Okurların yaklaşık yüzde sekizi kitaplarının içinde kaybolur. Kütüphane ziyaret saatlerinin sınırlandırılması bu yüzdendir. Aslında sınırlar kendi kendine oluşur. Pek çok kimsede bugünlerde niyet dahi yok. Şimdiki gelişim aşamamızda bireylerin sadece yüz de üçü kütüphanelere hatta genel anlamda kitaplara ilgi duyuyor. Bu kesim arasında çok daha ufak bir grup, yaklaşık yüzde on kadarı kütüphanelere erişmeye, kitap okumaya çalışıyor. Kısacası sen, yüzde üçün yüzde onunun yüzde sekizisin. Yani yüzde 0,00024'sün.
Kalbinde yaşayacağım ben senin. İstediğinde bana seslenirsin. Yaşadıkça bir daha hiç yalnız kalmayacaksın. Hep senle, senin iyi ve bencillikten uzak sevginde kalacağım!
Tekinsiz Kitap bu zamana kadar okuduğum kitaplar içinde yapı itibariyle en ilginç olanlarından biriydi. Kitap içinde kitap durumuyla oldukça sık karşılaştım. Hikayelerden oluşan bu kitapta, ele alınan hikayelerin temelleri sağlam olsa da, sonları bıçakla kesilmişçesine net fakat yarım. Her hikayenin sonunda okuyucu şaşırabilir ancak son yine de oturaklı olmalıdır diye düşünüyorum. Oysa bu kitapta sonlar başarısızdı. Kitap görünüm olarak oldukça ilgi çekici ve anlamlı, fakat çevirmenin kullandığı dile oldukça takıldım. Mamafih ve benzeri eski kelimeleri günümüzde kullanarak hikayeye eskilik havası vermeye çalışmışsa eğer oldukça başarısız olmuş. Açıkçası bu tür kelimeler okurken beni rahatsız etti. Bunun dışında en çok etkilendiğim hikayelerden biri Koğuş 416 isimli hikaye oldu, gerçekten harikaydı....
Zannederim sorun, ön ve arka kapaktaki vaadleri içeriğin karşılayamamış olması. Ayrıca, kitap “tekinsiz” değil hatta bazı hikayeler ürpertici dahi değil. Baskı kusursuz. Sayfa tasarımı kusursuz. Kapak dizaynı kusursuz...gelgelelim içerik; zayıf. Neye göre? Tabii ki kitabın vaadine göre. Kitabı tamamlamamayı tercih ettim çünkü gidişat değişmedi.
"Tekinsiz Kitap" yazarın İngiltere'den derlediği çeşitli gotik ve karanlık öykülerden oluşuyor. Eser, derleme yoluyla meydana getirildiği için bir halk edebiyatı ürünü olarak da kabul edilebilir. Kitapta, en beğendiğim öyküler, "Bu kitap Tekinsizdir" adlı bölümden sonraki öykülerdi. Diğer dört öyküyü gerçekten zorlanarak okudum, daha doğrusu okumaya çalıstım. Hatta kitabı okumayı bırakmak bile içimden geçti ama iyi ki bırakmamışım. Bu öykülerden sonraki bölümlerde yer alan hikayeler özellikle "Hortlaklar Üzerine Bir Kitap" ve "Şafakta Görünenler" adlı kısımlardaki hikayelerse tam benim okumak istediğim türden öykülerdi.
Eserin dış özelliklerine gelecek olursak; kitabın kapak tasarımı gerçekten dikkat çekici ve kullanılan renkler içinde barındırdığı öykülerle oldukça uyumlu( keza eserin sayfa tasarımı da).
Ayrıca kitabı sabahın erken saatlerinde veya gecenin ilerleyen zamanlarında okumak ve okurken eserin ruhuna uygun müzikler dinlemek esere yoğunlaşmamda etkili oldu.