Eric John Ernest Hobsbawm (9 Haziran 1917-1 Ekim 2012) İngiliz Marksist tarihçi ve yazar. Hobsbawm uzun süre İngiltere Komünist Partisi'nin üyeliğini yapmıştır. Komünist Tarih Grubuna da katıldı. Londra'daki Birkbeck, Londra Universitesi'nin başkanıdır.
Hobsbawm, Mısır'ın liman şehri İskenderiye'de doğdu ve ebeveynleri Leopold Percy Hobsbaum ve Nelly Grün birer Yahudiydiydi. Yazar; Viyana ve Berlin'de büyüdü. Eğitimini Almanca konuşulan ülkelerde yaptı. Hobsbawm, babasını 1929 ve annesini muhtemelen 1933 yıllarında kaybetti. Annesini kaybettikten sonra Londra'ya taşındılar.
Dr. Hobsbawm iki kez evlendi. İlk olarak 1943 yılında Muriel Seaman ile dünya evine giren yazar ve ikinci deneyimini Marlene Schwarz'la gerçekleştirdi. Marlene'den Julia ve Andy adlarında iki çocuğu oldu. Ayrıca daha önceki evliliğinden de Joshua adında bir oğlu vardır.
1998 yılında Companions of Honour oldu. 2003'de ise Balzan ödüllerini aldı. 1 Ekim 2012'de hayata gözlerini yumdu.
Hobsbawn Sosyalist Öğrenciler Grubuna 1931'de üye oldu ve 1936'daKomünist Parti'ye geçti. 1946-1956 yılları arasında da Komünist Tarihçiler Gurubu'nda bulundu.
Sovyetlerin Macaristanı ilhak ettiği 1956 yılında Komünist Parti dağıldı ve üyeleri İngiliz Komünist Partisi'ne geçtiler. Hobsbawm, her ne kadar Komünist partiye üye olsa da Sovyet İlhakı'nı asla savunmadı. Daily Worker gazetesinde 1956 yılında bunu tartışmaya açtı.
CPGB içerisindeki Avro-Komünistleri savundu. "The Forward March of Labour Halted" adlı makale "Marxism Today" gazetesinde 1978 yılında yayınlandı.
Eğitimini Prinz-Heinrich-Gymnasium (Berlin), St Marylebone Gramer Okulu (İngiltere) ve Kraliyet Koleji (İngiltere) ile Cambridge'de yaptı. "Cambridge Apostles" üyesiydi.
II. Dünya Savaşında İngiliz Ordusunda "Kraliyet Mühendisleri" ve "Kraliyet Ordu Eğitimi" bölümlerinde görev yaptı.
1947 yılında, Birkbeck Coleji'ne geçti. 1960 yılında Stanford Üniversitesinde Misafir Profesör oldu. 1970 yılında Profesör ve 1978 İngiliz Akademisi üyesi oldu.
İnglizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca ve İtalyanca konuşabilir, Avusturya, Portekizce ve Katalanca yazabilir.
Hobsbawm genel anlamda "Irklar" ve "Milliyetçilik" üzerinde çalışmalarda bulunmuştur. Bununla birlikte, modern çağı anlamada onun rolü yadsınamaz. "Devrim Çağı-Sermaye Çağı-İmparatorluklar Çağı-Aşırılıklar Çağı" dörtlemesi onun modern tarihe yaptığı en büyük katkılarındandır.
Bu ekonomik kriz olmasaydı kesinlikle Hitler olmayacaktı. Neredeyse kesinlikle Roosevelt olmayacaktı. Büyük bir ihtimalle Sovyet sistemi ciddi bir ekonomik rakip ve dünya kapitalizmine bir alternatif olarak gö rülmeyecekti. Ekonomik krizin Avrupa'nın ve batı dünyasının dışında kalan yerlerde yarattığı sonuçlar herkesin görebileceği kadar dramatik oldu. Özetle, yirminci yüzyılın ikinci yarısının dünyası, ekonomik çöküşün yarattığı etki anlaşılmadıkça kavranamaz.
Yarın, bombalar yerini genç şairler alacak,
Göl kıyısında yürüyüşler, dostluk haftaları; Yarın bisiklet yarışları,
Yaz akşamları mahalle içlerinden geçerek. Ama bugün yalnızca mücadele
Fransız Devriminin arka yüzü, tarihsel ve düşünsel anlamda farklı bakış açısı ile değerlendirilmiş.Toplumu isyana ve Bastile Hapishanesine baskına götüren sebepler nelerdir,Aristokratların toplumu isyana sürükleyen örgütsel toplum davranışları bunları sosyoloji, tarih ve düşünsel açıdan ele almış
Kitabın özetlenecek yanı pek yok. Tuğla gibi kalın bir kitap. Gazete küpürlerinden taşıp da sayfalara bulaşan bir dehşet var. Ölüm kol geziyor bu yüzyılda. Almanlar 1.dünya savaşında 1.8 milyon, Fransa 1.6 milyon ve Britanya 800.000 insan kaybediyor. 2.Dünya savaşındaki ölü sayısı 3-5 katıdır. Almanların Leningrad kuşatması 900 gün sürüyor. Açlık ve bitkinlikten 750 bin insan ölüyor. 2.Dünya savaşında Almanya'daki 5.7 milyon Rus savaş tutsağın 3.3 milyonu ölüyor. Polonya'daki ölüm kamplarına trenlerle ulaştırılan 5 buçuk milyon Yahudi öldürülüyor.
Gelmiş geçmiş en kanlı yüzyıldır 20.yüzyıl.
Kitabın içerisinde Haydut tanımı yapıldıktan sonra bir süre bayıcı açıklamalar, düşünceler sıralıyor yazar ama ardından Haydut'un kim olduğu ve nelerinin mevcut olduğunu açıklayınca, iyi bir kitap okuduğunu hissesiyor insan.
Hobsbawn, bu kitabında haydutların ortaya çıktığı toplumları; “Toplumsal açıdan, kabile ve akrabalık düzeninin evrimsel aşaması ile modern kapitalist ve sanayi toplumu arasında bulunan, ancak dağılmakta olan akrabalık toplumu ve kapitalist tarıma geçiş aşamalarını da içeren tüm toplum tiplerinde görülür.” biçiminde tanımlar. Hobsbawm, haydutların tanımında yasa, şiddet ve iktidar arasındaki bu temel ilişkiyi terk edip popüler hafızada üç ana eşkıya modelinin analitik ayrımını geliştirmeye girişir: İlki Halkın savunucusu, yanlışların düzelticisi ve adaletin ve sosyal eşitliğin taşıyıcısı olan popüler imajıyla ahlaksal anlamda onaylanan soylu soyguncu.
Bu modellerden Yanlışların düzelticisi olan modeli, Erdemli Haydut diye tanımlar. Buna modele göre olan haydut, devlet tarafından bir adaletsizliğe uğramış, bu yüzden de bu tür adaletsizlikleri önleyebildiği kadar haydutluğa başvurur. Buna en iyi örnek dünya edebiyatından Robin Hood ile Türk edebiyatından İnce Memed gösterilebilir. İnce Memed kitabında geçen şu cümle de, bu durumu açıklar niteliktedir.
“Bu dünya zulüm dünyası oldukça, böylece de kaldıkça milletin gözü eşkıyalığa bulaşmış, haksızlıklara, zulme dayanamadıklarına inandıkları kişilerin üstünde olur her zaman.”
HaydutlarEric J. Hobsbawm · Logos Yayıncılık · 199019 okunma