Jasmin

Jasmin
@yasmins
Amsterdam
7 okur puanı
Aralık 2014 tarihinde katıldı
102 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Piç Yıllar
Piç YıllarYasemin Baş
9.5/10 · 5 okunma
Reklam
Jasmin
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Bir Dinozorun Anıları
Bir Dinozorun AnılarıMina Urgan
8.7/10 · 11,2bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir yorgun geceydi artık gündüz ömrünün en uzun,ömrünün en yorgun hikayesini yazdıran.Bir bu kadar daha yaşar mı insan? Zaman parçalara ayrılmış çığlık atarken tüm anılar,bilirim çocukluğunu da kirletenler var... Başka zamanlar,yabancı insanlar,tahsilatı henüz yapılmamış hesaplar ve yalnız belkide sana göre zavallılar.... Neyin muhakemesi bu gençliğini bile esir alır seni sana bırakmadan avuçlarına sararmış yaprakları koyar;koyarda kaçar...Hakketmiyorsa bir ömür kan bağını o zaman can bağına dayar bütün yalnızlığını... Unutanlar hep iyileşti peki unutmayanlar? Onlar sadece bir gün batımında kaldılar... YASEMİN BAŞ/ANKARA'15
Mavi kadınlar... Kış kadınlarıdır onlar hep üşüyen, üşüdüklerinde bir mevsimi bahane eden... Zamansız gidişlerinde yalnız kalplerinin titrek ve ürkek seslerini gözleriyle sindiren. Kimse görmesin acının dalgalarını diye hep bir karanlığa sığınan gel-gitlerinden güneşin doğuşuyla sıyrılan... Yağmur bekleyen kadınlardır onlar rahmetin sağnağında bir çiğ kadar masum kalabilmenin peşinde ve toprak kokusuna hasret... Bir gün mutlaka diyerek avuttuğu yüreğine kinle nasır örmemiş;aldatmamış ama çok aldatılmış ve hiç alttan alınmamış... Mavi masmavi kadınlardır onlar... Sözsüz müziklere yeni sözler yazan,hayal kuran,çocuğunu kucağına alamamış ama dünyadaki tüm çocukları evlat bellemiş anne doğan kadınlar... Kimsenin yüzünden kimseyi feda edemediği için kimsesiz kaçışlarına mana yüklemiş birdir acı senin benim ne fark eder demiş kadınlar... Kaderi baştan yazılmış ama kaderine hiç ortak aramamış; oysa kaderdaşı çokça ve hep yanı başındaymış... Aynalardaki suretinden kaçmayı bir adamdan öğrenmiş öğrendiği hiç bir ihanetin adını koymamış bedelini başka bir adamdan sormamış kadınlar... Yalnızlığa inanmış huzurlu kadınlar; Bu dünyanın adaletini sorgulamayı bırakmış uzaklardan beklediği varmış gibi tavır takınmış kadınlar... Deniz kokan gökyüzü gibi bakan kadınlardır onlar hiç bir yere ait olamamış ama ait olanlara hep tebbessümlü yorgun kadınlar... Her yol ayrımında rastladığınız,dik yokuşlarda aradığınız bir daha hali nicedir hiç sormadığınız o yedek kadınlar!Onlar gri bir is olsalar da mavi masmavi kaldılar... YASEMİN BAŞ ANKARA '15
Reklam
Yalnızlığın çerçevesinde vardı adımın bir kaç harfi...Aynı anda ismim olacakken olmasın diye türettiğim başka kelimeler bu sebepten.Lakin sabahları zorlaştırıyordu bu oyun ve yorgun kalbimin pencere kenarında beklemesinden hoşnut değildim!Bir iz ya da bir dokunuş akıl oyunlarını her gün batımında bana yeniden izlettiren;gitme,gidersen... Kokunu sığdıramam bu eve,kendime kaçamam ve yazmak fiil olmaktan ziyade nedensel bir iç çekişe dönüşür...Yakınların uzak mesafesinde!Bak bu kadar değebiliyorum sana bu kadar!Oysa tüm dünyaya ne kadar sordurmuşum...Hazımsız bir kalp ağrısının fersiz isyanı doğru değil bu zamanda.Ayıp diyenlere kızar günah diyenlere hesap sorarım.Gitme;gidersen,bir nehrin bulanık sularında suretimle uğraşırım...Kokun yeşile bulaşır!Maviye bulaştı,sarıya karıştı görmedin saniye değişti...Belki sana bir dudak lekesi bana iki cümleni iksiri. Bak bu kadar yakınım sana,tam bu kadar ve bekle dediğin o an hep zarar. YASEMİN BAŞ'15 ANKARA
Seninle yakınlık uzaklık kavramını sınır olmaktan çıkardık anne...Sınırlar sana telaşlı korkularımı anlatmak ya da ne kadar yenildiğimi ve aldatıldığımı anlatırken gözlerimdeki tuzlu suyu silmek kadar somut aşka hala inanmak kadar soyut bir kavram şimdi...Biz seninle havalanan mutlu yusufçuklara,uçurtmalara ve bir yerlerde acının olmadığı ülkelere inandık...Kaderde farklı acıların farklı hüzünlerini sol tarafında umarsız taşıyan iki kadın olmakta varmış...Affet beni göremedim saçlarındaki yılları ve yorgun gözlerini çünkü o sırada aynada kendi saçlarımdaki aklara ve kalbimdeki kederlere bakıyordum;göremedim...Yoksa bilmez miyim saçlarının hep böyle sarı kalmayacağını...Anne...ben bu ülkenin hangi şehrinde olursam olayım avuçlarıma bıraktıklarını her daim aynı yerde saklayamam ama söz veriyorum seni gündüzleri sol tarafımda geceleri yastığımda taşıyacağım...Yine çiçeklere,çocuklara ve masallara inanalım anne...Şimdi dizlerinde minik bir kız çocuğu yerine duyguları törpülenmiş,inandıkları yenilmiş ve dünyanın savaşına kafa tutmuş bir kadın yatıyor...Bu dünyada yalnız annem yaşıyor...Hadi uzat ellerini elimdeki papatyalar solmasın!Gözlerimi kapattığımda sesin kulağımdan uzaklaşmasın...Sen ol dünya varsın olmasın!YASEMİN BAŞ
Jasmin
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Trendeki Kız
Trendeki KızPaula Hawkins
7.6/10 · 11,7bin okunma
Şişelerde biriktirdim her hayali..Ayrı tuttum onları kavgadan,öfkeden hatta yardan.Saklamak oldu ilk işim onları sonra erken kalktım sonra mecburiyetlere daldım sonra kızdım sonra karnımı doyurdum ve eve yürüdüm.Her uykuya dalışta yastığımın altında sevdim onları uzaklarda çantamda iç çekişlerimde boğazımın en derin kertiğinde oldular...Olmalılardı olmasalardı olamıyordum çünkü bilirler!Sende biliyorsun anne...Bu kadar yaşımdan büyük kedere karşı koyarken ne tameli ayları sırtlandım ve vuslata hakkım olduğunu da sen hatırlattın!Şimdi hayallerimi o şişeden çıkarma zamanı!Ağaçları ve evleri bulutları ve yağmuru taşıma zamanı kitaplarımı güneşe çıkarma zamanı...Yerine özlediklerimi koyma zamanı...O şişeyi başka denizlere atma zamanı!YASEMİN BAŞ
Resim