“Kuşları boğdular, çimenleri söktüler, yollar çamur içinde kaldı. Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde, güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında, toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve mavilikleri çok gördük, sizin için çok kötü olacak. Benden hikayesi.”
"Bazen günler geçer, Ludmilla görünmezdi. O zaman büyük bir kızgınlık, gizliden gizliye kemirirdi Lekh in içini. Gözlerini kuşlara diker, saatler boyunca kendi kendine homurdanırdı. Uzun uzun ve günlerce düşündükten sonra en güzel kuşlardan birini seçerdi. Kuşu bileğine bağladıktan sonra, bir sürü garip şeyi birbirine karıştırıp kokulu bir
Reklam
Tabiat, çoğunca dosttur. Düşman gibi gözüktüğü zaman bile insanoğluna kudretini ve kuvvetini tecrübe imkanları veren yüz vermez bir babadır; fırtınasında kayığını batırdığı zaman yüzmesini, rüzgarında kulübesinin damını uçurduğu zaman daha sağlamı, daha hünerliyi bulmayı öğretiyor; canavarıyla karşı karşıya bıraktığı zaman adale kuvvetini sınıyordur.
...sıkı ve sağlam adalelerin çelimsizlere yardım için; keskin aklın daha kör, daha mülayim, daha gürültüsüz ve yavaş akla hatta akılsıza arkadaşlık için verildiğini; çorbanın çorbasızlarla taksim edilmek için mis gibi koktuğunu öğreten, belki de öğretmeden öyle iyi, öyle mübarek anadan doğulduğunu hayal ettiren bir düşünceyle...
ilhamialgör
"Çıt"ın nasıl bir şey olduğunu henüz bilmiyordum. İçimden öyle geliyordu.Başka bir son düşünemiyordum. Böyle olmasını istemezdim ama hep olurdu. Dünyanın bütün Kızılderilileri yenilir, Spartaküs kaybeder, gün batarken sararır, kuşlar döner, Sadri Alışık denilen hergele, her filminde ağlardı. O ağladıkça ben de ağlardım. Nedenimi bilmez ağlardım. Ağladıkça Sadri'ye kıl kapar gıcık olurdum. Üçüncü şahıs olarak kalışına, hep gidici kadınları sevişine, bu gidiciliklerin bir mecburiyet gibi duruşuna, Sadri'nin bu mecburiyetlere, giden kişinin özgürlüğü olarak bakıp, ona ihanet etmemek için kendine ihanet edişine..."
250 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabı açtığımda Yakup Kadriye açık bir mektup buluyorsunuz Halide Edip den. Kitabın Ödünç alınan adından ötürü. Zarafet ve incelikle döşenmiş satırlar, kelimeler kaplamakta mektubu. Bu kitabı ve bu mektubu için yazarımızı hem kutlamak hem teşekkür etmek geldi yüreğimden. Umarım duygularım ruhlarına ulaşmıştır... Ben Halil, Kendince
Ateşten Gömlek
Ateşten GömlekHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 201923,1bin okunma
Reklam
Gölün ortasında kanodaydım. Soğuk bir kasım günüydü. Göle açılmadan önce hava açıktı. Ama sonra kapandı ve bir anda yağmaya başladı. Bilirsin, sağanak ve iliklere işleyen bir soğuk. Geri dönmeye karar verdim. Sabah gezintimi mahvettiği için gökyüzüne lanet ediyordum. Derken bir şey fark ettim. Gökyüzüne baktım. Yağmur yağıyordu ve kuşlar hepsi dışarıda kanat çırpıyor ve bir o yana, bir bu yana uçuyorlardı. O zamana dek kuşların yağmurdan etkilenmediklerini hiç fark etmemiştim. Umurlarında bile değildi .Belki yağmur tüylerine değdiğinde biraz kabarıp silkeleniyorlardı. Belki yuvalarına dönüp bulutlar geçene dek beklemeye karar veriyorlardı. Ama bağırıp, lanet edip, karşı çıkıyorlar mıydı? Hayır. Kabulleniyorlardı. Her zaman yaptıkları gibi cıvıldayıp şarkı söylüyorlardı. Ufak bir fırtınanın günlerini, hayatlarını mahvetmesine izin vermiyorlardı. Sana saçma gelebilir, ama o gün göldeyken, bir kuş gibi olmak istediğimi fark ettim. Beni dibe sürükleyen koşullardan fazlasıyla etkilenmeye bir son vermek istedim.
Çiçekler solar Son kuşlar da göçer Adın bir ayrıntıdır unuturum Bende kalacak tek şarkı Nisan yağmurları ve gözlerindir.
Sayfa 107 - Hilmi YavuzKitabı okudu
Güneş de tam o parıltının yukarısında. O parıltı bir yere kadar devam ediyor, sonra, yavaş yavaş açıklarda sönüyor. Şu açıklarda kelimesi yerine, az daha engin diyecektim. Bu kelimeyi bir türlü kullanamadım. Zavallı kelime! Senin ne kabahatin var? Kabahat sende değil, benim kötü şiirleri unutmayan hafızamda: ''Engine, ah engine! -Enginde bakacağım gözlerinin rengine.'' Ölür müsün, öldürür müsün?
''Bir ağaç var içimde Fidesini getirmişim güneşten. Salınır yaprakları ateş balıkları gibi Yemişleri kuşlar gibi ötüşür."
Reklam
Havana Röportajı hikâye insanoğlu üstüne insanoğlunun gençliği umutları üstüne hikâyeyi benden güzel anlattılar benden güzel anlatacaklar hikâyeyi dost düşman işitmeyen kalmadı Batista, kulluğun daydı şahmeran’ın şeker kamışı milyonerlerinin yankisinin de yerlisinin de ve tütün ve kahve milyonerlerinin yankisinin de yerlisinin de ve
Havana-Moskova 1961
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.