Dalgın dalgın, neredeyse kendinden uzaklaşarak yürüyordu. Dalgınlığı hüzünlü bakışının tetikte olmasına engel değildi. Sözcükler, manzara, sessizlik, derdi Frost.
Acaba insanı şair yapan ayaz mıdır?
Hiç kitap okumayan, sadece kişisel fotoğraflarını sergileyen, argo sözcükler içeren ve hiçbir anlamı olmayan sözler paylaşan, yani kısaca bu uygulamayı sosyal medyaymış gibi kullanan sayfaları kitap okuyan arkadaşlarıma haksızlık ve saygısızlık olarak gördüğüm için geri takip etmiyorum!!!
Konuş, durmadan konuş.
Sesinin yumuşak kavı
Sevgiyle parlatsın
Bütün anlamları,
İşte bak sözcükler,
Senin ağzınla seslenmek için
Bekliyorlar sıralarını.
Konuş, durmadan konuş,
Köpürtsün aşkı ve hayatı
Dişlerinin ışıldayan beyazı.
Adım da bekliyor unutma,
Benimle birlikte
Sesinle parlatılmayı.
Yazılmış şiirin üstüne koyduğum somun
Sözcükler ekmeğin lokmaları gibi
Ben size lokmalardan kurulmuş bir şiir veriyorum
Yiyin, bana şükredin, küfredin!
Konuşmak hastalıklı düşüncelerden bir nevi uzaklaşmadır,
başkalarına karşı bir çeşit savunma. Şayet
sözcükler insanları rahatsız edip beyinlerini zorluyorsa
fazla anlam taşımıyorlardır.
“Biz seninle birbirimize inanarak uzak yaşadık
bir adanın denizden ayrı kalması neyse
sürgünde şifa olacak sözcükler yetiştirdik
ve birbirimize sakladık.”
Bir varlığı işaret ettiğini varsaydığımız sözcükler, onları kullananın salt kendisine ait çağrışımlarıyla yüklüdür. O sözcükleri duyan kişi de o sözcüklerin gösterdiklerini kendi bulunduğu yerden, demek kendi yaşamından bakarak, kendi duyarlığı içinde algılar. Birçok insanın karşılıklı bir konuşma inşa edememesinin arkasındaki neden işte budur: Yani herkesin kendi bulunduğu yerden, kendi Varlığının sınırları içinden Dünyayı ve başkalarını algılamasıdır.
#zamanyolculuğununpsikolojisi #thepsychologyoftimetravel #katemascarenhas
1967 yılında 4 bilim kadını (barbara,margaret, lucille ve grace) zamanda yolculuğu gerçekleştiren cihazı oluşturuyorlar ve birkaç kere zamanda yolculuk yapıyorlar ancak Barbara bu yolculuklardan beyin işlevlerini bozacak kadar etkileniyor ve psikiyatri hastanesine kaldırılıyor.
2017 yılında Barbara ve torunu Ruby, kendilerine yollanan kağıttan tavşan üzerinde ölüm uyarısını buluyorlar. 2018 yılında ölecek bir kadın söz konusudur. Barbara tavşanın Margaretten geldiğini düşünüp bir kez daha zaman yolculuğu yapmaya karar veriyor. Konusu özgün ve güzeldi. Sonundaki anketlere de bayıldım.
Özgün ve güzel bir konusu vardı ama çeviri çok kötüydü. Zannediyorum ki google çeviri ile çevrilmiş ve editlenmemiş son okuması da yapılmamış. Bir okur olarak bile anlam kaymalarını fark ediyorsam editör de fark edip çevirmen değişikliğine gitmeliydi. Ayrıca belli ki ingilizce bazı sözcükler ilk anlamıyla çevrilmiş cümlede eğreti duruyor. #teslimegökgöl bir şöyle cümlelerini okuyup "ben burda ne yazdım?" dememiş belli. Sırf konusu meraklandırıcı olduğu için epub'dan okumaya devam ettim yayınevini temsil eden sosyal medya uzmanı zaten kendi paramla aldığım kitap hakkında hikayede yazdıklarımı kaldırmam için bana ulaştı. Bu şekil müdaheleleri asla tasvip etmiyorum.