Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yasin

Yasin
@yasininnotlari
Yaptığım alıntılar; onların doğruluğuna inandığımı değil, yansıttıkları düşünceleri daha sonra tekrar okumayı isteyecek kadar sevdiğimi gösterir. Ayrıca size kişilik özelliklerim hakkında fikir vermez.
28 okur puanı
Ağustos 2020 tarihinde katıldı
Kuşkusuz Fatih, Kanuni, Yavuz Selim, IV.Murad ve II.Mahmud da güçlü hükümdarlardı, ama II.Abdülhamid otoritenin parçalanmaya başladığı ve bu parçalanmanın kurumsallaştığı bir ortamda her şeye hükmetmekteydi.
Reklam
Tanzimat döneminin yöneticileri, yakın tarihin en becerikli, yaratıcı kadrolarıydı; bürokrasinin içinden yetişip yükselen devlet memurlarıydı, ikinci dönemde Osmanlı hükümdarları, imparatorluğun tarihinde görülmeyen bir biçimde bütün erki elinde toplamış ve bunu modern bir bürokratik aygıtı ve asıl önemlisi bir ideolojiyi kullanarak yapmışlardır.
İmparatorluğun modernleşme tarihinin bu çarpıcı döneminde Babıali bürokratları yönetime hakimdi. Birinci Meşrutiyet'ten sonra Yıldız Sarayı, İkinci Meşrutiyet'ten sonra ise siyasi bir cemiyet olan İttihat Terakki otoriteyi ele almışlardır. Her üç dönemde de otoriter nitelikli bir hükümet vardı ve sonunda otoriterlik neredeyse modern anlamda bir diktatörlüğe dönüşmüştür. Her üç dönemin de siyasal seçkinleri nitelik olarak birbirinden farklıdır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Savaş bittikten sonra Sultan Mahmud Anadolu ve Rumeli'deki memalik hanedanlarının kabusu kesildi.
Reklam
On sekiz sene sonra yeniçeri ocağını acımasızca ortadan kaldırmak için ulemanın ve İstanbul halkının desteğini elde edeceği uygun bir zamanı bekleyecekti.
Baş düşmanı olan kapıkulu askerinin Alemdar'ın konağına saldırıp onu yok etmelerini seyretti.
Genç padişah kısa bir boyun eğme devresinden sonra sadece ayanları değil, sadrazamını da gözden çıkarttı.
Nitekim biz bugün bu belgenin aslını değil, Tarih-i Cevdet'teki nüshasını kullanıyoruz. Sultan Mahmud güçlendiği an, menhus senedin aslını yok ettiği için...
16.yüzyılın sonunda Türkiye'ye gelen bir Alman seyyah, Ayasofya'da Sultan II.Selim'in türbesinde onun yanı başında yatan ve kimisi bebekken katledilen şehzadelerin tabutlarına bakıp "Dünyada nasıl bir güneş varsa, Türklerin de bir hükümdarı ve efendisi vardır." der. Oysa şimdi, kanla ve şiddetle korunagelen bu tek otoriteye ortak olunuyordu.
Reklam
Yeniçeri ocağını kaldırmaktan çekinenler arasında Sultan II.Mahmud'un bulunduğuna kuşku yoktur. Yeniçerileri ayan ordularına güvenerek değil, kendi kuracağı orduyla kaldırmayı düşlediği açıktı.
Rengarenk üniformaları içinde İstanbul'un etrafında konaklayan ayan orduları ve Alemdar Paşa'nın on beş bin Kırcalı askeri, yeniçerileri, tarihçi Abdurrahman Şeref'in deyimiyle "fare deliğine sindirdi."
Osmanlı padişahlarının otuzuncusu olan II.Mahmud, hayat ve saltanatını borçlu olduğu Alemdar Mustafa Paşa'ya sadaret mührünü teslim etti.
Osmanlı modernleşmesi Avrupalılar ile ani karşılaşmanın yarattığı bir şok da değildir.
416 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
dikkatli okunduğu zaman çok şey öğretmeyi vaat eden kitaptır. çok sevdim. özellikle kahramanın problemleri aşama aşama çözmesi, çözerken girdiği ruh halleri, sürekli yeni problemlerle karşılaşması ve mizah seviyesi kitabın okunabilirliğini artırmış. filminde hab'ın patlama senaryosu biraz farklı anlatılmış. astronotun hava kilidinin içinde 1 gün geçirmek zorunda kalmasını filmde görmeyi isterdim. ama film de kitaptan bağımsız düşünüldüğünde güzeldir.
Marslı
MarslıAndy Weir · İthaki Yayınları · 20228,7bin okunma
281 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.