Özgürlüğün özgür iredeyi varsaydığı açıktır. Ancak irade öncelikle ortada bir amaç varsa kullanılabilir. Amaç yoksa isteme yoktur. Amaç bir inanç meselesidir; bir şeyin olası ve anlamlı olduğuna inanmadığınız takdirde o şeyi yapmak istemezsiniz. Bu inanç bir şeyin var olduğuna yöneliktir, yani gerçek olanla ilgilidir. Dolayısıyla özgürlük mutlak surette gerçekliğe bağlıdır. Yabancının hissettiği gerçekdışılık ise özgürlüğünü kökünden koparıp atmaktadır. Gerçekdışı gelen bir dünyada özgürlüğünü yaşamak, düşerken zıplamak kadar imkansızdır.