Hint Astrolojisi öğrenmeye giden Le Gentil, Hindistandan bir şey getirmiştir: Avrupa’da bilinmeyen bir çiçek , bunu Hortense Lepaute’a adar ve böylelikle çiçeğe de “hortensia” (ortanca) adı verilir.
Fransızlar kısaca Herschel demeyi önerirler…. Herschel ise gezegene, kendini saray astronomu yaparak artık kendi zevki haricinde müzik yapmak zorunda olmadığını bildiren Kral George’un adını vermeyi yeğler… Ama sonunda, Alman astronom Bode’nin önerisi kabul edilir. Jüpiter ve Satürn’den sonra, gezegenin adı Uranüs olur (Ouranos eski Yunan mitolojisindeki “gök”tür.)
Artık tüm Avrupa’da yalnızca Uranüs’ten söz edilmektedir…. Örneğin, birkaç yıl sonra keşfedilen yeni bir metale, yeni gezegenin onuruna, uranyum adı verilir…
Oysa yeni gezegen gerektiği gibi davranmaz…
Gemisinde - ya da bu geminin hemen yanındaki boşlukta - “havada sanılan” kozmonot, yerçekimi yokluğunun akla geçirebileceği gibi hiç de “ağırlıktan yoksun” değildir; ağırlığı hemen hemen yeryüzündeki ile aynıdır bir başka deyişle, Dünya sıradan bir yayaya uyguladığı çekim gücünü ona da uygular. Ama onu tutan hiçbir şey olmadığından serbest düşüşe geçer. Ancak elma gibi değil, ay gibi düşmektedir: Yatay hızı, yörüngesindeki eğriliğin yerçekiminin etkisiyle bir daire çizmesi için yeterlidir ve bu hız merkezden hep aynı uzaklıkta kalarak servis düşmesini sağlar.