Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
40 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Merhabalar değerli kitapseverler bugün sizlere Bahar Sevinç Kızılırmak kaleminden Düşkıran adlı kitabı tanıtmak istiyorum. Nehir insanların gerçekleşmemiş hayallerini alan düşkıran bir kızdır. Nehir 16 yaşında ve okulunu bitirmek üzereydi. Nehir, Yaprak, Rüzgâr ve Güneş yetenek sınavına giriyorlar. Nehir ile Yaprak hızı,Güneş ile Rüzgar ise güç seçmek istediklerini belirtiyorlar. Kitabımızın devamında yetenek sınavında acaba başka neler olduğunu ve karganın hikâyesini okuyoruz. Kitabın kapağına bakınca çocuk gibi olduğunu düşünmüştüm ama ama içeriğini okuyunca bence büyüklerinde okuyabileceğini düşündüm. Farklı ve güzel bir kurgusu vardı kitabın. Yazarımızın kalemine sağlık okuyucusu bol olsun. Uyumayanlar için geceler uzun,uyuyanlar içinse güzel bir rüya kadar kısaydı. Düşler insanların motivasyonunu ve yaşam enerjisini sağlayan önemli bir güçtü.
Düşkıran
DüşkıranBahar Sevinç Kızılırmak · Librum Çocuk · 20231 okunma
sonsuza dek yeniden dünyaya gelme fikri. ((Zerdüşt
Ya bir gün şeytan sizin en yalnız yalnızlığınıza gizlice girip size şöyle dese: "Şu anda içinde yaşadığın ve daha önce yaşamış olduğun bu hayatı bir kez ve sayısız defa daha yaşayacaksın; içinde yeni hiçbir şey olmayacak ama her acı, her sevinç ve her düşünce, her iç çekiş ve anlatılamayacak kadar küçük veya büyük her şey aynı sırayla sana geri dönecek - ağaçların arasındaki şu örümcek ve ay ışığı, hatta şu dakika ve ben bile. Varoluşun ebedi kum saati tekrar tekrar ters çevrilecek ve onunla birlikte bir kum tanesi olan sen de!" Bu durumda kendini yere atıp dişlerini gıcırdatmaz ve bunları söyleyen şeytana lanetler yağdırmaz mısın? Yoksa ona şunları söyleyebileceğin muazzam bir an yaşadın mı hiç: "Sen tanrısın ve daha önce bundan daha ilahi bir şey duymadım." eğer bu düşünce seni ele geçirseydi ya seni olduğun gibi değiştirirdi ya da belki de ezip geçerdi.
Reklam
384 syf.
·
Puan vermedi
Âşık olmak hiç bu kadar tehlikeli olmamıştı… Beni ona bakarken yakalayınca hemen gözlerimi kaçırdım. Bakarken yakaladığına inanamıyordum. Ona karşı hissedebileceğim çekim fikrinden nefret ettim.Beni rehin almıştı. Beni isteğim dışında alıkoymuştu. Son iyilikleri bunu değiştiremezdi. Kendime onun gerçekte kim olduğunu hatırlatmalıydım.Ama gerçekte kimdi?(1k)
Siyah Buz
Siyah BuzBecca Fitzpatrick · Pegasus Yayınları · 20143,031 okunma
Başka sevincim yoktur, başka sevinç aramam, Yeter senin verdiğin, vereceklerin bana.
Sayfa 75
384 syf.
·
Puan vermedi
Kitabı az önce bitirdim. Evet konusu çok farklı, evet akıcı ,karakterler mekanlar vs. Çok güzel ama sonu belli değil. İşte böyle kitapları sevmiyorum. Sonunu ben hayal etmek istemiyorum. Kızına kavuştu mu kurtuldu mu hepsi soru işareti …
Damızlık Kızın Öyküsü
Damızlık Kızın ÖyküsüMargaret Atwood · Doğan Kitap · 201910,9bin okunma
Birden düşümde koltuğa oturmuş durumda tabancayı elime aldığımı ve kalbime, başıma değil kalbime dayadığımı gördüm; oysa önceden kesinlikle tam şakağıma ateş etmeyi düşünmüştüm. Göğsüme tabancayı dayadıktan sonra bir iki saniye bekledim; mum, masa karşımdaki duvar birden hareket etmeye, dalgalanmaya başladı Hemen tetiğe dokundum. Bazen düşünüzde
Sayfa 777 - 778, 779, 780, 781, 782 Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Hiçbir insani duygu sevinç kadar ürkütücü olamazdı.
Benim derdim halka kitap ulaştırmak. Çocuklara, gençlere okuma sevgisi aşılamak. Onların akıl, bilim yolunda ilerlemesini sağlamak. Bunu Başaran halkın yüzünde bir parça Sevinç görmek benim için en büyük mutluluktur.
Sayfa 76 - Literatür yayınlarıKitabı okuyor
Mustafa Kemal Paşa, orman çiftliği için hemen girişimde bulunmak istiyordu. Söz konusu arazi üzerinde, modern tarım tekniklerini kullanarak ağaç yetiştirecekti ama köylüsü de bu konuda oldukça tecrübeliydi. Hem toprağı oya gibi işleyip ürün yetiştiren onlar değil miydi? Elbette onlardı. O gün sıradan bir vatandaş gibi giyinip, arazinin etrafındaki köylülerle konuşmaya gitti. Kimse onu tanımamıştı. Onlara araziyi göstererek, "Ağalar, burada ağaç yetişip yetişmeyeceğini bana en kolay yoldan nasıl gösterirsiniz?" diye sordu. Milletin efendisi olan köylüler, iyi kalpli ve yardımseverlerdi. Gazi'ye hemen su dolu bir testi, kazma ile kürek getirip verdiler. Sonra da, "Ağam, arazinin toprağını kaz. Kazdığın çukurun içine, ağzı toprağa gelecek şekilde testiyi göm. İki gün sonra testiyi çıkartıp bize getir. İşte o zaman arazide ağaç yetişip yetişmeyeceğini sana söyleriz," dediler. Mustafa Kemal, köylüsüne inanıyor ve onlarla gurur duyuyordu. Onların söylediği gibi testiyi toprağa gömdü ve iki günün geçmesini sabırsızlıkla bekledi. İkinci günün ardından aynı kıyafetlerle testiyi çıkartmaya gitti. Testinin içerisindeki su bitmişti. Gazi, boş testiyi götürüp köylülere gösterdi. Köylülerin yüzleri, boş testiyi görünce güldü. Sevinç içerisinde, "Ağam! Ağam! Testinin içindeki suyu toprak emmiş. Sen arazinin üstünün kurak olduğuna aldanma, toprakla biraz uğraşırsan ektiğini biçersin," dediler. Bu sözleri duyan Gazi, çok sevindi. Gözleri mutluluktan pırıl pırıl parlıyordu. Ankara'ya kendi parasıyla kocaman bir orman çiftliği kuracak ve sonsuz değer verdiği milletine hediye edecekti.
Sayfa 22 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
İnsanların birbirleri için pek az şey ifade etmesi bende genellikle göğsümü parçalamak, beynimi dağıtmak isteği uyandırıyor. Ah, karşımdakine geçiremediğim sevgi, sevinç, şefkat ve hazzı karşımdaki de bana sunamaz, tüm kalbim mutlulukla dolup taşsa bile, karşımda kılı kıpırdamadan duran soğuk birini mutlu edemem.
Reklam
... Kabil için sevinç diye bir şey asla olamazdı, Kabil kardeşini öldürendi , Kabil akıl sır ermeyen şeyleri görmek için doğmuş olandı, Kabil tanrı'dan nefret edendi.
Sayfa 118Kitabı okudu
İnsanlık ölmedi ama bi yerlerde sıkıştı kaldı...
"İnsanlık öldü mü?" dedim. "Yok," dedi, "ölmedi, ölmedi ama, bir şeyler oldu, başka bir yer­lerde sıkıştı kaldı herhalde?" "Nerede kaldı acaba?" Mahmudun yüzü bir sevinç ışığında şakıdı. İnsanlık belki Mah­mudun bu ağız dolusu gülüşünde, bu yürek dolusu sevincindedir, kim bilir, belki ...
Biz giz dolu bir şey yaşadık Onlar da orada yaşadılar Bir dağın çarpıklığını bir sevinç sanarak
Öyle ki, sıkıntı veren ne varsa görüyor, sevinç uyandıran şeyleri ise hiç hissetmiyorum. Yeri gelmişken; fark ettim ki acıyı etimizde duymaktan çok görüyor, neşeyi ise görmekten çok hissediyoruz. Düşünmekten ve görmekten sakınarak az da olsa gönlünü yatıştırabilir insan, keşişler, bohemler ve serseriler gibi. Ama ne olursa olsun, acı önünde sonunda gözlem penceresinden, düşünce kapısından girecektir.
#sultan&şah
O bizim değişmez kaderimiz ve varlıkta muhteşem hakikatimizdi. Kaçışı olmayan, kurtuluşu bulunmayan bir keder veya sevinç... Bir yerde susmak gibi, ama bir yerde konuşmak kadar edebi hakikat... Başa gelecek olan; bir kez ve tek başına... Zaman öldükçe ölümün zamanı da yaklaşmaktaydı artık.
Kapı YayınlarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.