E. Mete Öztürk

E. Mete Öztürkİnsan Oyunu yazarı
Yazar
7.3/10
3 Kişi
12
Okunma
0
Beğeni
1.640
Görüntülenme

Hakkında

Mete ÖZTÜRK 1978 yılında Erzurum'da doğdu. Çocukluğunu ve gençliğinin bir bölümünü Erzurum'da geçirdikten sonra üniversite öğrenimi için İstanbul'a taşındı. Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü'nü bitirdikten sonra İstanbul Teknik Üniversitesi'nde yüksek lisans yaptı, yurt içi ve yurt dışı inşaat projelerinde çalıştı. Lise yıllarında başladığı yazma macerasına ara vermeden devam eden yazar hayatına İzmir'de devam etmektedir. E. Mete Öztürk İngilizce ve Rusça biliyor. Mete Öztürk kendini anlatıyor: 2012-1978 yaşında bir adamın kendi hakkında ahkam kesmesi çok kolay is değildir elbette. Çünkü insan bu yaslarda aslında olmak istedikleri ile o zamana kadar olduklarının tam ortasında bir yerlerdedir ve iki kutup da bu merkezden gitgide uzaklaşırken bir karar verip ikisinden birine doğru meyletmek gerekliliğinin telası ve acelesi gün be gün artar. Daha genç yaslarda bir kulaktan girip diğerinden çıkan ezberler bu yaslarda kafanın pusulasını şaşırtmaya baslar çünkü. Yeller artik o kadar kuvvetli değildir. Gerçekler daha sıradan, daha anlaşılır ve normaldirler. Ama yine de içinden bir ses fısıldamaya devam eder; çok tanıdıktır bu ses aslında. Onca gurultunun, patırtının içinde cılızlığına aldırmadan son ana kadar insana kim olduğunu anlatmaya çalışan, yıllarca ihmal edilmişliğe, unutulmuşluğa küsmeyen bu sesi bir kez olsun duyabilmektir mesele. Sanırım yazmak bu sese ulaşmanın yollarından biri; en azından ben öyle zannediyorum. Gelelim duyabildiklerime; Sinemayı severim ben. Yazının biraz da kıskanarak özendiği şey odur çünkü. Yazanla okuyanın ortak isidir bir kere. Hele bir de bu isi yapanlar azıcık vicdan sahibi iseler tadından yenmez. Yazdıklarıma "Film olasın" diye iltifat ederim. "Dr. Zchivago" gibi "Godfather" gibi "Pulp Fiction" gibi "Amores Perros" gibi film olasın derim.  Futbolu da severim. Fenerbahçeliyimdir. Taraf tutarım bu yüzden, fazla objektif olamam. Yine de dünyanın en iyi kalecisi bizde hiç oynamamış olsa da "Albert Camus'tur" benim gözümde. Hakkini teslim etmeyi borç bilirim. Yazanlardan oluşan bir takim kursam mesela kale kesin kendisinindir. Kadroda muhakkak Dostoyevski de olmalıdır Zeki Demirkubuz da. Santraforumuz Jim Morrison'dur. Hem yazar hem söyler o çünkü, futbol tabiri ile her iki ayağını da çok iyi kullanır. Seyahat etmeyi de severim. Hatta ara ara göç etmek ihtiyacı duyarım. Gitmek istediğim yerlerin çoğunun üzerini harita üzerinde henüz karalayamadım ama zamanım var diye umuyorum. Fotoğraf makinem kırmamış veya bozmamışsam hep yanımdadır. Ani biriktirmek için değil hikaye yakalamak için hamallığını yaparım. Her kare fotoğrafın en az bir sayfa yazı olduğunun farkındayımdır.  Seyahat etmeyi de severim. Hatta ara ara göç etmek ihtiyacı duyarım. Gitmek istediğim yerlerin çoğunun üzerini harita üzerinde henüz karalayamadım ama zamanım var diye umuyorum. Fotoğraf makinem kırmamış veya bozmamışsam hep yanımdadır. Ani biriktirmek için değil hikaye yakalamak için hamallığını yaparım. Her kare fotoğrafın en az bir sayfa yazı olduğunun farkındayımdır. Özetle böyle biriyim sanıyorum. Belki de sadece şimdilik… 
Unvan:
Yazar
Doğum:
1978

Okurlar

12 okur okudu.
8 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Ardında kemikten başka şeyler de bırakan tek canlı insandır
Sayfa 248Kitabı okudu
Sadece kötülerin taraf olduğu bir savaşta sadece daha az kötü olanlar kaybeder.
Sayfa 246Kitabı okudu
Reklam
Bazen kötü anılar biz onlardan kurtulmak istesek de peşimizi bırakmazlar.
Sayfa 241Kitabı okudu
Ölüm benim icin Tanrı’nın ta kendisiydi. Çünkü her kim olursa olsun, zengin ya da fakir, güçlü ya da zayıf, herkes bir gün mutlaka ölüyordu. İnsanların çoğu artlarında ya beş para etmeyen ve en fazla elli sene içinde unutulacak neşeli anılar, fotoğraflar veya türlü sefaletler, acılar bırakarak öyle ya da böyle yok oluyorlardı. Bazılarının tarihte iz bırakmış olmaları veya asırlar boyunca nesilden nesile aktarılacak olmaları veya asırlar boyunca nesilden nesile aktarılacak sanat eserleri yapmaları bu gerçeği değiştirmiyordu. Eninde sonunda tamamen unutulacak ve yok olacaklardı. Bu düşüncenin beni ne kadar mutlu ettiğini anlatamam. Bir düşünsenize! Ya insanların sadece bazıları ölseydi? Ya hayat bazıları için sonsuza dek sürebilseydi! En fazla yüz sene sürecek bir hayatta bile azıcık daha fazla konfor veya gösteriş için birbirine her türlü fenalığı yapmaktan çekinmeyen insanoğlu bu adaletsizlik karşısında kim bilir o zaman nasıl canileşirdi? İşte bu yüzden ölüm güzeldir. Kimse ölmek istemese de bu durum ölümün güzelliğine gölge düşüremez. Ve ölüm güçlüdür..
Sayfa 106Kitabı okudu
Kimse ölmek istemese de bu durum ölümün güzelliğine gölge düşüremez. Ölüm güçlüdür, adildir ve kesindir.
Sayfa 106Kitabı okudu
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok
Resim