Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
En bilindik örnek 1925 emperyalizmin güdümündeki Şeyh Sait isyanı
Gariptir, İslami Doğu'nun Batı medeniyetine girmesi aleyhinde, daima ve her tarafta toprak ağaları, ruhaniler ve yabancılardan meydana gelen bir üçlü ittifak teşekkül etmiştir! Burjuvazi ve demokrasiye dayanan Avrupa devletleri, İslam memleketlerinde toprak ağalarına ve onlara bağlı şeyh ve hocalara dayanarak sömürge siyasetini yürütüyorlar.
Reklam
Lozan Muahedesi yapılırken Kürtler vatansever olarak Türklerle beraber bulunmuşlardı. Lozan'da, milli davalarımızı biz Türkler ve Kürtler diye bir millet olarak müdafaa ettik ve kabul ettirdik. Şeyh Sait isyanı, Kürtlerin bu umumi tutumundan ayrılan ilk işarettir
1925 Şeyh Sait Ayaklanması İngilizlerle aramızdaki “Musul sorunu”nun çözümleneceği günlere rastlatılmıştı. Hatay’ın bağımsızlığı ve toprak reformu çalışmaları sırasında da yine etnik kökenli bir ayaklanma başlıyor; “Dersim isyanı” olarak bilinen etnik kökenli ayaklanma Milletler Cemiyeti’nin Hatay’ın bağımsızlığı için karar aldığı günlere denk düşürülüyordu.
Sayfa 11 - Pdf
“Şeyh Sait İsyanı”, “padişahlık, hilafet, şeriat” gibi gerici isteklerle ortaya çıkıyordu. “Hıyaneti Vataniye Kanunu” bu isyan sırasında çıkartılmıştır. Din ve kutsal kavramları siyasal amaçla kullanan etnik ayaklanmacılar bu yasa gereğince cezalandırılacaklardı. İsyan bastırıldı. Ancak Türkiye, Musul’u yitirdi. İngilizler yaptıkları planda başarılı olmuşlardı. Şeyh Sait İsyanı’nın Türkiye’ye maliyeti Musul’un kaybıydı.
Sayfa 8 - Pdf
Bazı kpss tarih notları
1-) Türk İslam Devletleri Yazar-eser ~Mevlana - Divanı kebir ~Hacı Bektaş Veli - Makalat ~Yunus Emre - Divan ~Ahmet Gülşehri - Mantıkut Tayr ~Hoca Dehhani - Selçuklu Şehnamesi Oğuzlar - Dede Korkut Hikayelerini oluşturan Türk topluluğu Kıpçaklar - Dede Korkut Hikayelerine konu olan Türk topluluğu Akkoyunlular - Dede Korkut hikayelerini yazılı
Reklam
Şeyh Sait isyanı, Lozan'da çözülemeyip Cemiyet-i Akvam'a havale edilen Musul sorununda Türkiye'nin elini de oldukça zayıflatmıştır. İnceleme Komisyonu'nun Musul vilayetinde çalışmalara başlamasından sadece iki gün sonra başlayan isyan, Türkiye'nin Musul Kürtlerinin Türkiye ile birleşmeyi arzu ettikleri yönündeki argümanlarını zayıflatacak ve hükümetin Musul üzerindeki hak iddialarından vazgeçmesine neden olacaktır.
Sayfa 336Kitabı okudu
1926 yilına gelindiğinde, Milli Mücadele'nin önde gelen isimlerinin kurduğu Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kapatılmış, Takrir-i Sükûn Kanunu çıkarılmış, Şeyh Sait İsyanı bastırılmıştı. Kurtuluş Savaşı'na başladığı ilk günden beri hiç bu kadar güçlü olmamıştı Mustafa Kemal, 1924 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun kendisine tanıdığı geniș yetkilerle donanmıştı.Meclis'teki tek firkanın hâkimiydi ve ülkeyi kurtaran adam olarak halkın gözünde inanılmaz bir saygınlığa sahipti.
Sayfa 355Kitabı okudu
336 syf.
7/10 puan verdi
·
23 günde okudu
Necip Fazıl Kısakürek bu kitabı "Büyük Mazlumlar" eserine bir nevi ek olarak yazmış. Kitap 9 bölümden oluşuyor. Bölüm isimleri şu şekilde: * Mazlum Padişah 31 Mart vakası ile birlikte Sultan II. Abdülhamid'in tahttan indiriliş süreci anlatılıyor. Bu bölümden bir alıntı; "Kendisine mutlaka bir suç aranması lazımsa, taşıdığı
Son Devrin Din Mazlumları
Son Devrin Din MazlumlarıNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 19852,541 okunma
Ve final! Astık gitti!
İdam sırası Şeyh Sait'e gelmişti. Gömleği giydirdiler. Sesini çıkarmadı. Kabullenmiş bir hali vardı. Sehpaya doğru sakin ilerledi. Bir dua okuyordu. Sandalyenin üstüne çıkarıldı. İlmik boğazına geçirildi. Bir tekme. Kadınlar haykırdılar: "- Kahrol!" Kahrolmuştu. Kahrolmuştu ve hiçbir şey olmamıştı. Oysa, Diyarbakır'ın yarısı o gece evinde değil, dışarda yatıyordu. Bir efsane şehirde dolaştırılmıştı: Şeyh Sait asılırken zelzele olacaktı. İdam sahasındaki halkın içinden bir alkış daha kopdu. Bir kadın bağırdı: " - Hani, alçağın kerameti? İpi bile kopmadı.." Diyarbakır'ın üzerine yeni bir gün doğuyordu. Türkiye'nin üzerine yeni bir gün doğuyordu. Gericiliğin başı ezilmişti. 1925'te. Ama onu hortlatma çabalarının sonu gelmiş miydi ki?
Sayfa 159 - İkinci Bölüm: Size Şeyhleri Takdim Ederim | VIII - Sabaha Karşı, 47 SehpaKitabı okudu
Reklam
Gazeteciler Şeyh Ali 'ye hastalığının ne olduğunu sordular. Belsoğukluğu idi. Sırıtarak: "- Bir gece ayazda yaztım. Belim üşüdü" dedi. Başka suçlularda da aynı hastalık vardı.
Sayfa 156 - İkinci Bölüm: Size Şeyhleri Takdim Ederim | VIII - Sabaha Karşı, 47 SehpaKitabı okudu
Suçluların elleri kelepçelendi. Şeyh Sait'in elini bir genç jandarma subayı kelepçeledi. İsyanın liderinin başına, sanki dünyalar yıkılmıştı. İdam cezasına çarptırılacağını tahmin etmemişti. Kendisine. duruşmalar devam ederken akşamları, eğer her şeyi iyi söylerse sürgünle işi atlatacağı ümidi verilmiş. Şeyh Sait buna bel bağlamıştı. Şimdi ise, bütün hayalleri son buluyordu.
Sayfa 154 - İkinci Bölüm: Size Şeyhleri Takdim Ederim | VIII - Sabaha Karşı, 47 SehpaKitabı okudu
Kararı Başkan Mazhar Müfit Bey okudu. Bir defa İstikliil Mahkemesi, kendi bölgesindeki tüm tekke ve zaviyeleri (küçük tekke) kapatıyordu. Çünkü buraların birer fesat yuvası olduğu duruşmalar sırasında meydana çıkmıştı. Şeyhler orada kendilerine fılfıhiyet veriyorlar ve halkı şahıslarına taptırıyorlardı. Tekkeler ve zaviyeler onların elinde günah işlenen yerler haline gelmişti.
Sayfa 153 - İkinci Bölüm: Size Şeyhleri Takdim Ederim | VIII - Sabaha Karşı, 47 SehpaKitabı okudu
Sorgulara 30 Mayıs’ta devam edildi. Savcının talebi üzerine olayla ilgili başka sanıklar da davaya dahil olundular. Bunların arasında Cemilpaşazade Ekrem Bey de vardı. Sanıklardan Şeyh İsmail ve kardeşi Abdüllatif, Cemilpaşazade'nin Şeyh Sait'e Kürtçülük konusunda mektup yazdığını bizzat Şeyh Sait'ten duyduklarını söylediler. Şeyh Sait bunu şiddetle reddetti. "- Yalandır. İftiradır." dedi. Bütün savunmasını, din uğrunda kıyam ettiği temeline dayadığı ve Seyit Abdülkadir ile arkadaşlarının akıbetini bildiği için Müstakil Kürdistan işine karıştırılmaktan dikkatle kaçınıyordu. Başkan sordu: "- Şeyh yalan söyler mi?" Sait bir an düşündü. Sonra yavaş bir sesle: "- Eh, söyler ya... Allah bilir!" dedi.
Sayfa 146 - İkinci Bölüm: Size Şeyhleri Takdim Ederim | VII - İşte, İrtica Dediğin…Kitabı okudu
Sorguya mahkeme üyesi Ali Saip Bey devam etti. Şeyh Sait din hükümlerinin zedelendiğini ileri sürmüştü. Ali Saip Bey bununla neyi kastettiğini sordu. Şeyh Sait dedi ki: " - İçki yasağı kaldırıldı." "- İslama kılıç çeken, İslam değildir hadisinden haberiniz yok mu?" Şeyh Sait cevap verdi: "- İslamlara din hükümleri bıraktırılmıştı!" "- Hamdolsun, hepimiz Müslümanız. Kuran okuyoruz. Zekat veriyoruz." Şeyh Sait önce direndi: "- Din ahkamından hangisi var?" Ali Saip Bey ise sertleşti: "- İslamda senden daha alimi yok mudur?" "- Çoktur..." "- O halde?" Şeyh Sait yavaş bir sesle: "- Aklımın kıtlığından." dedi.
Sayfa 145 - İkinci Bölüm: Size Şeyhleri Takdim Ederim | VII - İşte, İrtica Dediğin…Kitabı okudu
508 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.