Benim için çok eğlenceli bir okuma olmadı maalesef. Bunun en büyük nedeni de tiyatro türünde bir eser olmasıydı. Sahnelenmiş hali çok güzel olsa da tiyatro metinlerini okumak hep biraz kopuk kopuk ve eksik hissettiriyor bana.
Robot kelimesinin ilk defa kullanıldığı eser olması ile son derece ilgi çekici aslında. Bilim kurgu dünyasının en önemli ögelerinden biri olan robotların çıkışını okumak güzeldi. Robot denilince insanın aklına metal vücutlu makineler gelse de Capek'in elinden çıkan ilk örnekleri insana fazlasıyla benzer bir yapıdaymış. Kemikten ve etten oluşan makineler. Şu dönemde robotların son noktası olarak görülen şeyin aslında robotların düşünülen ilk hali olması fazlasıyla ilginç.
İçinde robot barındıran bir sürü kitap okuyup film izledikten sonra hikayede beni şaşırtan bir şey olmadı.
--Spoiler--
Sonunda robotların dünyaya hükmetmesiyle distopik bir kitap da sayılabilir belki. Diğer yorumları okurken birinin "Belki de Asimov insanların yenilgisiyle biten bu sondan hoşlanmadığı için üç robot kanununu yazıp kendi robot evrenini başlatmıştır." yazdığını gördüm. Böyle bir şeyin olup olamayacağı hakkında bir fikrim yok ama bugün bilim kurgu ve robot denilince akla gelen en büyük isimlerden birinin, robotların çıkışı olan eserden etkilenmesi çok olağan gibi. Bu fikri sevdim sanırım.
"Hiç sevmem kışları" derdi. Neymiş üşürmüş de kalın giymek zorunda kalırmış. "Hahh" dedim içimden. "Yazın da, kışın da mahallenin en pejmürdesi sensin..." Bunları o zamanlarda çok yakın olup da sevemediğim, şimdilerdeyse rahmetli olan canım arkadaşıma söylerken yıl 1995 aralığın 17'siydi.
Şimdiyse 2006 yazının
Bana huzur veren ve bir o kadar ruhumu dinlendiren bir kitapla geldim bu sefer...
Noel yaklaşırken farklı yaşantılara,farklı hayallere sahip, hayattan beklediklerini bulamamış üç kadının yollarının kesişmesiyle başlayıp dostluğa dönüşen bir hikaye ...
Kitabı gerçekten çok severek okudum.Soğuk bir mevsimde sıcacık bir dostluk hikayesiydi.
Beni merakta bırakan ise (bence kitap tam anlamiyla sonuca ulaşmamıştı)bu üç kadının ilerleyen dönemlerde gerçekten hayatlarını noel gecesinin devamı olarak mı yaşamışlardı?
Chole,Bea ve Olivia...
Birbirlerinden habersiz üç kadın
--Chole sadece işine odaklı,aile bağları kopuk,insan ilişkilerinde başarısız ve evli bir adamla gizli aşk yaşayan başarılı bir avukat.
--Bea ise hayata küsmüş,alkol ve uyusturucu bağımlılığından yeni kurtulmuş,mutsuz, küçük bebeğiyle cafe (Bal Küpü) işleten bir isletmeci.
--Olivia'ya gelince çok mağrur,sakin birazda hanım hanımcık bir köşe yazarı.
Hikayemiz Olivia'ya bisikletli birinin tam da Bea' nın cafesinin önünde çarpmasıyla başlıyor.
️Bea neden yalnız ve mutsuz?Deli gibi özlediği ve alkolik olmasına sebep olan kim?Kocasını ondan çalan kadın neden hapiste?
Peki Bea' nın kocasına ne olmuştu?
️Chole yasak aşkıyla mutlu olabilecek mi?Yoksa yeni aşklara yelken mi açacak?
️Olivie gerçekten evlenmek istiyor mu?Ya da tek gecelik ilişki kavramina sıcak bakıp nişanlısını aldatacak mı?
İste tüm bu soruların cevabını Bea'nın Bal Küpü'nde verdiği noel gecesi partisinde bulacaksınız.
Daha ayrıntılı kitap özeti bloğumda
Yıllar geçmedi, yıllar eskidi
Dokunduğum yerde kalıyorum
Yaşlı bir kelebek gibi.
Yeni bir renk buldum bugün, suyun atkısı rengi
Oyuğumdan çıktım
Çıkmamı duydum
Bir süre yürüdüm yürüdüm
Hiç kimsenin ağzını dayayıp da
Suyunu içmediği bir çeşme gibi durdum
Durdum ki
Önce bir elektrik mavisi çöktü içime
Sanki bir suya anlatıldım da
Okullardaki tarih kitaplarında Osmanlı tarihi bölümünde eyalet sistemi gayet kopuk, metne bağlanamamış, iyi yorumlanamamış biçimde talebenin ezberine sunuluyor.