Yazın ortasında olmasının yanı sıra bulunduğu bölge diğerlerine göre çok daha sıcak ve bunaltıcıdır. Dedektif David dağ evinde işlenen bir cinayet haberi alınca aslında birazda serinleme fırsatı bulduğu için sevinmiştir. Bunun üzerine olay yerine zorlu şartlarda ulaşan David gördüğü ceset karşısında şaşkına döner. Çünkü şimdiye kadar görmediği şekilde işlenmiş ve usta kesikler, işkencelerle dolu bir vücuttur bu. Adli tıp memuruyla konuştuğunda hiç bir delil olmadığını söyler. Oysa ki üzerinde bu kadar oynanmış bir cesette bu imkansızdır. Bunun ardından serinlemek için geldiği dağ başında çok daha fazla terlemiştir. Ama asıl teri bu cinayetin ilk değil seri olduğunu hatta en sonunda sıra kendine geleceğini öğrenince dökecektir. Ölülerin Fısıltısı Hakkında Tennessee’nin yaz sıcağında David Hunter, ıssız Puslu Dağ’daki bir kulübede işlenmiş cinayeti incelemesi için çağrılmıştı. Karşısındaki sahne hem dehşet verici hem de tuhaftı. Ceset masaya bantla yapıştırılmıştı. Yaralardan, en ufak delillere kadar her şey adli tıp uzmanlarının yöntemlerini boşa çıkaracak şekildeydi. Çok geçmeden Hunter bir seri katille karşı karşıya olduğunu ve bu kişinin adli tıp hakkında bir çok şey bildiğini anlamıştı. Ancak katil, Hunter’ı kandırmaya devam ediyordu. Cesetleri tuzak kurmak için kullanıyor, bir ceset bulunduktan sonra yerine yenisini yerleştiriyordu. Fakat çok geçmeden katil gözlerini David Hunter’a dikecekti…
Karanlık bir sokağın köşesinde bir anda bitiveren bir katil gibi, aşk önümüze dikildi; ikimizi de bir vuruşta devirdi! Yıldırımda böyle çarpar adamı, hançer de böyle saplanır!
Video:
youtu.be/AAJfAiSKfuA
Seviş Yolcu.
Cemal Süreya'dan okuduğum 5. kitap.
Seviş Yolcu, 120 sayfalık bir şiir kitabıdır.
Kitapta; adam, anne, aşk, baba, birey, çocuk, gurbet, kadın, ölüm, özlem, savaş, sevgi, yalnızlık ve zaman gibi temalarda şiirler bulunuyor. Kitabın en dikkat çekici noktalarından biri kapağıdır. Bir adisyon
Karanlık bir sokağın köşesinde bir anda bitiveren bir katil gibi, aşk önümüze dikildi; ikimizi de bir vuruşta devirdi! Yıldırım da böyle çarpar adamı, hançer de böyle saplanır!
Yirmi dört krallık arasında bölünmüş ve düzensiz bir şekilde yönetilen Wisteria Diyarı…
Savaş, açlık ve suçlarla dolu bir dünya…
Krallıklar arasındaki savaşın kurbanlarından biri olan Irithel, küçük yaşta hem annesini hem de abisini kaybetmiştir ve çektiği acıların intikamını almak için kendini yıllarca eğitip usta bir dövüşçü haline gelmiştir.
Yıllar süren hazırlığın ardından Irithel’in planı basittir: Yirmi dört krallıktan yirmi dört vârisin eğitim gördüğü Kraliyet Okuluna sızacak, ailesini ondan alan krallığın karşısında duracaktır.
Her şey yolunda giderken Irithel’in planları, okuldaki gizemli bir katil tarafından bozulur. Beraber kapana kısıldığı yirmi dört vâristen biri, onları teker teker öldürmeye karar vermiştir ve bunu bir oyun haline getirerek art arda suikastlara imza atar.
Oyundan kurtulmanın tek yolu ise bu oyunu kuran suikastçının kim olduğunu bulmaktır.
"Karanlık bir sokağın köşesinde bir anda bitiveren bir katil gibi, aşk önümüze dikildi; ikimizi de bir vuruşta devirdi! Yıldırım da böyle çarpar adamı, hançer de böyle saplanır!"
1Nisan 1954 Tarihinde çıkan kitap için Ferit Edgü şöyle der: “ Sait Faik’in,son en son kitabı o gün çıkmış.O gün almışım.O gün hatmetmişim.O Günlerde böyleydi sevdiğimiz yazarların kitabını dört gözle bekler, çıktığını duyar duymaz alır,alır almaz da okur sonra bir daha okurduk.”
Tüneldeki Çocuk,Az Şekerli ve Alemdağ’da Var Bir Yılan kitapları
Karanlık bir sokağın köşesinde bir anda bitiveren bir katil gibi, aşk önümüze dikildi; ikimizi de bir vuruşta devirdi! Yıldırım da böyle çarpar adamı, hançer de böyle saplanır!
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin.
_Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur.
_Sağlıksız bir zihinle ne
Marie Belloc Lowndes
İngiliz yazar Marie Belloc Lowndes tarafından 1913 yılında kaleme alınan, polisiyenin en eski örneklerinden biri olan bir kitap Kiracı ya da orijinal ismiyle "The Lodger." Lowndes, genellikle gerçek olaylardan yola çıkarak eserlerini kaleme alıyormuş. Kiracı isimli bu kitabını da Karındeşen Jack gizeminden yola
Ara sokakta katil yerin altından nasıl fırlarsa insanın karşısına, aşk da bizim karşımıza fırlamış ve anında ikimize de serseme çevirmişti! Tıpkı Yıldırım gibi, Fin bıçağı gibi! Birbirimizi tanımadan, görmeden uzun zamandır sevmiştik.
Sayfa 175 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu