1959’da Tunceli’de doğdu. İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu mezunu. Çeşitli dergi ve ansiklopedilerde redaktör ve yazar olarak çalıştı, bir süre İsviçre’de radyo programcılığı ve sunuculuk yaptı, belgesel film yapıp yönetiyor. Yalnız Bebekler ilk kitabı.
İra ve Enis, beni öyle bir etkilediniz ki...
Ne desem az, ne desem boş...
Geçmişde neler olmuş, neler yaşanmış, bilmek isterseniz lütfen bu kitabı okuyunuz...
Teşekkürler
Mübadil kelime anlamıyla ‘başkasının yerine getirilmiş’ demektir.
Tarihimizde ki önemi ise Lozan toplantılarında ortaya atılan Mübadele Sözleşmesi 30 Ocak 1923te imzalanarak buna göre; Türk topraklarında yerleşmiş Rum Ortodoks dininden Türk uyruklarıyla, Yunan topraklarına yerleşmiş Müslüman dininden Yunan uyruklarının 1 Mayıs tarihinden başlayarak zorunlu mübadeleye tabii tutulmasıdır. Mübadillerin hiçbiri, Türk Hukumeti’nin izni olmadıkça Turkiye’ye, Yunan Hukumeti’nin izni olmadıkça da Yunanistan’a dönememesidir. (Mübadele, Istanbul’da oturan Ortodoksları ve Bati Trakya’da oturan Müslümanları kapsamayacaktı.)
Yeri geldiğinde temiz yeri geldiğinde vurgulu bir dil kullanılarak kitabin sürükleyiciliğin artması, sizi empatiye sürükleyecek öğelerin kullanılması, sayfalarca sürebilecek (belki bayabilecek, dikkat dağıtabilecek) bir duyguyu iki cümle çıplaklığıyla derinden hissettirebilmesi cabası diyebilirim.
17 yaşında kadınlık dönemine adım atan Ira’nin, en yılgın hissettiği anda bile silkelenip güçlenerek yoluna devam edebilmesi!
1923’te dinleri yüzünden hayatlarından, topraklarından, atalarından vazgeçmeye itilen güzelim insanlar ne yazık! İnsan nereye ait hissederse vatani orasıdır.
Yakın tarihimizin trajedik bir kesitini anlatan roman oldukça sürükleyici. 606 sayfalık kitabı, tatilde olmanın rahatlığıyla 3 günde bitiriverdim. Mübadil Rum kızı İra' nın Mübadele sırasında başına gelen onca şeye rağmen vatanına ve Enis'ine kavuşabilmek için verdiği mücadele anlatılıyor kitapta. Severek okudum ,ancak elimdeki kitap orjinal olmasına rağmen pek çok sayfada yazım yanlışları vardı. Ayrıca Sultan Vahdettin'in ölene kadar Beylerbeyi Sarayı'nda hapis tutulduğu gibi yanlış bir bilgi de var ne yazık ki.