Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Fidel Castro

8.7/10
51 Kişi
298
Okunma
112
Beğeni
9,7bin
Görüntülenme

Hakkında

Kübalı Marksist-Leninist devrimci ve Küba Devrimi'nin önderi. Yaşamı boyunca ve ölümünden sonra çeşitli liderler ve muhalif kesimlerce diktatör olarak da nitelendirilmiştir. Devrim sonrasında, 1959-76 arasında Küba başbakanlığı, 1976-2008 arasında da Küba devlet başkanlığı yaptı. 1961 ile 2011 yılları arasında da Küba Komünist Partisi Birinci Sekreterliği görevini yürüttü. Uluslararası alanda ise 1979-1983 ve 2006-2008 yılları arasında Bağlantısızlar Hareketi'nin Genel Sekreterliğini yaptı. Orta hâlli İspanyol göçmeni Ángel Castro y Argiz'in (1875-1956), aşçısı Lina Ruz González'den (Ángel Castro y Argiz'in ilk evliliğinin sona ermesinden sonra nikahlandılar) evlilik dışı doğan beş çocuğundan ikincisidir. İspanya'nın kuzeybatısındaki Galiçya'da dünyaya gelen babası Ángel Castro y Argiz, Küba Bağımsızlık Savaşı sırasında Küba'ya gelen İspanyol askerlerinden biriydi. Savaş bittikten sonra adadan ayrılmış ama kısa süre sonra Küba'ya dönmüştü. Ülkenin doğusundaki Oriente ilinde (1976'da lağvedildi) başarılı bir şeker kamışı yetiştiricisi olmuştu. Fidel Castro, United Fruit Company'nin denetimi altındaki yoksul bir yöre olan Mayarí'de yetişti. Oriente ilinin merkezi Santiago'daki Katolik okullarında ve Havana'daki Cizvit lisesi Belén İlahiyat Okulu'nda öğrenim gördü. 1945'te eğitime başladığı Havana Üniversitesi'nden 1950'de hukuk doktoru olarak mezun oldu. Öğrenciyken, 1947'de Dominik Cumhuriyeti'nde Rafael Trujillo'nun sağcı askerî cuntasına karşı başarısızlıkla sonuçlanan bir devrimci harekete ve 1948'de Bogotá'daki kent ayaklanmalarına katıldı. 1947'de Küba Halk Partisi'ne girdi. 1950-52 arasında avukatlık yaptıktan sonra Temsilciler Meclisi seçimleri için Küba Halk Partisi'nden adaylığını koydu. Ama 10 Mart 1952'de iktidardaki Carlos Prío Socarrás hükûmetini deviren Küba'nın eski başkanlarından General Fulgencio Batista seçimleri iptal etti. 1953 başlarında Batista diktatörlüğünü yıkmak amacıyla küçük bir grup oluşturan Castro, 26 Temmuz'da Santiago'daki Moncada Kışlası'na 165 arkadaşıyla birlikte bir baskın düzenledi; ama başarısızlığa uğrayarak tutuklandı. 16 Ekim 1953'te Santiago'daki Küba Yüksek Mahkemesi'nde yapılan yargılamada 'Sayın yargıç siz beni mahkûm edin! Tarih beni haklı çıkaracaktır!' (La Historia Me Absolvera) cümlesiyle biten ünlü savunmasını yaptı. Mahkeme sonunda 16 yıla mahkûm oldu. Juventud Adasında 21 ay hapis yattıktan sonra Batista'nın emriyle cezasının geriye kalan bölümü bağışlandı. 1955'te Küba'dan ayrılarak Meksika'ya geçti ve 26 Temmuz Hareketi adlı yeni bir örgüt kurdu. İspanya İç Savaşı'na katılmış olan Kübalı Alberto Bayo'nun yönetiminde gerilla savaşı eğitimi gören örgüt üyeleri 2 Aralık 1956'da Granma yatıyla Küba'ya dönerek Oriente'de karaya çıktı. Burada hükûmet kuvvetleriyle girişilen çatışmalarda arkadaşlarının çoğunu yitiren Castro, aralarında kardeşi Raul Castro ve Ernesto Che Guevara'nın da bulunduğu 12 arkadaşıyla birlikte Oriente'nin güneybatısındaki Maestra Dağlarına çekildi. Bu dağlarda iki yıl boyunca Batista'nın kuvvetlerine karşı bir gerilla savaşı yürüttü. Giderek siyasi desteğini yitiren ve bir dizi askerî yenilgiye uğrayan Batista, 31 Aralık 1958'de Dominik Cumhuriyeti'ne kaçtı. Castro 1959'un ilk günlerinde Havana'ya girdi. Hukukçu Doktor Manuel Urrutia Leo devlet başkanlığına, Castro da başbakanlığa getirildi. Castro hükûmeti, ilk olarak fiyatları ve kiraları düşürdü. Ardından köklü bir toprak reformu başlattı. 40 hektarı geçen toprak bedelleri 20 yılda ödenmek üzere kamulaştırıldı ve halk çiftlikleri olarak işletilmeye başlandı. Önceleri Castro'ya karşı çıkmakla beraber 1959'a doğru gerilla hareketini desteklemeye başlayan Küba Sosyalist Halk Partisi (PSP), Castro ile ilişkilerini geliştirerek etkili bir konum kazandı. Bu durumdan tedirgin olan Urrutia'nın toprak reformunun ertelenmesi yönündeki baskıları üzerine Castro istifa etti; ama halkın yoğun tepkisi karşısında Urrutia, görevinden çekilmek zorunda kaldı. Yerine Osvaldo Doticos getirilirken Castro yeniden başbakan oldu. Bu sırada toprakların kamulaştırılmasından zarar gören ABD şirketlerinin baskısıyla ABD hükûmeti, Küba'ya karşı ekonomik ambargo uygulamaya başladı. Ekonomisi tek ürüne dayalı bir ülke olan Küba, öteden beri ABD'ye sattığı şekeri SSCB'ye satmaya başladı. ABD şirketlerinin elindeki rafineriler, şeker karşılığında SSCB'den alınan ham petrolü işlemeyi reddedince Castro bu rafinerileri devletleştirdi. Bu gelişme ABD ile Küba'nın arasını daha da açtı. Devrimden sonra ABD'ye kaçan ve John F. Kennedy yönetiminden silah ve mali destek sağlayan Kübalıların Nisan 1961'de giriştiği Domuzlar Körfezi Çıkarması başarısızlıkla sonuçlandı. Castro, çıkarmanın ardından yayımladığı Havana Bildirisi ile ilk kez Küba'nın sosyalist politikalar izleyeceğini dünyaya duyurdu. 1962'de SSCB'nin Küba'ya balistik füzeler yerleştirmesi ve John F. Kennedy'nin Küba'yı deniz ablukasına almasıyla dünya bir nükleer savaşın eşiğine geldi. Bunalım; ancak ABD'nin Küba'da hükûmeti devirmek için artık girişimde bulunmayacağına söz vermesi ve SSCB'nin Türkiye'deki Amerikan füze rampalarının kaldırılması karşılığında nükleer silahlarını Küba'dan geri çekmeyi kabul etmesiyle atlatılabildi. Bununla birlikte Merkezi İstihbarat Örgütü (CIA) Castro'ya yönelik suikast planları hazırlamayı sürdürdü. Kruşçev'in Küba Bunalımı sırasında ödün verdiğini öne süren Castro, 1968'e değin bağımsız sosyalist bir politika izledi. Güney ve Orta Amerika ile Afrika'daki devrimleri destekleyici bir tutum aldı. Aynı dönemde Bağlantısızlar Hareketi'nin önderlerinden biri durumuna geldi. 1968'den sonra SSCB ile ilişkilerin düzelmesi doğrultusunda başlayan askeri ve ekonomik yakınlaşma süreci içinde SSCB'ye dönük bir dış politika izledi. 1975'te Angola'daki iç savaş sırasında Angola Halk Kurtuluş Cephesi'ni (MPLA) desteklemek amacıyla Kübalı askerler gönderdi. Bunu Etiyopya ve başka ülkelere gönderilen Kübalı askerler izledi. 1980'lerde Küba'nın yurt dışındaki asker sayısı 40 bine ulaştı. 1961'de Küba Sosyalist Halk Partisi ile birleşme sonucu ortaya çıkan Birleşmiş Sosyalist Devrim Partisi'nin (1965'ten sonra Küba Komünist Partisi) genel sekreterliğini üstlenen Castro, ülke içinde çok yönlü ve kapsamlı politikalar uygulamaya başladı. Okuma yazma seferberliği sonunda okuryazarlık oranı %90'ın üzerine çıktı. Yeni okullar açılarak eğitim olanakları yaygınlaştırıldı. Zenginlik kaynaklarının, ulusal gelirin ve sağlık hizmetlerinin dağılımında köklü değişiklikler gerçekleştirildi. İşsizlik büyük ölçüde ortadan kaldırılırken herkese çalışma yükümlülüğü getirildi. Bütün bunlara karşın tek ürüne dayalı (şeker) Küba ekonomisini dönüştürme yönündeki çabalar başarılı sonuçlar vermediğinden 1970'lerin ortasından başlayarak önemli sıkıntılar yaşanmaya başladı. Bu nedenle SSCB'nin mali desteği büyük önem kazandı.SSCB'nin Küba üzerindeki kuvvetli etkisinin bir başka sonucu da Ernesto Che Guavara'nın SSCB'nin uluslararası çıkarlarına aykırı bir şekilde giriştiği bir takım eylemlerinin engellenmesi olmuştur. SSCB'nin yoğun baskılarından bunalan Che, Küba'da daha fazla kalmayı gereksiz görerek çeşitli uluslararası eylemlere girişmiş ve bu süreç onun Bolivya'da öldürülmesiyle son bulmuştur. Küba'da 1959'dan sonra ilk kez yerel seçimlerin yapıldığı ve devlet yapısında yeni düzenlemelerin geliştirildiği 1976'da Devlet Konseyi ve Bakanlar Kurulu başkanlığını üstlenen Castro, güçlü ve merkezi bürokrasiye dayanarak toplumsal ve ekonomik yaşamdaki yönlendirici rolünü sürdürdü. Devlet ve parti organlarında eski mücadele arkadaşlarına ağırlık verdi. Silahlı kuvvetlerden sorumlu devlet bakanı olan kardeşi Raul Castro, giderek ikinci adam konumu kazandı. SSCB ve Doğu Avrupa'nın sosyalist ülkelerinde 1980'lerin sonlarında ortaya çıkan demokratikleşme ve piyasa ekonomisine yönelme süreci karşısında Küba yönetimi, sosyalizmin Marksist-Leninist yorumuna bağlılığını sürdürdü. 1989'da Fidel Castro'nun yakın çevresindeki ordu komutanlarının karıştığı yolsuzlukların ortaya çıkarılması yönetimi ciddi biçimde sarstı. Öte yandan SSCB'yle ticaret hacminin gitgide küçülmesi ve Sovyet yardımlarının ortadan kalkması kısa sürede Küba ekonomisi üzerindeki etkilerini göstermeye başladı. Fidel Castro 31 Temmuz 2006 tarihinde sağlık problemleri nedeniyle yetkilerini geçici olarak başkan yardımcısı ve kardeşi Raúl Castro'ya devretti. 19 Şubat 2008'de de, bir açıklama yaparak, 1976 yılından beri yürütmekte olduğu Küba'nın en yüksek yönetim organı olan Devlet Konseyi Başkanlığı görevini bıraktığını açıklamıştır. Görevden ayrıldıktan sonra Yoldaş Fidel'in düşünceleri adıyla yazdığı makalelerde gündemdeki önemli olayları yorumlamıştır. 25 Kasım 2016 tarihinde Fidel Castro, uzun süredir muzdarip olduğu çoklu organ yetmezliğine yenik düşerek hayatını kaybetmiştir. Vasiyeti üzerine cenazesi 27 Kasım 2016'da yakılmıştır.
Tam adı:
Fidel Alejandro Castro Ruz
Unvan:
Kübalı Marksist devrimci lider
Doğum:
Mayarí, Küba, 13 Ağustos 1926
Ölüm:
Havana, Küba, 25 Kasım 2016

Okurlar

112 okur beğendi.
298 okur okudu.
5 okur okuyor.
322 okur okuyacak.
3 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Reklam
Çünkü işkence yapmak şerefsizliktir!
Bizim sert yasalarımız vardır. Bizim devrimci mahkemelerimiz, ulusumuza ve Devrimimize karşı ağır suçlar işleyenleri ölüm cezasına da çarptırmıştır. Ama bir parkta, bir hendekte, bir caddede, bizim öldürdüğümüz birinin cesedinin bulunduğu,şimdiye dek duyulmuş değildir.
Her devrimci süreçte daima farklı güçler bulunur. Her devrimci harekette farklı otorite merkezleri vardır.
"Dünyada öldükten sonra ülkesini yöneten tek lider Gazi Mustafa Kemâl Atatürk'tür!”
Fidel Castro
Fidel Castro
Bireysel Etkinlik
Birlikte okuyalım :) Aşağıdaki kitaplar, yakın zamanda okumayı düşündüğüm kitaplar. Bunların içinden okumayı düşündüğünüz kitap varsa eğer birlikte okuyabiliriz. Zamanı ve sırası belli değil. Tamamen random ilerlerim. Örneğin sahnenin dışındakiler kitabını yakın zamanda okuyacaksanız ve birlikte okumak isterseniz özelden ya da yorumdan
Reklam
Aramızdan ayrılışının 5. yılında saygıyla..
"Devrime 82 kişiyle başladım. Şimdi olsa devrime inanmış 10-15 kişi yeterli olur. Eğer planınız ve inancınız varsa ne kadar küçük olduğunuzun önemi yoktur! İnsanlığı kurtarmak için bir şeyler yapılmak zorunda."
Fidel Castro
Fidel Castro

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
111 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Küba Cumhuriyeti Devlet Başkanı Fidel Castro'nun 2005 yılının son aylarında yaptığı üç konuşmayı ve Evo Morales ile birlikte imzaladığı Küba-Bolivya İşbirliği Anlaşması'nı içeren bu kitap, Küba Devrimi'nin güncel açılım ve sorunları ile ilgili somut bilgiler içermenin ötesinde, bugüne kadar üzerinde yeterince durulmayan bazı tarihsel gerçekleri gündeme taşıyor.(alinti)
Fidel Diyor ki: Vamos Bien
Fidel Diyor ki: Vamos BienFidel Castro · Nazım Kitaplığı · 200619 okunma
80 syf.
8/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Bu kitapta Fidel Castro'nun, Venezuela başkenti Caracas'ta, 1999 yılında yapmış olduğu konuşmanın metni bulunuyor. Yazılı bir metne bağlı olmadan ve günümüz konuşmacıları gibi prompterdan okumadan yapmış olduğu bu konuşma tam dört buçuk saat sürmüş. 1959 Küba Devrimi'nin kırkıncı yılında Castro, geçen kırk yılda Küba'da yaşananlar ve son iki yüz yıldır dünyaya egemen olan kapitalist düzen üzerinde duruyor. Dinleyicilerin çoğunluğunu üniversite öğrencilerinin oluşturduğu topluluğa, "serbest piyasa ekonomisi" adıyla küreselleşen emperyalizm sistemini açıklıyor. İyi okumalar...
Emperyalist Küreselleşme
Emperyalist KüreselleşmeFidel Castro · Yenihayat Yayıncılık · 20047 okunma
29 syf.
6/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Kütüphaneme nerden girdiğini bilmediğim bir kitap. Sadece 29 sayfa ve Fidel Castro'nun 7 Aralik 1989 yılında yapmış olduğu konuşmanın metnini içeriyor. Yakın donem tarihini merak edenlerin 15 dk da okuyabileceği bir eser.
Ya Sosyalizm Ya Ölüm
Ya Sosyalizm Ya ÖlümFidel Castro · İlke Yayınları · 199416 okunma