Abdulvahap Kara

8.8/10
5 Kişi
17
Okunma
6
Beğeni
1.621
Görüntülenme

Hakkında

19 Kasım 1961’de İstanbul’da doğan Abdulvahap Kara, Gazipaşa İlkokulu, Abdülhak Hamit Ortaokulu, Yeşilköy Ticaret Lisesi, 1982’de Boğaziçi Üniversitesi Elektronik Yüksek Teknisyenliği’nden mezun oldu. 1982-1985 Yeşilköy Atatürk Havalimanı DHMİ Elektronik Bölümünde görev yapan Kara, 1986 yılında İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih bölümünü bitirdi. 1987-1988 arasında Osmanlı Devlet Arşivlerinde görev yaptıktan sonra, Almanya’nın Münih şehrinde bulunan Hürriyet Radyosu’nda 1988-1995 yıllarında Kazak Türkçesi yayınlarda editör olarak çalıştı. 1997’de Mimar Sinan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Kazakistan’da 1986 Almatı Olaylarının İçyüzü ve Etkileri başlıklı teziyle yüksek lisans eğitimini ve 2002’de de doktorasını tamamladı. Doktora tezi aynı yıl Türkistan Ateşi Mustafa Çokay’ın Hayatı ve Mücadelesi adıyla yayınlandı. Kasım 2006’da doçent olan Kara’nın Gamalı Haç ile Kızılyıldız Arasındaki Yazar Cengiz Dağcı (İstanbul, 2006), Kazakistan’ın Yeniden Doğuşu 1986 Aralık Olayları (İstanbul, 2006),Türk İşadamları ve Yatırımcıları için Kazakistan Rehberi (İstanbul, 2008), Özgürlüğün Sönmez Ruhu Nurgocay Batur’un Osman Batur Hakkındaki Hatıraları (Astana, 2009), Avrasya’nın Yükselen Yıldızı Kazakistan (Doç. Dr. Okan Yeşilot ile birlikte, İstanbul, 2011), Turgut Özal ve Türk Dünyası Türkiye – Türk Cumhuriyetleri İlişkileri 1983-1993, (İstanbul, 2012) telif veEski Devirlerden Günümüze Kazakistan ve Kazaklar (2007), Prof. Dr. Nemat Kelimbetov'un Türk Dünyasının Ortak Edebi Eserleri (2010), Hasetlik (2011), Yaşlılık (2011) ve Oğluma Mektuplar (2011) çeviri kitapları ile Türkiye ve Kazakistan’da yayınlanmış çok sayıda makalesi bulunmaktadır. Kara’nın aldığı ödüller: Türkiye Yazarlar Birliği Biyografi Ödülü (2002), Almatı Valiliği Şeref Ödülü (2007), Kazakistan Cumhurbaşkanlığı Astana Şehri 10. Yılı Madalyası (2008), Kazakistan Kültür ve Enformasyon Bakanlığı Dil Komitesi’nin “Kazak Türkçesine Hizmet” Madalyası (2008), TÜRKSOY Şair Kasım Amancolov’un 100. Yılı Madalyası (2011), Kazakistan Eğitim ve Bilim Bakanlığı Kazakistan Bilimine Hizmet Madalyası (2011), Kazakistan Ankara Büyükelçiliği Kazakistan - Türkiye İlişkilerine Hizmet Madalyası (2011). Kazakistan’ın Jas Kazak Üni Gazetesi tarafından 2010 yılında “Diyasporada Yılın Adamı” seçildi.
Tam adı:
Prof. Dr. Abdulvahap Kara
Unvan:
Türk yazar
Doğum:
İstanbul, 19 Kasım 1961

Okurlar

6 okur beğendi.
17 okur okudu.
9 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Reklam
Yurdunu Kaybeden Adam romanında Tavlı, Roma'daki Türk elçiliğine müracaat etmektedir. Hem eserde ve hem de anılarında Londra ve Roma'daki elçilikler, konsolosluk olarak yer almaktadır. 1945-1947 yıllarında Türkiye'nin Avrupa'da bulunan elçilik ve konsolosluklarına Ankara'dan gönderilen talimatla, Türk asıllı Sovyet
Sayfa 124 - Ufuk Ötesi Yayınları, 2. Baskı "Dipnot"Kitabı okudu
Almanya'nın Sovyetler Birliği'ne savaş ilan etmesinden sonra Türk illerinden 50 yaşına kadar olan bütün erkekler silah altına alınmaya başladı. Sovyet yetkilileri, Türk aydınlarının özellikle askere alınmasına itina gösterdiler. İlmî kariyeri olanlar da askere alındılar. Çünkü, Stalin yönetimi, savaş sırasında aydınların halkı Moskova'ya karşı ayaklandırmasından endişe etmekteydi. Türk asıllı erler kısa bir eğitime tabi tutulup hemen ateş hattına sürdürülüyordu. Ertürk, Sovyet yönetiminin bununla Türk gençliğinin imhasını amaçladığını söylemektedir.
Sayfa 12 - Ufuk Ötesi Yayınları, 2. Baskı "Dipnot"Kitabı okudu
Kampta Yahudi olduğu anlaşılan esirler hemen öldürülüyordu. Bir Yahudi'nin tespitinde en büyük kanıt sünnetli olmasıydı. Almanlar başlangıçta sünnetli oldukları için Müslümanları da Yahudi zannettiler. Bundan dolayı birçok Müslüman esiri, Yahudi zannederek kurşuna dizdiler. (...)
Sayfa 47 - Ufuk Ötesi Yayınları, 2. Baskı "Esaret ve Nazi Kampları"Kitabı okudu
... Bunların sayısına gelince, araştırmacı Alexander Dallin, Alman resmi kayıtlarına göre Sovyet ordusundan savaş boyunca alınan esirlerin sayısının 5 milyon 162 bin olduğunu söylemektedir. Bu esirlerin büyük bir çoğunluğunu ise gayri Rus askerler oluşturmaktadır. Bunların 1.981.000'i esir kamplarının ağır şartlarında öldü. Nakiller sırasında ölenler ile kayıp olarak bildirilenleri hesaba kattığımızda bu sayı üç milyonun üstüne çıkmaktadır. Sağ kalanlardan 800 bin kadar esir lejyon projesinde kullanılmıştır. Carrel'ın, kamplarda 3 milyon esirin öldüğünü ve esirlerin çoğunluğunun gayri Ruslardan olduğunu söylediğini dikkate alırsak, en az bir milyon Türk kökenli askerin kamplarda ölmüş olduğunu varsayabiliriz.
Sayfa 129 - Ufuk Ötesi Yayınları, 2. Baskı "Mülteci Çilesi"Kitabı okudu
Araştırmacılar, 1943-1947 yılları arasında teslim edildikten sonra, Stalin'in emriyle öldürülen Sovyet savaş esirlerinin sayısının 500.000 ile 1.100.000 arasında olduğunu tahmin etmektedir.
Sayfa 119 - Ufuk Ötesi Yayınları, 2. Baskı "Dipnot"Kitabı okudu
Reklam
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
144 syf.
·
Puan vermedi
Cengiz Dağcı’nın eserleri II.Dünya Savaşındaki Türk askerlerinin iç dünyalarını günümüze ulaştıran yegane kaynak durumundadır. (…) Onun romanlarında anlatılanlar kuru tarihi bilgiler değil o dönemi yaşayanların duygularıdır. (…) Cengiz Dağcı sadece yazdıklarıyla değil yaşadıklarıyla da Türk edebiyat tarihinin en kayda değer isimlerinden birisidir. Belki de onun yazdıkları olmasaydı biz II. Dünya Savaşında cephede ölen bir milyona yakın Türk asıllı askerden habersiz olacaktık. Abdulvahap Kara’nın bu çalışması Cengiz Dağcı’nın yaşadıklarını merkez alarak savaş yıllarındaki Türkistan Lejyonları, esir kampları, cepheler, mültecilik gibi durumları gözler önüne seriyor. Yakın Türk tarihinin gizli kalmış; pek bilinmeyen yönlerini ortaya koyuyor. Roman tadındaki bu sürükleyici eseri şiddetle tavsiye ederim.
Gamalı Haç ile Kızıl Yıldız Arasındaki Yazar : Cengiz Dağcı
Gamalı Haç ile Kızıl Yıldız Arasındaki Yazar : Cengiz DağcıAbdulvahap Kara · Ufuk Ötesi Yayınları · 200617 okunma
144 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazar, ana hatlarıyla savaşın seyri içerisinde hangi yıl ve aylarda hangi cephede olduğunu, bir asker olarak Dağcı’nın neler gördüğünü, Rus ve Alman baskısı arasında kalan milyonların yaşadıklarını, Türkistan Lejyoneri olarak Almanlarla birlikte Ruslara karşı savaşmak zorunda kalan, başka seçeneği olmayan on binlerin yaşadığı sendromu, hem düşmana hem de vatandaşı olduğu ülkeye esir düşmenin nasıl bir psikoloji olduğunu, esaretten sonra da Stalin mezbahanesine düşmemek için çırpınanların hikâyesini anlatır kitabında.
Gamalı Haç ile Kızıl Yıldız Arasındaki Yazar : Cengiz Dağcı
Gamalı Haç ile Kızıl Yıldız Arasındaki Yazar : Cengiz DağcıAbdulvahap Kara · Ufuk Ötesi Yayınları · 200617 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Oldukça akıcı bir şekilde Cengiz Dağcı'nın ve onun vesilesiyle 2. Dünya Savaşı sırasında acı çeken Türklerin yaşadıklarını anlatıyor kitap. Ayrıca kitapta belirtilen diğer kaynakların da çok faydalı olacağını düşünüyorum. Özellikle yurtsuz bırakılıp kendi savaşın olmadığı halde iki taraf üzerinden bu savaşın parçası yapılan insanın kendine, dünyaya yabancılaşması fiziksel acıların yanında ruhen açılan yaraların da kolay kapanmadığını görmek çok acı. Cengiz Dağcı'da da ömrü boyunca bu yara kapanmamış.
Gamalı Haç İle Kızıl Yıldız Arasında Cengiz Dağcı
Gamalı Haç İle Kızıl Yıldız Arasında Cengiz DağcıAbdulvahap Kara · Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları · 201917 okunma
Resim