Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Alim Şerif Onaran

Alim Şerif OnaranSinemaya Giriş yazarı
Yazar
Çevirmen
6.6/10
5 Kişi
52
Okunma
15
Beğeni
2.895
Görüntülenme

Hakkında

Türkiye'nin ilk sinema profesörü olma ünvanına da sahipti. Türkiye'de sinemanın okullaşmasında öncü rol oynadı. 1924 yılında Manisa'nın Kula ilçesinde dünyaya gelen Alim Şerif Onaran, ilk ve orta öğrenimini İzmir'de tamamladıktan sonra yüksek öğrenimine o zamanki adı Mülkiye olan Ankara Siyasal Bilgiler Okulu'nda devam etti. Buradan 1946 yılında mezun olduktan sonra İçişleri Bakanlığı'nda çalışmaya başladı. 1946 ile 1973 yılları arasında bakanlığın merkez ve taşra kuruluşlarında birçok görev aldı. Emniyet Teşkilatı'nda görev aldı ve uzun yıllar boyunca birçok kademelerde çalıştı. 1960-1961 yıllarında Emniyet Genel Müdürlüğü Yabancılar Hudut İltica Dairesi Başkanı olarak görev yaptı. Bu teşkilatta bulunduğu görevlerden bir tanesi de "sansür kurulu" ydu. 1965'te "Sinematografik Hürriyet" adlı teziyle hukuk doktoru, 1973'te "Muhsin Ertuğrul'un Sineması" adlı teziyle sinema tarihi doçenti, 1978'de "Lütfi Ömer Akad'ın Sineması" adlı eseriyle de profesör oldu. Türkiye'nin ilk sinema profesörü olma ünvanını da kazandı. Her üç tezi de daha sonra kitap olarak basıldı. 1970'li yıllarda İstanbul Radyosu'nda 9 ay süreyle "Türk Sineması Konuşuyor" adlı haftalık bir kültür programı hazırladı. Bu programın metinleri 1980'lerde güncelleştirilerek kitap haline getirildi ve "Türk Sineması" adıyla 2 cilt olarak yayımlandı. Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nde, Basın Yayın Yüksek Okulu'nda dersler verdi. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema TV Bölümü'nü kurdu. Kurduğu bu fakültede 1976 -1981 yılları arasında "Sinema Tarihi" dersleri verdi. Bu ders notları da daha sonra kitap haline getirildi. 1983 yılında İstanbul Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema-TV bölümü'ne misafir öğretim üyesi olarak davet edildi. Daha sonra kadrolu profesör olarak burada kaldı. Ayrıca İstanbul Üniversitesi ve Mimar Sinan Üniversitesi'nde de sinema kuramları, kamuoyu ve kitle kültürleri konusunda dersler verdi. 1988 yılında üniversiteden de emekli olan Profesör Alim Şerif Onaran, 11 Ağustos 2000 tarihindeki ölümüne kadar İstanbul Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema-TV bölümü'nde sözleşmeli olarak öğretim üyeliği görevini sürdürmekteydi. Ölümünden önce 5 bine yakın kitabını 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin Narlıdere'deki binasında adını taşıyan kütüphaneye bağışladı
Unvan:
Türk sinema kuramcısı, yazar, akademisyen ve hukukçu
Doğum:
Kula, Manisa, Türkiye, 1924
Ölüm:
İstanbul, Türkiye, 11 Ağustos 2000

Okurlar

15 okur beğendi.
52 okur okudu.
4 okur okuyor.
58 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Türkiye'de bir Türk'ün çektiği ilk film de bir belge filmidir. 1914'te Osmanlı İmparatorluğu'nun İtilaf Devletleri'ne karşı İttifak Devletleri safında savaşa katılmasıyla, yapılan ilk işlerden biri Yeşilköy'de (eski adıyla Aya Stefanos) dikili bir anıtın bombalanması oldu. Bu anıt 1877'de sonuçlanan Türk-Rus Savaşı'nı izleyerek aynı yerde kötü şartlarla imzalanan bir anlaşmanın anısını sembolize ediyordu. Olayın önemli yönü, bu anıtın yıkılışının Türk sinemasının başlangıcına yol açmasından geliyordu. İlk olarak bir Türk sinemacısı, bu olaydan dolayı kamerasını çalıştırarak ilk Türk filmini meydana getirmişti.
Reklam
Özcan Arıca: cılız sinema sanayimiz, uzun yıllar değişmez bir izleyici varsayarak onların taleplerine uygun ürünler sunmuş ve aydınlarımız ise, çoğunlukla neden-sonuç ilişkilerini irdelemeden, sadece yapılan işleri biraz da küçümseyerek izlemiştir.
Rüya fabrikası
Neden acaba sinema için 'Ruya Fabrikası' deyimi kullanılır ? Gayet basit: Çünkü sinema gerçekle de, gerçek olmayanla da uğraşır, fanteziler yaratır ve bizi bir kahramanın iç dünyası ya da bir genç kızın ilk aşkı gibi bilinmeyen ve harikulade dünyalara taşır. Zaman ve mekanı kullanmada kudretlidir.
Bir Kadının Tanımlanması Michelangelo Antonioni için, her zaman olduğu gibi yavaş yavaş ortaya çıkan 'gerçeğe' boyun egilmesidir. Yaşam içgüdüsünün gizemli kıldığı bu varlığa, yani kadını sessizce izlemektir. Onunla, "tıpkı doğa ile olana benzer bir ilişki gerçekleştirmek" tir. Sahip olmaksızın sevebilmektir onu... Tıpkı doğada olduğu gibi...
Henüz kayıt yok
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
352 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Bağımsız sinema ile ilgilenmek isteyen herkes için başucu kitabı olabilecek kapsam ve kıvamda bir eser.Kendini tekrar etmekten kaçınmış,kesinlikle kapsamlı ve sistematik bir giriş yapmanızı sağlıyor
Sinemaya Giriş
Sinemaya GirişAlim Şerif Onaran · Agora Kitaplığı · 201218 okunma