Ayşe Sultan (Osmanoğlu) (d. 1887, İstanbul - ö. 10 Ağustos 1960, İstanbul), Osmanlı Sultanı II. Abdülhamit'in kızıdır. 1960'ta Babam Sultan Abdülhamid adıyla yayımladığı hatıralarıyla ün kazanmıştır. Ubıh olan annesi Dördüncü Kadınefendi Müşfika Hanımefendi'dir (1867-1961).
27 Nisan 1909'da II. Abdülhamit'in tahttan indirilmesi üzerine, babası ve ailesiyle birlikte bir süre Selanik'te Allatini Köşkünde hapis hayatı yaşadı. Ahmet Nami Bey ile evliliğinden Ömer Nami, ve Osman Nami, Mehmet Ali Rauf Bey ile ikinci evliliğinden Abdülhamit Rauf adlı oğulları oldu. 1924'te hanedan üyeleriyle birlikte yurt dışına çıkarıldı. 28 yıl Paris'te yaşadıktan sonra 1952'de hanedanın kadın mensupları için çıkarılan afla İstanbul'a döndü. 1960'ta yayımladığı Babam Sultan Abdülhamid adlı anıları, Abdülhamit'in kişiliği ve aile yaşamına ilişkin en önemli kaynaklardan biridir. Bu kitap, 1984'te Selçuk Yayınları tarafından tekrar ve resimli olarak basılmıştır.
Çocukları
Ayşe Sultan'ın büyük oğlu Ömer Nami Osmanoğlu 1911'de doğdu, Paris'te hukuk tahsil etti. Beyrut'a yerleşti. Sadrazam Kâmil Paşa'nın torunu Saadet Hanım'la evlendi. Bu evlilikten Ayşe Râbi'a adlı bir kızı oldu. 1977'de İstanbul'a döndü ve burada vefat etti.
Ayşe Sultan'ın ikinci oğlu Osman Nami Osmanoğlu 1918'de İsviçre'de doğdu. Paris'te makine-radyografi mühendisliği okudu. Uzun süre Lübnan ve Tunus'ta yaşadıktan sonra 1975'te yurda döndü. İlk eşi Adile Hanım'dan üç kızı vardır kızları Mediha Şükriye, Fethiye Nimet ve Ayşe Adile'dir. Alman olan ikinci eşinden de iki kızı vardır bunlarda Gülnur Dorothe ve Erman Kunter ile evli olan Ayten Sofia'dır. Torunu oyuncu Refiha Roksan Osmanoğlu'dur. 15 Temmuz 2010 tarihinde İstanbulda vefat etti.
Ayşe Sultan'ın üçüncü oğlu Abdülhamid Rauf Osmanoğlu 1922'de İstanbul'da doğdu. Paris'te annesiyle yaşadı. 1981'de İstanbul'da vefat etti.
Babam bal’fetvasını sonuna kadar dinledi, sonra şu sözleri söyledi: 'Otıızıı'ç sene millet ve devletim için, memleketimin selameti
için çalıştım. Elimden geldiği kadar hizmet et- tim. HaAkimim Alla/9 ve ben muhakeme edecek de Resulullah (sav)’tır. Bu memleketi nasıl bitl- dıımsa,öyleceteslim“edıyorum.()Hizmetimi ancak Cenab—ı Hakk'ın takdirine bırakıyorum.
Ne çare ki düşmanlarını bı'ttı'ı'n hizmetime
ra bir çarşaf çekmek istediler ve başarılı da ol— dular! Allah dusmanlarimi kahretsin/..
”
Ayşe Osmanoğlu (Sultan II. Abdülhamid'in kızı)
Meşrutiyet İle başlayan, 31 Mart ile devam eden ve tahttan azille son bulan çalkantılı bir devrin padişahı: Sultan Abdülhamid. İstanbul'da Yıldız Sarayı'nda başlayan, Selanik'te Alâtini Köşkü'ne uzanan ve yine İstanbul'da Beylerbeyi Sarayı'nda sona eren bir ömrün hikayesi..
Osmanlı Devleti'nin ve dahası dünyanın talihini değiştiren bu devrin en yakın şahitlerinden biri: Sultan Abdülhamid in kızı Ayşe Osmanoğlu. Sultan olarak sarayda dogan, özenle yetiştirilen, sonra ülkesinden kovulan, gurbette hayata
tutunmaya çalışan bir kadının, sarayda ve sürgünde
yaşadıklarını, babası Sultan Abdülhamid'e dair tüm
bildiklerini unutulmasın diye yazdığı ve Türk milletine yadigâr biraktığı hatıraları.
Elinizdeki bu hatırat, Sultan Abdülhamid'i sadece
padişah olarak değil; bir oğul, es ve baba olarak
okuyucuyla buluşturuyor.
Unutulmuş saray adetlerinden bayram sofralarına; Sultan Abdülhamid'in kişisel yaşamından döneme dair başka hiçbir yerde bulunamayacak bilgilere yer veren eserde daha önce dedikodu ve rivayetler üzerinden aktarılan bir dönem o zamanları bizatihi yaşamış birinin kalemiyle aydınlatılıyor.
"hizliresim.com/9YboVQ
(Kitapla biraz gezintiye çıkmış olabiliriz :)
O daima "Bizim hanedanımız çilelidir kızım" diyerek en zor zamanlarında bile metanetini koruyup kızına, milletine güç vermiştir.
Yakın tarihi hakikatiyle bilmek bu nesilin boynunun borcudur. Fransızlar, Almanlar, diğer milletler hanedanın haline acırken,
Sultan II. Abdülhamid Han kızı Ayşe Osmanoğlu, yaşadığı dönemde tanık olduğu bir çok olay ve kültürü çok güzel bir dille bu kitapta aktarmış. Abdülhamid Hanın padişahlık dönemindeki devlet protokolü ve saray yaşamına dair çok bilgiler ve yaşanan olayların kendisinde ve çevresinde oluşturduğu etkiler çok samimi bir şekilde aktarılmış. Sonrasında Selanikte sürgün dönemi ve Beylerbeyi nde tecrit dönemi... Hanedanın yaşamın farklı dönemlerindeki düşünce dünyaları ve ruh halleri güzel ve akıcı bir üslupla anlatılmış. Çok güzel ve bilgilendirici bir eser okudum.