Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sercan

"Gülüp eğlenmeliydim Su gibi akmalıydım şu yaşımda Oysa ağır ağır düşünüyorum geleceği. Kaç gecem daha boyle uykusuz geçecek? Beni felaketler degil düşünmek mahvedecek." ◇
Murat Ali Ersan
Murat Ali Ersan
Reklam
"En iyisi düşünmemekti. Kaçmaktı. Kendi içime kaçmak. Fakat bir içim var mıydı? Hatta ben var mıydım? Ben dediğim şey, bir yığın ihtiyaç, azap ve korku idi." ◇
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
İnsanı öldürmeyip süründüren, permeperişan eden yegane şey zannetmektir. İnsanı hep zannettiklerinden vururlar. Zannetmek, göğüs kafesinin üzerindeki kanayan yarayı, beyaz gömlek giyerek kapatmaya çalışmaktır. ◇
Ali Bayam
Ali Bayam

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kendin olmayı yeniden öğrenmen gerek - yıllar yılı unuttun onu yalnızca: Bunu da "koşullar"a, "hayatın akışı'na, "sorumlulukların"a falan bağlamaya kalkışma — bahane bulmağa çalışma: Sendin, sendeki asıl senin anlamını, önemini, değerini gözardı eden : korkaklıkla işin kolayına kaçan... O işte şimdi hesabını soruyor o sahici senin, senden: ne yaptın sen sana?!... ◇
Oruç Aruoba
Oruç Aruoba
Hani
Hani
Kocaman bir boşluk
"Goethe diyor ki; “İnsan kalbinde ne taşırsa dünyayı da öyle görür.” İsmet Özel bunu; “Neyi bastırdıysan göğsüne, göğsünü soludukça büyüyen odur.” diye anlatmış. Bu böyledir. İnsan neyle beraberse o olur ona dönüşür. Neye sarıldıysa, dünyaya onun gözüyle bakmaya başlar ve değişir."
Reklam
"Kendimi ve hayatımı bir cümle ile özetleyecek olsaydım, o cümle; “Her şeyi düzeltmeye kalkışmanın, yok ettiği.” olurdu. Bir şeyleri tamam etmeye kalkıştıkça kendim yok oldum hep. Hangi dala elimi uzatsam kurudu, ben de kurudum. Bazı şeyler bozuk kalmalıymış, yaşadıkça öğrendim." ◇
Ali Bayam
Ali Bayam
Bir yanım umut diğer yanım hüzündür benim. Bazen açan çiçeğin solan yaprağıyım, bazen de bir devrin sonbaharı, ya da yağmurun bulutundan kopamamış o son damlasıyım. Bir seslensem kısılır sesim, çelimsizdir zaten cümlelerim. Ben kaç ümidin vedasını bu gözlerle seyrettim, ki serçenin kanadındaydı tüm beklediklerim. ◇ Ulaş Özdemir ◇
Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum, kendimi bir yer edinemiyorum, kendime bir yer... Kafatasımın içini, bir küçük huzur adına aynalarla kaplattım, ölü ben'im kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır içinden! Paniğini kukla yapmış hasta bir çocuğum ben. Oyuncağı panik olan sayın yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir. Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına? ◇
Nilgün Marmara
Nilgün Marmara
"Yağmur yağıyor Ömür hanım...gökten değil, yüreğimin boşluğundan ömrümün ıssız toprağına...Ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük, bir silik nokta gibi eriyip gidiyorum. Seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar katından?" ◇
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
“Aslında insanı en çok acıtan şey; hayal kırıklıkları değil yaşanması mümkünken yaşayamadığı mutluluklardır.” Demişti ya Dostoyevski… Ne eksik ne fazla, tam da öyle. Umut bazen işkenceyi uzatıyor.
Reklam
“Bu dünya soğuk. Rüzgâr genelde ters yöne eser. Limon ağaçları kurur. Bahaneler hep hazır. Güzel günler çabuk geçer. İçimiz hep bir hoşça kal ülkesi“
"Bir yer var, biliyorsun orayı. Herkesten her şeyden sıkılıp, içine dönüyorsun. Kimseye bir şey anlatmak istemiyorsun, biliyorsun anlamayacak. Kimseden bir şey beklemiyorsun, açıklama yapmıyorsun, yorulmuşsun çünkü. Bir yer var biliyorsun orayı, orda sen ve yalnızlığın varsın hep. Bir yer var, hani nefesin kesiliyor bir an; etrafında olan her şey akıp geçiyor sen zihninde anlamlandıramıyorsun. Kitap okurken, aynı sayfayı defalarca okuyup ne demek istediğini anlamadığın o yerden bahsediyorum, biliyorsun orayı. Bir yer var, kendine bile uzak, boş bir yer. Bir yer var, en yakının zannettiklerinin bile giremediği bir yer. Böyle ıssız tenha bir yer ama içinde çokça düşünceler var. Bekleyişler, umutsuzluklar, cinnetler, cinayetler olmayan hayaller olsun diye çabaladığın ümitler. Bir yer var işte, kimse yok orda ama çok kalabalık. Bak sahiden biliyorsun orayı, iyi düşün. Sarıldığın her elin senden uzakta olduğunu hissettiğin o yerden bahsediyorum. Dünyanın durduğu, senin dönmeye devam ettiğin o yer. Ağladığın, vurulduğun, yorulduğun güldüğün öldüğün o yer işte. Biliyorsun, ne olur bil. Orası çok tenha."
"Neye dokunsam kırıyorum ya da kendim tuz buz oluyorum. Nereye gidersem, hep geç; nerde değilsem orda evim. Koştuğum zaman bacaklarımda ağrılar, durunca canımı yakıyor gitmediğim yollar. Herkes hayata bir yerinden tutundu bana yer yok. Ne olacaksa olsun artık. Ben, halledemedim. Bu, kaybedilmiş bir savaşın ardında bıraktığı lirik sessizliğin hikayesi. Ben mağlup olmam diye çıktığım o yolda, eve dönüşün izahı. Gırtlağımda bir harfle eve döndüm bu gece. Sırtımda kimsesizliğim, yanımda kocaman bir boşluk. İlk yenildiği yerden eve döner insan hep, bilirsin."
Bir mezarlığa çiçek bırakmanın hüznü ve yorgunluğu...
179 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.