Gürgen Öz’ü çok yetenekli bir oyuncu olarak bilirdim, meğer yeteneği sadece ekran önünde değilmiş. İlk defa bir romanını okudum, çok etkilendim.
Kitabın arka kapağındaki son cümleler, o gün iş yerinde berbat bir gün geçirmiş olan beni çağırdı resmen.
“Kötü bir gün geçirdiğini düşünenler bu kitabı mutlaka okumalılar. Çünkü çok daha kötü günler de var.”
Aynı dairede sıkışmış kalmış bir psikolog ve apartman görevlisinin ( kapıcı değil, lütfen) her geçen dakika gerilimi artan konuşmasını okuyoruz.
Kişilik bölünmeleri, sınıf çatışmaları, çocukluk travmaları… her şey iç içe geçmiş… düğümleri çözebilecek mi bakalım Erdem?
Kendi tepetaklak olan hayatını henüz kabul edememişken, içselleştirememişken, karşılaştığı bu yabancı ona kim bilir daha ne duygusal sarsıntılar yaşatacak?
Mesleği psikolog olan bir adamın, düştüğü durum karşısındaki çaresizliği ve öfkesi, yalın ve samimi cümlelerle anlatılmış.
Bir günde okudum ve bitti.. Sarsıcı bir kitap, emeğine sağlık diyorum ve daha fazla yazsın istiyorum. Birkaç kitabı daha var sanırım onları da ilk fırsatta okuyacağım.
