Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Vuslat Ekici

Vuslat Ekici
@vuslatoprak
Siz insanlar," dedim. "bir şey hakkında konuşurken, hemen şöyle söylemek zorunda hissediyorsunuz kendinizi: 'Bu aptalca, bu akıllıca, bu iyi, bu kötü!' Bütün bunların ne anlamı var? Sırf bunları söylemek için mi bir olayın içyüzünü araştırıyorsunuz? Onun niçin olduğu, niçin olması gerektiği şeklindeki sebepleri kesinlikle açıklayabiliyor musunuz? Böyle yapsanız, yargılarınızda bu kadar aceleci olmazdınız."
Reklam
Sinsi bir hastalığın önlenemez şekilde her geçen gün ölüme yaklaştırdığı bahtsız birinden, hançerle işkencesine bir anda son vermesini isteyebilir misin? Gücünü tüketen hastalık, aynı zamanda ondan kurtulma cesaretinden de onu yoksun bırakmaz mı?
"Hoş hayallerle başımızı döndürürken, bizi dünyanın en mutlu insanı kılan Tanrı bize nasıl davranıyorsa, biz de çocuklara öyle davranmalıyız."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Mutlu edemediğimiz mutlu insanlar görüyoruz, dayanılmaz olan bu."
İnsanların birbirlerinin huzurunu bozmasından rahatsız olurum ben, en çok da genç insanların hayatlarının en güzel çağında, bütün sevinçlere alabildiğine çok kucak açabilecekleri zamanda birkaç güzel günü surat asarak birbirlerine zehir etmeleri ve ancak çok sonradan kaybettikleri şeyin telafisinin olanaksız olduğunu görmeleri canımı sıkar.
Reklam
İşte böyle sevgili Wilhelm, dünyada en çok çocukları kendime yakın buluyorum. Onları seyrederken, en ufak şeyde bile, gün gelip de çok ihtiyaç duyacakları tüm erdemlerin, tüm güçlerin mayasını görünce, inatçılıklarında gelecekteki tutarlılığa ve karakter sağlamlığına, yaramazlıklarında dünyanın tehlikelerine teğet geçen mizah ve umursamazlığa bakınca, her şey öylesine bozulmamış, öylesine bütünlük içinde ki! O zaman hep ama hep insanların kılavuzunun şu altın sözünü yineliyorum: "Onlardan biri gibi olmazsanız!" Böyle olduğu halde dostum, bizimle eşit olan, örnek almamız gereken çocuklara biz kul muamelesi yapıyoruz. Hiçbir istekleri olmamalı! - Sanki bizim yok mu? Peki bizi ayrıcalıklı kılan şey ne? - Çünkü biz yaşça daha büyük ve daha akıllıyız (!)
Buradaki insanların nasıl olduğunu soracak olursan, şunu söyleyebilirim: Her yerdeki gibi! İnsan aslında karmaşık bir varlık değil. Çoğunluğu zamanın büyük bir bölümünü yaşamak için kullanıyor, geriye kalanı ise, özgür oldukları küçük zaman diliminden öyle korkuyor ki, ondan kurtulmanın her türlü yolunu deniyor. İşte insanın değişmez yazgısı!
Eşit olmadığımızı, olamayacağımızı çok iyi biliyorum, ancak saygı görmek adına alt tabaka insanlarından kendini uzak tutmak gerektiğine inanan kişi, yenilgiden korktuğu için düşmandan saklanan bir korkak kadar eleştiriyi hak eder...
Reklam
Kalbime küçük ve hasta bir çocuğa bakar gibi bakıyorum; her arzusunu yerine getiriyorum. Bunu başkalarına söyleme; bundan dolayı beni ayıplayacak insanlar çıkabilir.
Keşke insanlar - niçin böyle olduklarını ancak tanrı bilir - geçip giden şimdiyi yaşamak yerine, geçmişte kalan bir sıkıntının hatıralarını anımsamak için hayal gücünü bu kadar zorlamasalar...
Değerli dostum, insanın kalbini anlamak olanaksız bir şey!
İnsanlık, hatta tabiat, ya kıyamete doğru hızla yol alıp karanlık uçurumlara yuvarlanacak, ya da yeni bir umut çığırı arayacaktır. Bu arayış, tam da islâm aydınlarının yeni diriliş atılımına denk düştüğü takdirde, insanlık için yeni bir dönem başlamış olacaktır.
Önümüzdeki yüzyılın en önemli olayı, Allah'ın izniyle "İslâm'ın Dirilişi" olacaktır. Gerek bütün İslâm dünyası, gerek tüm insanlık için. İslâmın düşmanları, yüzyıllar süren çalışmalarıyla bir takım sonuçlar almışlardır. Buna bakarak belki de tüm islâmı bir daha dirilemeyecek şekilde ruhlardan ve zihinlerden, iklimlerden ve coğrafyalardan silmek umuduna düşmüşlerdir. Halbuki, tarih, iyi baksalar ve görseler, bu türlü bir düşünceyi tekzip etmiştir. Hem de defalarla. Bir tarafta bin bir silâhın, imkânın ve hilenin bir araya getirilmesiyle söndürülen islâm ışığı, başka bir yerde belki de en ummadıkları bir ülkede daha parlak bir şekilde doğmuş ve ortalığı aydınlatmıştır. Bir bayrak yarışı gibi sürüyor hakikat ve idealinin tarih sahnesindeki kaderi. Bir kavim koşudan düşüyor veya düşürülüyorsa başka bir kavim ya da topluluk, bayrağı kapıp yarışa devam ediyor. Yalanın, yanlışın, karanlığın, çirkinin zaferine ve sevincine yer bırakılmıyor mü'min gönüllerin atılımıyla..
234 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.