Rastgele yürürken aklına geleyim sızlasın için. Ve insan, en çok kimde kaldıysa, en çok o'ralı oluyor. Ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz. Baktım gülüşünden güzel şiir olur sevdim gitti. Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek. Yan yanaydık ve şehir, böyle mucize görmemişti. En uzun süren sevdalar, yarım kalanlardır. Eksikliğe mi alışmışız mutsuzluğa mı yoksa? Ne demiş uçurumda açan çiçek? Yurdumsun ey uçurum. Biliyorsun ben hangi şehirdeysem, yalnızlığın başkenti orası... Bazen sadece yorgun oluyor insan. Ne küs, ne yalnız, ne de aşık... Bir daldır uykusuzluk, sallanır sürekli gecede... Cemal süreya
Fakat arada bu uçurum daima kalacaktı.Ara sıra onun üstünden ellerimiz birbirine uzanacak,sonra ben küskün,o ümitli kendi dünyalarımıza dönecektik.
Reklam
Korkuyorum... Ya senin bana yaptıklarını başkasına ben yaparsam diye! Korkuyorum... Senin bana yaşattıklarını sana da yaşatsınlar diye bir dileğe teslimiyetten! Ya sen sevgilim! Ya sen? Korkuyor musun?Korkuyorum... Seni bir hiç uğruna mı kaybettim ben! ? Korkuyor musun sevgilim? Korkuyorum ben... Sırf seni sensiz sevmişsem! Sevgilim, ya SEN boş
Leyla Îşxan û Nazê Îşxan
Her sözü zamanda akıyor, ama buna rağmen hiçbir şey kavuşmuyor gibi, söyledikçe derinleşen bir uçurum. Varılamaz her ne varsa, Leyla'nın sesinde hayat bulmuş. youtu.be/Q8v293czTiI?si=...
Sen Mem u Zin'i Ben Ferhat ile Şirin'i Sen Cigerhun'u Otuzüç Kurşun'u Ben Nâzım'ı, Cahit'i, Turgut'u Sen gözleri deprem kızım kara çadırın Ben Sürmeli Bey ağıdını Sen Dicle'yi, durgun ve nazlı Ben Kızılırmak'ı, mağrur ve geniş Sen Siverekli öfkeyi Fransız önünde Ben dağların onuru Kamalı Efe'yi Sen Cudi'yi uçurum ve doruk Ben Konya ovasını beyaz ve tenha Sen düşmanını ağırlayan konukluğu Ben son lokmasını konuğa sunan saygıyı Sen karın türküsünü dağlardan dağlara Ben köpük köpük büyüsünü denizlerin Sen değirmen taşı bir zamanı boynunda Ben göğsümde kadranı paramparça bir saati
Sayfa 66 - PdfKitabı okudu
kırılgan / murathan mungan kırılgan bir çocuğum ben yüreğim cam kırığı bütün duygulardan önce öğrendim ayrılığı saldırgan diyorlar bana oysa kırılganım ben gözyaşlarım mücevher saklıyorum herkesten ürküyorlar gözümdeki ateşten ürküyorlar dilimdeki zehirden ürküyorlar o dur durak bilmeyen gözükara cesaretimden diyorlar: bir yanı sarp bir uçurum, bir yanı çılgın dağ doruğu. oysa böyle yapmasam ben nasıl korurum içimdeki çocuğu? bir yanım çılgın nar ağacı bir yanım buz sarayı.
Reklam
Uçurum gibi büyük içimde hasretin ve ben seni var olmanın sınırında, yok olmanın ötesinde sevmişim...
Ahmed Arif
Ahmed Arif
Cehennem, yerinden kımıldamayan şu şimdiki zaman, yeknesaklığın şu gerilimidir; hiçbir şeye, ölüme bile açılmayan şu tersyüz ebediyettir; oysa akan, cereyan eden zaman, uğursuz da olsa bir bekleyiş tesellisi sunmaktaydı hiç değilse. Ama burada, düşüşün alt sınırında, daha fazla düşmenin hiçbir yolu olmadığı yerde, bir başka uçurum ümidinin bile bulunmadığı yerde ne beklenir?
Metis Yayınları
giriş
"İnsan, hayvan ile üstinsan arasına gerilmiş bir iptir, altında bir uçurum olan bir ip."
...Daha başka kızlar, daha başka kadınlar tebessüm, neşe, saadettiler. Fakat Nevhiz'de bir başka hususiyet vardı ki onu bütün diğerlerinden ayırıyor, kendisine yegâne bir mümtaziyet (seçkinlik) veriyordu. Onda zulmet vardı, esrar vardı, uçurum ve elem vardı...Ötekiler sevmek ve mesut etmek için dünyaya gelmişlerdi; Nevhiz de elbette sever ve sevince yakarak, öldürerek, kahrederek mesut ederdi. Samim kendi kendine "Ben mutlak pervane ruhlu bir adam olacağım ki onu tercih ediyorum, adeta bile bile, isteye isteye yanmaya, kavrulmaya âşığım..." diye mırıldandı.
Sayfa 75 - Can Yayınları - Miras Dizisi (2.Baskı)Kitabı okuyor
Reklam
nasıl bir uçurum kusursuzluğuna ulaşmışım ki düşecek yerim bile kalmamış?
Sevmek, kıyısına yaklaştığın bir uçurum gibi değildir. Yuvarlanan kayalar da kalp değildir. Kaya bile dağılırken ah kalbin hâli nice ola. Kimseyi bu korkuyu yaşatacak kadar o kıyıya sürüklemeyin. Sevmek, içinde korkunun barındığı nefsani duygulardan sıyrıldığında hakikatteki boyutuna ulaşır.
Biri dış ve diğeri de içsel olmak üzere iki dünya olduğunu kabul eden İslam, insanın bu iki dünya arasındaki uçurum üzerindeki köprü olduğunu öğretir. Bu bütünlüğün dışına çıktığında din, geri kalmışlığı (her türlü aktif/üretken hayat reddetmeyi) ve bilim de ateizmi getirir.
Ne zaman bir romanı bitirsem yuvarlanıveririm. Meğer bir uçurum açılmış ruhumda, yazıya-edebiyata çekildiğim tüm bu zaman zarfında,sessizce büyümüş,derinleşmiş,oraya düşerim
Resim