Geziler sırasında, kargaların, La Fontaine'in yazdığı gibi aptal olmadığına şahitlik ederim. Kargaların topladıkları cevizleri ve midyeleri kırarak yeme hünerlerine ya da ikili çalışarak köpeğin önünden yiyeceği nasıl çaldıklarına şahidimdir.
Bir ihmal yüzünden bir çivi kaybolur, bir çivi yüzünden bir nal kaybolur, bir nal yüzünden bir bacak kaybolur, bir bacak yüzünden bir at kaybolur, bir at yüzünden bir savaş kaybolur, bir savaş yüzünden bir ülke kaybolur.
Böylesine acı dolu bir dünyadan mutluluk ummak öyle saçmaydı ki! Scobie, gereksinimlerini en aza indirmişti: Fotoğrafları çekmecelere kapatmış, ölüleri aklından çıkarmıştı. Bir ustura kayışıyla bir çift paslanmış kelepçeden başka süs eşyası yoktu.
Güneş görmemiş Bizans özdeyişleriyle ünlü marangoz Cimo, Neptün Lokantası'nın sahibi Sabahattin Bey'e sattığı istakozla yürütüp tekrar satan balıkçı Karlo, berber Jak'ı etek tıraşına zorlayan mantar Rahmi, Orhan Gencebay âşığı papaz Lefter, Beşiktaş fanatiği boyacı Gary Cooper Lefter, yakasında yorgan iğnesi taşıyan kamarot Bekir, İstanbul'a ilk gelişinde havaalanı polisiyle yaşadığı diyalogla ünlenen Katolik papazı Padre Enzio, deve tabanıyla rakı içen Kornili, randevuevi yerine ölü evine giden Kabariza, beyinsiz kelleleri yutan kasap Daçi, "Ben orospu çocuğu muyum?" sorusuna "Sen babanın has evladısın," diye cevap veren berber Kosta, kızdırıldığında ceketinin cebindeki taşları atan cüce Dursun, her cümlesini "Anladın mı?" ile bitiren baba Stefo, çilingir sofralarıyla ünlü tahta burun Niko, Suyabatmaz Engin, kumcu Yorgo ve Andrea kardeşler, Hacı Ayvaz ve güzelliği ile afet-i devran Nora, Ada'nın rahmetle andığım renkli tipleriydi.
Ramazan'da oruç tutanları düşünen gayrimüslim komşularımız, özellikle Pazar günleri öğlen yemeklerini zeytinyağıyla geçiştirirler, mahallede koku olmasın diye mangal yakmazlardı. İftar vaktine doğru maltızlarda yemekler hazırlanırken onlar da mutfaklarında yemeklerini pişirirdi. Hoşgörü veya saygının o günlerde ne kadar önemli olduğunu bundan daha iyi ne anlatabilir?
Herhangi bir insan ilişkisinde acı çekmenin önüne geçilemeyeceğini, acının hem çekileceğini hem de çektirileceğini ömründe ilk kez kavradı. Ne kadar aptalca bir şeydi aslında yalnızlıktan korkmamız!