"Bir fabrikayı yok edebilirsin ama hemen ardından bir yenisi inşa ederler. Ancak yok edilen şey bir hayat olduğunda bunun geri dönüşü yoktur. O insanı geri getiremezsin."
Kendimizi eğlendirecek bir şeyler bulmak, bir şeyler uydurmak zorundaydık çünkü hayatlarımızdan geriye ne gerçek hikayelerimiz, ne hayallerimiz, ne de gelecek planlarımız kalmıştı.
Konu yetişkinler olunca en iyisi onlarla hiç konuşmamaktı. Duydukları şeyleri tamamen farklı yorumlamak gibi bir alışkanlıkları vardı nedense. Onlara seni incitmeleri için fırsat vermenin bir alemi yoktu.
Hayal kurmak sonunda hayal kırıklığına, hayal kırıklığı da öyle kolayca atlatılmayan sıkıntılı bulanımlara yol açardı. Siyaha yem olmaktansa grinin sınırlarında kalmak daha iyiydi.
Neden yalan söylediğimi bilmiyorum. Sanırım gerçeğin kendisinden daha kolay olduğu için. Ya da belki o yalanın küçük bir parçası, sanki o an gerçekten doğruymuş gibi geldiği için.