Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Paşa tekrar bir sigara yakıyor ve birkaç yaprak daha çevirdikten sonra, luıritasmı alıp şöyle izah ediyor: Bu sırada Conkbayırı'nın güneyindeki 261 rakımlı tepeden sahilin gözetlenmesi ve korunmasıyla görevli olarak oralarda bulunan bir müfreze erlerinin Conkbayırı'na doğru koşmakta, kaçmakta olduklarını gördüm. Size şu konuşmayı aynen okuyacağım: Kendim erlerin önüne çıkarak: -Niçin kaçıyorsunuz? dedim. -Efendim, düşman! dediler. -Nerede? -İşte, diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler. Gerçekten, düşmanın bir avcı hattı 261 rakımlı tepeye yaklaşmış, rahat rahat ileriye doğru yürüyordu. Şimdi vaziyeti düşünün: Ben kuvvetlerimi bırakmışım, erler on dakika dinlensinler diye... Düşman da tepeye gelmiş... Demek ki düşman bana benim askerlerimden daha yakın! Ve düşman, benim bulunduğum yere gelse kuvvetlerim çok kötü bir duruma düşecekti. O zaman. artık bilmiyorum. bir mantık muhasebesi midir, yoksa içgüdüyle midir, bilmiyorum; Kaçan erlere: -Düşmandan kaçılmaz, dedim. -Cephanemiz kalmadı, dediler. -Cephaneniz yoksa süngünüz var, dedim. Ve bağırarak bunlara süngü taktırdım. Yere yatırdım. Aynı zamanda Conkbayırı'na doğru ilerlemekte olan piyade alayı ile dağ bataryasının yetişebilen erlerinin "marş marş" ile benim bulunduğum yere gelmeleri için yanımdaki emir subayını geriye saldım. Bu erler süngü takıp yere yatınca düşman erleri de yere yattı. Kazandığımız an, bu andır.
Sayfa 144 - Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal İle Mülâkat (24-28 Mart 1918) - Birinci SafhaKitabı okuyor
192 syf.
8/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
Cadı - Hüseyin Rahmi Gürpınar
Halk arasında yaygın olan her türlü batıl inançla kafayı bozduğunu açıkça belli eden Gürpınar'ın kaleminden okuduğum ilk eseriydi. Kitapla tanışmama ve hevesle okuyup hızlıca bitirmeme vesile olan Ceren Sungur'a bolca teşekkürler. Kendisi yakın zamanda "Tarih Obası" kanalında kitabın bazı kısımlarını seslendirip yorumladığı bir seri yaptı ve tüm izleyicilerini bu eseri okumaya davet etti. Kitaba ve yazarına gelecek olursam, genelde varlığını çok net hissettiren erkek elinden çıkmış kadın karakter sığlığını barındırmayan gerçekçi diyaloglarını okurken sık sık takdir ettim. Kendisinin iyi ve tarafsız bir gözlemci olduğunu söyleyebilirim. Bunun yanında uzun zamandır kitap okuma alışkanlığını terk etmiş bir insan olarak okumaya dönmek için bu kitabın
Cadı
Cadı
kesinlikle uygun bir seçim olduğumu düşünüyorum. İlk sayfasından son satırına kadar yazarın dili akıcılığından hiçbir şey kaybetmiyor. sık sık güldüren okuması keyifli diyalogları, bir cadı safsatasını bile ciddi bir fenomenmişçesine her yönüyle evirip çeviren paragrafları ile okumaktan zevk aldığım bir kitaptı. Yazarın diğer eserlerine de mutlaka bakacağım.
Cadı
CadıHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023970 okunma
Reklam
160 syf.
8/10 puan verdi
·
34 saatte okudu
Ben bir İnsandım!
Abartısız yarım saat ağlamamı sağlayan o kitap. Sanırım bu aralar çok duygusalım yada bunu Livaneli'nin insanı derin bir hüzne sürükleyen, duygulanmamanın imkansız olduğu
Huzursuzluk
Huzursuzluk
eserine de yorabiliriz. Kitabı elinize aldığınız an kapağı dikkatinizi cezbediyor. Sayfaların uçlarının koyu mavi olması ise başta dikkat çekmese de kitabı
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201799,2bin okunma
Bu konuya son padişahın kızı ve halifenin gelini; Yahya Kemal' in deyimiyle Türkçesi İstanbul’un en iyi on kişisinden biri olan ve Fransız kültürü de ondan aşağıya kalmayan Sabiha Sultan’ın bir deyişiyle bitirelim. Kendisi Saltanat ve Cumhuriyet' in bağı için; "O Türklerin imparatorluğuydu, bu da Türklerin cumhuriyetidir" demişti.
Sayfa 124 - Kronik KitapKitabı okuyor
Bu konuya son padişahın kızı ve halifenin gelini; Yahya Kemal' in deyimiyle Türkçesi İstanbul’un en iyi on kişisinden biri olan ve Fransız kültürü de ondan aşağıya kalmayan Sabiha Sultan’ın bir deyişiyle bitirelim. Kendisi Saltanat ve Cumhuriyet' in bağı için; "O Türklerin imparatorluğuydu, bu da Türklerin cumhuriyetidir" demişti.
Sayfa 124 - Kronik KitapKitabı okuyor
400 syf.
·
Puan vermedi
Hikmet Hükümenoğlu'ndan yeni bir kitap daha okudum: Atmaca. Hükümenoğlu, ne yazsa okurum dediğim yazarların başında geliyor. Bu kitabı da diğerleri kadar sürükleyici ve okuru içine alan bir kitaptı. Ancak tek eleştirim şu ki, yazar, sanki pek çok konuyu birarada işlemeye çalışıyor; bu da konuyu dağıtıyor ve bazı yerler tam islenemeden geçmiş gibi oluyor. Yine de okuması keyifli bir kitap bu da. Sanırım yazarın üslubuna alışmak gerekiyor. Atmaca aslında "öfkeyi temsilen bir metafor. Ömer'in çocukluk-gençlik yıllarından başlayarak bugünlere uzanan hikayesi.. Ailesi, kardeşleri, lise hayatı, aşkları, hayal kırıklıkları ve hayatının kör noktaları.. Ömer'in hayatını okurken aynı zamanda Türkiye'nin yakın tarihini de izleyebiliyorsunuz aile sofralarındaki konuşmaları takip ederek. Beni en şaşırtan detaylardan biri de, Körburun romanında yer alan Onur hocanın bu romanda da ortaya çıkmasıydı. Velhasıl sadece bir anlatı değil, yakın tarih, nostalji, biraz da gizemli bir roman okumak istiyorsanız öneririm. Murakami sevenler için kitaptaki bazı detaylar da dikkat çekici olacaktır bence
Atmaca
AtmacaHikmet Hükümenoğlu · Can Yayınları · 2020349 okunma
Reklam
241 syf.
10/10 puan verdi
Yakın Tarih, Eğitim
Çocuklarımız yakın tarihimiz hususunda okullarda anlatılan propaganda ile hareket etmektedir. Yıllarca devlet ideolojisi olarak okutulanlara gerçekten böyle midir sualini soranlar neredeyse yoktur. Hal böyle olunca biraz farklı yazan çizen konuşanlara karşı ötekileştirme hareketi hasıl olmaktadır. Kadir Çandarlıoğlu bu eser ile yakın tarihe ait bazı meselelerde vesikalarla cevap vermiştir.
Kadir Çandarlıoğlu
Kadir Çandarlıoğlu
Kadir Mısıroğlu'nun En Tartışmalı Sözlerinin Tahlili
Kadir Mısıroğlu'nun En Tartışmalı Sözlerinin TahliliKadir Çandarlıoğlu · Dionysos Yayın Group · 20233 okunma
Dinler, felsefe, ilimler, ahlak, edebiyat, güzel sanatlar değişim veya gelişmeye tabidir. Manevi medeniyette en yakın tesir, insanın fikir faaliyetidir. İhtimal insanın fikir faaliyetine tesir eden etkenler, fikirden ziyade madde sahasında aranılmalıdır; "manevi kültür, maddi kültürden doğar" diyenler gittikçe çoğalıyor.
Önsöz
İslam dünyası saplantılı ve dar görüşlü insanlardan oluşmamaktadır ve Kemalizm'e yakın önemli düşünürleri de vardır.
Reklam
Sonra gene Selânikte o kadar şiddetle savunduğu «ordu­nun yakın bir harbe hazırlanması gerektiği» görüşü de gene lâyıkıyle itibar görmemişti. Hele harp içinde stratejik başı­ boşluk! İşte bunu katiyen affetmiyordu.
Sayfa 186
doğu gök-türk devleti yıkılınca millet üç ana kitleye ayrılmıştı. birinci kısmı gidip çin'e bağlanan yüz binden fazla kişi oluşturuyordu. ikinci kısım sir tarduş'lar etrafında toplanan kalabalık bir kitle idi. üçüncü kitle ise batı istikametine doğru göç etmişti. çin'e gidenler 639'da çinliler tarafından geri gönderildiler. 648 yılında ch'e-pi adlı gök-türk hanedanından gelen bir bey, altay dağlarında istiklalini ilan etti ise de uygur, karluk ve diğer boyların çinlilerle işbirliği yapması neticesinde zor durumda kaldı ve 650'de çin'e teslim oldu. bundan sonra gök-türk ülkesinde askeri valilikler kuran t'ang imparatorluğu 679 yılına kadar büyük bir baskı altında gök-türk ülkesini idare ettiler. bu yılın sonundan itibaren çin'e yakın bölgelerde türk beyleri bağımsızlık için başkaldırmaya başladılar. çin esaretine karşı gök-türk ayaklanmalarının ilk ikisi hedefe ulaşamadı. çünkü bunlar çin sınırlarına yakın yerlerde harekete geçmiş, neticede hilelere yenik düşmüşlerdi. ancak, kutlug liderliğindeki üçüncü hareket gobi çölü'nün kuzeyinde ötüken'e yakın yerlerde başladı. kısa zamanda diğer türk boyları bir birlik etrafında toplanarak kuvvetlenme sağlandı. 682 yılında II. gök-türk devleti resmen bağımsızlığını ilan etti. çinlilerin yanından kaçarak kutluk kağan'ın yanına gelen tonyukuk, gök-türklerin gücüne güç katmıştı. çok mükemmel askeri dehaya sahip olan tonyukuk'un kendi yanına gelmesine sevinen ilteriş kutlug, onu hemen bütün askeri işlerin başına getirdi
Sağ ve solun Türkiye için en doğru tarifi, milliyetçilik açısından ele alınarak yapılabilir. Bir parti, milliyetçi olduğu nisbette sağcıdır. Milliyetçilikte millî gelenekler mühim olduğundan bu türlü partiler millî ahlâk bakımından muhafazakârlardır. Fakat milliyetçilik, milletin toplum ve fert olarak yükselmesi demek olduğundan milliyetçi bir parti adaletin ve servetin dağıtımı bakımından sosyalistlerin fikirlerine yakın olabilir. Dincilik ve siyasî ümmetçilik, Türklüğü ikinci plâna itmek veya saymamak olduğundan milliyetçiliğe aykırı yahut düşmandır. Bu bakımdan dinciler, siyasî ümmetçiler , hilâfetçiler “Sağcı” olamazlar. Siyasî ümmetçiler, İslâm beynelmileli düşüncesinde olup Türklüğü İslâm topluluğu içinde eritmek malihülyasına kapılmış olduklarından beynelmilelcidirler ve her beynelmilelci gibi soldurlar.
Sağcı Kimdir?Kitabı okudu
Mustafa Kemal de Selanik’tedir. Enver, Harbiye’de ondan iki yıl ileri olmasına rağmen, onunla yaşıttırlar. Fazla olarak Mustafa Kemal hâlâ İttihat ve Terakkinin mensubu, merkez heyeti azası, yahut fiiliyatta hiç değilse merkez çevresinin yakın bir elemanı durumundadır.
Sayfa 136
İşte Ömer Naci, Manastır idadisinde Mustafa Kemal’in ya­kın arkadaşı oldu. Mustafa Kemal’e edebiyat ve hitabet aşkını onun aşılamış veya onda bu kabiliyetlerin gelişmesine yardım etmiş olduğu bir gerçektir.
Sayfa 72
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.