Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Yaptığınız , söylediğiniz ya da düşündüğünüz her şeyi ortaya çıkarabilirler fakat işleyiş bakımından insanın kendisine bile yabancı olan duygular asla ele geçirilemez."
Denizde Bir Şair
“-Bu ülkeye geldiğimde, kocaman kocaman sakallı adamların bin iki yüz yıl önce işlenmiş bir cinayet hâlâ hıçkırıklara boğulup dertlenmelerini anlayamıyordum. Artık anladım. İranlılar geçmişte yaşıyor, çünkü geçmiş onların vatanı, çünkü şimdiki zaman hiçbir şeyin onlara ait olmadığı yabancı bir ülke.”
Sayfa 247 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Bagışıklık vücudun yabancı maddelere yani antijenlere karşı kendini koruma yetisidir. Vücuda zarar verebilecek veya kendine has özelliklerini degiştirebilecek her tür antijeni (yabancı maddeyi) tanıyacak vücudu bunlara karşı farklı savunma yöntemleriyle korumak bağışıklık sisteminin ana görevidir.
Mutluluğun düşmanı hareketsizlik ve yalnızlıktır.
Sayfa 327 - Mona YayıneviKitabı okuyor
İnsanlar yabancı olarak algılandıkça, onlara şiddet uygulamak veya onları katletmek o kadar kolaylaşıyordu. Potansiyel olarak engelleyici çaresizlik etkisi, kurban, insanlıkdışı görüldüğünde kolayca bastırılır. Toplama kamplarında mahkûmların üstünde doğru dürüst giysi yoktu, yetersiz beslenip ağır işlerde çalışmaya zorlanıyorlardı. Temiz kalmak imkânsızdı, birçok mahkûm kısa süre sonra kişisel temizliğine dikkat etmez hale geldi. Dizanteri yaygındı, tuvaletler yetersizdi ve felaket durumdaydı, çalışma saatleri içinde helâyı kullanmaya genellikle izin verilmiyordu. Mahkûmlar sık sık kendi dışkılarıyla kaplıydı, korkuluk gibi görünmenin yanı sıra iğrenç de kokuyorlardı. Treblinka'nın komutanı Franz Stangel'e mahkûmların her halükârda öldürülecekken, neden böyle bir aşağılanmaya maruz bırakıldığı sorulduğunda, "Politikaları uygulamak zorunda olanlara, koşulları uygun hale getirmek için... Yaptıkları şeyi onlar açısında mümkün kılabilmek için" diye cevap verdi.
Fakat içinde bugüne yabancı bir şey yaşarken ve bu yabancı şey onun bir parçasıyken nasıl davranabilir insan... Kendinle ilişkini koparıp, görüşmeyi kesecek değilsin ya.
Reklam
Yaşamın, sana, bilmediğin, anlamadığın bir dilde; yabancı, tanımadığın bir üslupta, şarkı söyleyen biri gibi gelecek: Söylenen şarkı seninle ilgiliymiş, senden söz ediyormuş, sana söyleniyormuş gibi bir duygu duyacaksın hep; ama, hep de, bilmediğin, anlayamadığın bir dilde, sana yabancı, tanımadığın bir üslupta olacak duyduğun...
Oruç Aruoba
Oruç Aruoba
Değerli olmak, düşüncelerini iletmekten aciz olmak demek. Sanki yabancı bir ülkedesin , çevrede olup biten her şeyi görüyor, anlıyorsun, ama istediğini anlatmaktan, dolayısıyla da yardım bulmaktan umutsuzsun, çünkü orada konuşulan dili bilmiyor, anlamıyorsun.
Ey oğulcağızım!.. Dünyadan uzak olarak şöyle yaşa ki yabancı bir ülkede sanki gurbettesin. Abdülhalik-i Gücdüvani
Aslına bakarsanız, insan ha otuzunda ölmüş ha yetmişinde, pek önemli değildi. Çünkü, her iki halde de, pek doğal ki, başka erkekler de, başka kadınlar da yaşayacaklardı, hem de binlerce yıl.
Reklam
İnsan hiçbir zaman bütün bütün mutsuz olmaz
"Doğup büyüdüğüm şehirde bir yabancı gibi hissediyorum kendimi. Sanki ben burada doğmadım, burada büyümedim. Ruhum öylesine boş ve soğuk!"
Birden kendini bu dünyada daha önce hiç hissetmediği kadar yabancı, üvey hissetti. Çıplak yara gibi acıdı içi. Kendinden bile daha güçlü olmasını gerektiren bir kimsesizlik, bir kaybolmuştu şu yaşadığı ve insan bu çeşit bir kimsesizliği anca kendi yurdunda, kendi insanlarının arasında yaşardı.
Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.