300 syf.
7/10 puan verdi
·
28 saatte okudu
Benim için Julien Green insan psikolojisini en iyi işleyen yazarlardandır. Kendisiyle aynı seviyede
Guy de Maupassant
Guy de Maupassant
ve
Wolfgang Borchert
Wolfgang Borchert
vardır. Belki birkaç yazar daha o kadar. Zaten
Adrienne Mesurat
Adrienne Mesurat
ve
Yeryüzünde Bir Yolcu
Yeryüzünde Bir Yolcu
kitaplarında da kendiniz bunu rahatlıkla görebilirsiniz. Ama Leviathan’da ise o kadar derinlere inemediğini gördüm. Özellikle Paul Gueret karakterini sanki tam olarak tanıyamadık. Oysa davranışları, giriştiği korkunç eylem kendisini derinlemesine tanımamızı zorunlu kılıyordu. Gene de başarsız bir anlatımdı diyemem. Zira burada Julien Green’i diğer kitaplarıyla kıyaslayıp böyle bir beklentiye girip ve dolayısıyla böyle yargıya vardım. Sadece bu kitaptaki psikolojik analizler bile birçok yazarın seviyesinden fersah fersah ileride. İki bölümden oluşan kitabı ilk kısmı bir yere kadar tatmin ediciydi. Ama ikinci bölümle beraber Gueret kenara itilip olaylar Angele’in üstünden gidince seviye de biraz düşmüş oldu. Angele’in yaşadığı yıkımı düşünürsek eldeki bu malzemenin ziyan olması gerçekten edebi anlamda oldukça üzücüydü. Angele de en az Gueret kadar derin bir karakterdi oysa. Ama günün sonunda aynı kitaptaki hali gibi önemsenmeyen bir şekilde sunulmuştu. Ama tüm bunların yanında yan karakterlerin dahi iç dünyalarına tanık olmamız bence oldukça değerli bir şeydi. Çoğu kitapta böyle bir şeye denk gelemeyiz. İlk defa Julien Green okuyacaklar için gene de bu kitap kötü bir seçenek sayılmaz. Bana göre sadece diğer kitaplarının seviyesinde değil o kadar.
Leviathan
LeviathanJulien Green · Everest Yayınları · 20139 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
New York Üçlemesi'nin ilk kitabı Cam Kent(1985),polisiye olarak adlandırılır öyle başlamış olsa da devamında farklı bir şekle evrilmiş olay.Yazar polisiyeyi bir araç olarak kullanmış demek daha doğru olur.Daha çok bir kayboluş hikayesi diyebiliriz yazılanlar için.Üst kurmaca ile postmodernist teknikler kullanılmış. Cam Kent 'te karakterimiz Daniel Quinn çoklu kimliğe bürünür.Kendisini Paul Auster olarak tanıtır.Aynı zamanda polisiye romanı yazmakta olan Quinn kendi yarattığı karakterle de benzerlikler kurar.Önce yazdığı kitabın yazarı William Wilson'a sonra o kitaptaki kurmaca dedektif Max Wark'e dönüşür.Nihayetinde kendisini meczup olarak bulacağımız Daniel Quinn'i yazar bile isteye bu hale getirmiş,bu tür insanların varolduğuna ışık tutmuştur.Ebeveynleri tarafından şiddete ugrayan ve trawmatik sorunlar yaşayan çocukların ele anılışı da okurların dikkatinden kaçmayacaktır. İkinci kitap Hayaletler ve üçüncü kitap Kilitli Oda da bakalım nasıl karakterlerle karşılacagız.Kitapla ve sevgiyle kalınız.
Cam Kent
Cam KentPaul Auster · Can Yayınları · 20181,179 okunma
Reklam
Çocukluğumu hatırlıyorum: yaşamadığım çocukluğumu. Meşhur adamların hayat hikâyelerinde, onların daha küçük yaştan öteki çocuklardan uzaklaştığını yazar çoğu zaman. Küçük yaştan sezilen bazı kabiliyetleri, onları yalnızlığa sürükler. Bazıları da bütün şiddetiyle yaşamış çocukluğunu. Benim durumum biraz garip.
Sayfa 145 - İletişim Sinan Yayınları Dördüncü Bölüm
616 syf.
10/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Gen
Bu alanda çok kitap okumamış ve ilgi duymayan birisi olarak eseri çok beğendim. Konu asla ve asla sıkmıyor, yazar akıcılığı çok iyi bir şekilde ayarlamış ki ayrıca gördüğüm tanıdığım herkese bir şekilde tavsiye ediyorum kitabı.
Gen
GenSiddhartha Mukherjee · Domingo Yayınevi · 2019356 okunma
48 syf.
3/10 puan verdi
Berbat bir kitap. Aslında şiir kitabı olarak geçiyor ama ben öyle görmüyorum, karalanmış boş metinler. Bu kitabı okumak zaman kaybından başka hiçbir şey değil, yazar kitabı sadece yazı yazmak için yazmış. Daha önce hiç bu kadar saçma bir şiir kitabı okumamıştım. Beğenmedim.
Nenem Bir Çiçek
Nenem Bir Çiçekİrfan Dağ · Ebabil Yayınları · 20224 okunma
432 syf.
·
Puan vermedi
Serinin son kitabı
Serinin son kitabı da diğer ikisi gibi heyecan dolu. Yok yok :) Heyecan desen var, polisiye desen var, aksiyon zaten dolu, aile yaşamı desen var. Yazar distopik bir geleceği çok gerçekçi kurgulamış. Benim çok beğendiğim bir seri oldu. Favori karakterim ise Nick değil,Natalie :) işleri en güzel toparlayan ve en güçlü karakter bence o. Geri dönülmez bir şekilde Nick'ten duygusal anlamda ayrılıyor bu kitapta. Kitabı kısaca özetlemeden anlatamayacağım için burada bırakıyorum incelemeyi. Keyifli okumalar :)
Özgürlüğün Görkemli Savaşı
Özgürlüğün Görkemli SavaşıMarcus Sakey · Martı Yayınları · 201730 okunma
Reklam
Jonathan Glover, çarpıcı ve tüyler ürpertici kitabı İnsanlık: Yirminci Yüzyılın Ahlaki Tarihinde şöyle yazar: Litvanyalı bir yazarın şöyle aktardığı üzere birçok insan da Stalin'in dini kültünü sahiplenmişti: "Stalin'in portresine yaklaştım. Duvardan indirip masaya koydum ve başımı ellerimin arasına koyarak ona baktım ve meditasyon yaptım. Ne yapmalıydım? Lider'in yüzü her zamanki gibi sakindi, gözleri keskindi, uzaktan insanın içine işliyordu. Bu delici bakış küçük odamı parçalayıp, tüm dünyayı kucaklamak için dışarı taşıyor gibi görünüyordu... Her kasımla, her sinir telimle ve her kan damlamla hissediyordum ki, tam şu anda dünyada bu sevgili ve candan yüz dışında hiçbir şey yok."
104 syf.
·
Puan vermedi
·
4 saatte okudu
Jean-Louis Fournier’in bugüne kadar okuduğum her kitabı hayatından bir parçayı anlatıyordu. Okudukça diğer kitaplarını merak ediyorsunuz ve bir an önce okumak istiyorsunuz. ‘Nereye Gidiyoruz Baba?’ kitabında yazar iki engelli evladına karşı olan duygularını ve onlarla olan yaşamını anlatıyor. Bunu çok net, samimi ve sansürsüz bir şekilde anlatmış. Kitapta her duygu var. Sevgi, öfke, bıkkınlık, çaresizlik, umut, umutsuzluk, isyan, kabulleniş... Okudukça bu duyguların ağırlığını hissediyor ve sarsılıyorsunuz. Bazı cümleler tokat gibi geliyor, bazıları nefesinizi kesiyor. Fournier hiç okumamış biri kitabı eline aldığında ne kadar kısa, kolay okunabilir bir kitap olarak düşünebilir fakat kitapları o kadar ağır bir duygu içeriyor ki.. Bu kitabın ilk sayfalarını okumaya başladığınızda bunu göreceksiniz. Bunu bu kadar yalın ve net bir şekilde okuyucuya hissettirmek tamamen yazarın ustalığı. Yazarın yazım tarzı çok etkileyici. Diğer kitapları gibi bu kitap içinde bu düşüncelerim geçerli. Kesinlikle yazarın her kitabını tavsiye ediyorum.
Nereye Gidiyoruz Baba?
Nereye Gidiyoruz Baba?Jean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20092,935 okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
·
30 saatte okudu
Afrika edebiyatının en önemli isimlerinden birisi olan Ngugi Wa Thiong’O 2014 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterilmiş. Yazarın okuduğum ilk kitabı ‘Aradaki Nehir’ oldu. Yazar bu kitabı diğer kitapları gibi kendi dilinde (Gikuyu) yazmış. Türkçeye de İngilizce’den Bora Korkmaz çevirmiş. İngilizce’den çeviri olmasına rağmen kitap gayet akıcı ve etkileyici idi. Bunda bence çevirmenin gerçekten büyük bir rolü var. Kitap beyaz adamın halk içinde yarattığı çelişkileri ve çatışmaları anlatıyor. Sömürgecilik, kişisel hırslar, inanç farklılıkları, gelenekler ve imkansız bir aşk da okuyoruz. Afrika edebiyatı aşina olmadığım bir alan olsa da ben zevkle okudum.
Aradaki Nehir
Aradaki NehirNgugi Wa Thiongo · Ayrıntı Yayınları · 2016307 okunma
Çukurova'sını yazmayan hiçbir yazar yoktur.
Reklam
Bir yazar için en kötü şey başka yazarları tanımak, daha da kötüsü çok sayıda yazar tanımaktır. Aynı boka konan sinekler gibi.
Çok sevdim. O da çok sevdi. Nasip değilmiş olmadı. Şimdi hayatta mı değil mi? Bilmem. O bir şehirde, ben başka şehirde yaşardım. O bana mektuplar yazar gönderirdi. Ben ona mektup yazamazdım. Elin kızına mektup mu gönderilir. Ayıptır. O şehirde bir gazete çıkardı. Ben o gazeteye şiirler yazardım. Herkes onları şiir diye okurdu ama Mihriban onların kendisine mektup olduğunu bilirdi. En son ona ‘Unut’ diye bir şiir yazdım. O da bana ‘Unut diyorsun da unutmak kolay mı?’ diye bir mektup yazdı. Ben de bunun üzerine bir şiir yazdım gönderdim gazeteye. Son mektuplaşmamız da o oldu.’” Abdurrahim Karakoç
288 syf.
8/10 puan verdi
Gördüğün sadece bir yara izi mi yoksa beyazlı atlı prens mi ?
[Bu kitap yetişkin okurlar içindir!] Öncelikle ikinci kitapta yazarın kendi geliştirdiğini söyleyebilirim. İlk kitabı ne kadar severek okusam da çok düz ve klişe gelmişti. Bu kitapta yazar karakterlerin duygularını daha güzel yansıtmış. Kitaptan keyif almamın en büyük nedeni de iki karakteri de sevmemdi ki bu benim için çok zor. Rhodes’u sevmemek zaten mümkün değil. Ryan’ı da işindeki yaratıcı ve zekice fikirlerden dolayı sevdim. (Spoiler olmaması için olayın tam olarak ne olduğunu söylemiyicem.) Ryan’ın büyükannesini de sevdim çok eğlenceli bir kadındı. Kitabın sadece daha uzun olmasını isterdim karakterleri sevdiğim için onları daha çok okumak isterdim. Kitapta ilgili tek şikayetim son bölümde sürekli bu tam bir romantik komedi filmi gibi, romantik komedi de olay şöyle olur böyle olur denmesiydi. Evet romantik komedi filmlerine benzetilmesi çok normal bunun sürekli hatırlatılması benim kitapta olaydan kopup, kitap okuduğumu hatırlattı. Kafa dağıtmalık bir romantik kitap arıyorsanız tavsiye ederim bence konusuna bakmadan alın böyle daha çok zevk alırsınız.
Kör Atış
Kör AtışTeagan Hunter · Pukka Yayınları · 2024390 okunma
233 syf.
·
Puan vermedi
233 sf. #hayalizi   /23/ @edayildzz._ @dorlionyayinlari
Erdem
Erdem
Selamun Aleyküm Bugün sizlere daha önce #zihnihüküm kitabı ile tanınmış olduğum Eda Hanım'ın 2020 yılında deneme türü olarak basılmış olan ve sonrasında düzenlenme yaparak roman türüne çevirdiği kitabı ile geldim...  Okumaya ilk başladığım sayfalar içimi yaktı, yıktı
Hayal İzi
Hayal İziEda Yıldız · Dorlion Yayınevi · 202150 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.