Şeyhülislâm Yahyâ
Nân-ı huşk ile kanâat gibi bir ni'met mi var Künc-i istiğnâ gibi bir kûşe-i rahât mı var
Sayfa 137 - Turkuvaz kitapKitabı okuyor
Ders-i aşkın müşkilin yahya nice halleylesin Söyleyenler kendini bilmez bilenler söylemez Şeyhülislam Yahya
Reklam
Serbest Gazeller
bilürken bî-bekaa olduğun âb üzre nakşın bu meftunluklara ârâyiş-i dünyâ mıdır bâis şeyhülislâm yahya
Sayfa 59 - İş Bankası Yay. 10.Baskı, Ocak 2012
Şeyhülislâm Yahyâ bir beytinde, kalbinde başka bir tutkuya yer verirsen Kâbe'ye put sokmuş gibi olursun, aklını başına al diyor.
"Deniz kadar derin ve ihtişamlı olsan da kendini bir damla gibi göster. Zira gülün kalbine sızmayı başarabilen çiy damlasıdır; deniz oraya nasıl sığsın ?” Şeyhülislam Yahya Efendi
Cihânda âşık-i mehcûr sanma râhat olur Neler çeker bu gönül söylesem şikayet olur Şeyhülislam Yahya
Reklam
Hudâ kerimdir elbette eylemez mahrûm Merâmına erişir her kişi Hudâ diyerek Şeyhülislam Yahyâ
Sayfa 107Kitabı okudu
ders-i aşkın müşkilin yahya nice halleylesin söyleyenler kendini bilmez bilenler söylemez şeyhülislâm yahya
Şeyhülislâm Yahyâ Efendi'nin tesellisi...
Bizim gibi gönül insanlarına bir nimet geldiği zaman sanılmasın ki bizi sevindirmek için gelir. Nasıl olsa bir gün elden çıkacaktır ya, işte o zaman çektireceği sıkıntılar çoğalsın diye gelir...
Sayfa 110Kitabı okudu
Hüsn kim gâliye vü gâzeden imdâd ister İstemez dil anı bir hüsn-i Hüdâ-dâd ister (Şeyhülislâm Yahyâ) [Gönül, Allah vergisi olan bir güzelliğe âşıktır. O, ne saç boyamak için kullanılan siyah renkli gâliyeye rağbet eder, ne de sevgilinin allık niyetine yüzüne sürdüğü gâzeye.]
Reklam
"Bahr isen de katre-i nâçîz göster kendini" Şeyhülislam Yahyâ
Naîmâ, Yahya Efendi'ye dair bir yığın fıkra anlatır. En güzel ve devri için mânalı olanlardan biri de şeyhülislâmlığından sonra yakın dostlarına söylediği “Riyakâr insanların bazı iyilikleri bulunduğunu şimdi anladım.” sözüdür. "Halk riyayı seviyor, mürâi olmayandan ne korkuyor, ne de utanıyor. Onun için başlangıçta yüz vermediğimiz bazı mürâileri sonunda yüksek vazifelere getirmeye mecbur kaldık!" diyen hakîm şeyhülislâm riyâyı “şerrin gizli menzilidir" diye tarif eder. Molière'den çok ayrı bir davranış! Bu satırları ve benzerlerini okurken insanın Osmanlı tarihi için gizli din ve gizli ahlâk diyeceği geliyor. Şurası var ki Yahya Efendi'den çok evvel riyâ, cemiyet hayatında asıl rolü olan ithama başlamıştı.
Sayfa 179
İlk sesleniş, IV. Murad'ın Şeyhülislâm'ı Yahya Efendi'den gelir. Yahya Efendi İstinye'de bülbül dinlemesini seviyordu. Ko kafes nağmesini nağme-i peyderpeye gel, Râyegân dinleyelim bülbülü İstinye'ye gel. beyti onundur. Ve Nailî'nin iki hayali, ney ve bülbül sesini birbirine karıştıran meşhur: Nâyin ki çıkar zemzeme sûrâhlarından Bülbüller öter sanki gülün şâhlarından beyti kadar güzeldir. Yahya Efendi IV. Murad'la uyuşabilen nadir insanlardandır. Kibar, zarif, sabırlı, daima otoriter, elinde imkân oldukça müsamahalı ve anlayışlı, birinci sınıf saray adamı olarak daima gözde yaşadı. Devrini avucunun içi gibi bilen insanlardandı. IV. Murad, ocaklının iki defa yerinden ettiği bu suyuna gitmesini bilen şair şeyhülislâmına kavuşmak için 1040 ve 1043 arasında bayağı sabırsızdır.
Sayfa 178
Şeyhülislam Yahya bir beytinde, kalbinde başka bir tutkuya yer verirsen Kabe'ye put sokmuş gibi olursun, aklını başına al diyor.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.