halkın çektiği sefaletlerden, seslerinde borazan tınılarıyla da Fransa'nın şanından şerefinden söz edecekler: Seçmen kelleleri de koro halinde ve güçlü bir şekilde anıracak: Aaa-iii! Aaa-iii! Sonra asıl büyük oyuna sıra gelecek: Ulusun Malının Mülkünün Çalınması.
Reklam
269 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Önce Eleştiri, Sonrasında inceleme Eda Gökçeli kalemini, tarzını çok sevdiğim bir yazar. Daha önce okuduğum ilk karım, Son karım ve Abraham Geçmiş değişir kitaplarında hiç sıkılmadan soluksuz okudum. Ancak bu defa ( konuya asla lafım yok günümüz gerçeklerini de yansıtan bir roman ) konu, olaylar diyaloglar vs her şey güzel ama nedense o olay, diyalog aralarında nasıl tarif edebileceğimi bilemiyorum ama sanırım Değer in düşünceleri diye adlandırabilirim çok uzayıp konuyu dağıtmış her noktada. Bir de ufak tefek yazım hataları vardı editör kaynaklı sanıyorum… Gelelim inceleme bölümüne Yine söylüyorum Eda Gökçeli kitaplarına, kalemine, konularına bayılıyorum. Güzel kızımız Değer aşık olur, kendisini bulutların üzerinde yaşatan ünlü avukat Adnan ile aşk evliliği yapar ancak o işler öyle olmamaktadır… Adnanın takıntılı narsist kişiliği, eski eşi ve kızı Değere hayatı zindan eder ancak Değer aşkı, sevgisi uğruna bu sorunlara uzun süre katlanır. Olaylar, olayları kovalarkennn sonunda boşanma aşamasına gelinir ancak bu evrede acaba boşanabilir mi, altından neler çıkar….? Kitap çok yeni olduğu için açıkça yazmak istemedim sonunu o yüzden arka kapak yazıları ile bitireyim, “Romanda sadece bir kadının çaresizliğinin iç sesini okumayacaksınız.. Aynı zamanda toplum baskısı yüzünden kendine seçim hakkı tanınmadığı için gizli duyguların altında ezilen karakterlerin hayatlarınada bakıyor” Sanırım sırlar dünyası içinde her şeyi özetliyor bu cümle okuyunca… Kalemine sağlık sevgili Eda GÖKÇELİ
Kocanın Kocası
Kocanın KocasıEda Gökçeli · Theseus Yayınevi · 20245 okunma
2007 yılının Nisan ayı türbülans ayıydı. Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, karargahta basın toplantısı yaptı, "Cumhuriyet'in temel değerlerine sözde değil, özde bağlı bir cumhurbaşkanı seçileceğine inanıyor, umut ediyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Sezer, Harp Akademileri'nde konuştu, "rejim hiçbir dönemde bu kadar büyük
“İstediğiniz kadar anayasa ve seçim hakkı uydurun. En liberal kanunları siz çıkartın. Sosyalizm veya komünizmin mucizevi gücüne inanın. Eğer yüz binlerce çocuk hayata ezik ve küçük insanlar olarak atılırsa, hangi meclis olursa olsun, hayatımız acınası, sefil ve zavallı olur.”
560 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
sen ne yaptın be rebecca…
Bir serinin daha sonuna gelmiş bulunmaktayım. Haşhaş Savaşı serisinin son kitabını, Yanan Tanrı’yı bitirdim. Yani, doğrusunu söylemek gerekirse o beni bitirdi. Bu inceleme, kitap hakkındaki yorumlarımdan çok, kitaba son kez söyleyeceklerim niteliğinde olacak. Şizofrenik olduğumu kabul edip kitapla olan sohbetimi okumak isterseniz, incelemenin
Yanan Tanrı
Yanan TanrıR.F. Kuang · İthaki Yayınları · 2022309 okunma
Reklam
Zihin neye inanıyorsa onu görür Mina, onu deneyimletir sana. Bilinçsiz insanın seçim hakkı var mı? Ben çok şanssızım, diye inanıp ne kadar şanslı olduğunu deneyimleyen bir insan olabilir mi ha? Sen de o yok, bu yok dersen hep yapmış olduğun gibi sadece yokluk görür, onu yaşarsın.”
29 Mayıs 1950'de oyların %54.91'ini, fakat milletvekillerinin %84.90'ını D.P.'ye sağlayan garip bir seçim kanunu, biraz da C.H.P.'nin bir yanlış takdiri idi. Bu sebeple mecliste C.H.P.'nin 69 milletvekiline karşı 408 milletvekiline, milletin kahredici iradesi gibi bakmak, aslında bir aldanış olabilirdi. Kaldı ki, 1950 seçimlerinde oy hakkı olan 8.908.824 seçmenin ve oya katılan 7.934.449 (%89.06) oy verenin, nihayet az gelişmiş ve halkının %70'i ellerine verilen oy pusulalarını okuyamayan vatandaşlar olduğunu hesaba katmak, bu hazin gerçeği de daima teraziye koymak lazımdı.
Sayfa 32 - Remzi Kitabevi
Bir kişiye seçim hakkı tanınmamışsa davrandığı şekilde davrandığı için ahlaki nedenlerle eleştirilemez.
Sayfa 56
Kamu görevlilerinin, ülkelerine hizmet etme zamanını seçme veya onları bekleyen görevleri belirleme özgürlükleri yoktur. Bana böyle bir seçim hakkı verilse idi, kuşkusuz Le Duc Tho’dan daha uyumlu bir görüşme muhatabı seçerdim, ideolojinin ona ve Hanoi’deki Politbüro arkadaşlarına öğrettiği şey deneyimle de kuvvetlenmişti: Gerilla savaşlarında kazananlar ve kaybedenler vardı, uzlaşma yoktu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.