Bülent Usta, 1973 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü'nü bitirerek, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü'nde yüksek lisansını tamamladı. Daha önce çeşitli dergilerde ve Radikal 2 gibi gazete eklerinde antropoloji, siyaset ve felsefe ağırlıklı yazılarıyla gözüken yazar, Milliyet Kitap, Varlık, Kitap-lık, Radikal Kitap, Cumhuriyet Kitap gibi dergi ve gazete eklerinde de deneme, eleştiri, söyleşi ve edebi ürünleriyle yer alarak son zamanlarda daha çok edebiyata ağırlık verdi. Siyahî dergisinin kurucuları ve editörleri arasında yer aldığı gibi,Eşik Cini öykü dergisinin editörlüğünü de yürütmüştü. Daha çok şiir ve öykü alanında olmak üzere, çok sayıda kitabın editörlüğünü yaptı. 2005-2012 yılları arasında Yasakmeyve şiir dergisinin editörlüğünü yapan yazar, on iki sayı çıkan “Sıcak Nal” edebiyat dergisinin yayın kurulunda yer aldı. 2012-2014 arasında Oğlak Yayınları'nda editörlük yaptı. Boğaziçi Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak ders veren yazar, “Birgün” gazetesi kültür sanat sayfalarında yer alan “Karşılaşmalar” adlı köşesinde, güncel olayları sanat ve siyaset üzerinden değerlendiren yazılar yazmayı sürdürüyor. Çeşitli antoloji ve ortak çalışmalarda öykü ve yazıları yayımlanan yazarın, Ocak 2008'de Versus Kitap tarafından yayımlanmış Karınca Hastanesi adlı bir de romanı bulunmaktadır.
"Hepimiz suyun altındayız. Aşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. Sonra tekrar suyun altına giriyoruz. Her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz."
Hepimiz suyun altındayız. Aşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. Sonra tekrar suyun altına giriyoruz. Her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz...
"Özgür ruhlu ve ikonik-¦"
Hiçbir çağda birey olmak, bu kadar zor olmamıştı muhtemelen. ‘Yapma’ya odaklı günümüz insanı için ‘olmak’ büyük bir dert. “Olmak” benliğin çekirdeğini oluşturur, ne yaparsanız yapın “olma”dığınız sürece, yapılan her şey geçicidir ve tatmin etmez, çünkü bir anlama dönüşmez, anlamlı gelmez; boşluk duygusu baskın
Bu sefer yazmak için kitabın bitmesini bekleyemedim. O kadar keyif alarak okuyorum ki sanki yerli Jose Saramago hikayesi. Tabi tam olarak distopya diyemem, daha ziyade eğlenceli ve yaratıcı bir eser. Bülent Bey, bu kurguda, iyi bir terapist olmasının yanı sıra, dehasını ve yaratıcılığını ortaya koymuş. Bece, Mece gibi karakter isimleri, 3 kulaklı kedi, Zuko Dağı, letrab hastalığı, Metsispoli şehri... Paralel bir evrende yolculuk gibi.
Bülent Bey'in keşke daha çok kitabı olsa da okusam, devamını istiyorum!