Çok çok tatlı ve çekişmeli bir aşk romanıydı. Brenna 'ya bayıldım.Tam olarak okumak istediğim kadın karakter profilindeydi. Zekası , resim yeteneği , cesareti ve James' e duyduğu saf aşkı çok severek okudum.Yazarın kalemi de çok iyiydi, kitabı soluksuz okudum. Güçlü kadın karakterleri okumak isteyen herkese kitabı öneriyorum.
Birkaç gündür içinde aşk, entrika olan kitap arıyordum ve bunu da bulunca okuyayım dedim. James sen neydin öyle ya? Bir erkeğe bir kitapta ne kadar sinir olunursa o kadar oldum diyebilirim. Brenna'ya küçük düşürmek için yapmadığı şey kalmadı. Pranga mı dersin kırbaç mı dersin biraz daha zorlasa kızı idam edecekti ya. Daha önce hiçbir kitabın başlangıcında bu kadar kötü bir karakter gördüğümü hatırlamıyorum. Brenna'ya da tam aksi üzüldüm. Yazık kız birazcık da olsa babasının sevgisini kazanmak için neler yapmadı ki. Diğer kardeşlerinin bencilliklerini hiç saymıyorum zaten okudukça sizde nefret edeceksiniz. Allah onları kahretmesin ya bu kadar mı kendilerini düşünürler iğrenç şeyler. Birde kötü mü kötü evlerden ırak bir baba var. Genelde film ve kitaplarda bize her yaşlı kötünün altın gibi bir kalbi olduğu lanse edilir ya ama burada kesinlikle öyle bir durum söz konusu degildi. Adam bildiğimiz saf kötüydü. Kitaptaki diyaloglar az kalmış gibiydi biraz daha fazla diyalog olabilirdi. Bunun dışında kitap güzeldi tabi. Her zaman her kitabın insana az yada çok bir şeyler kattığını düşünürüm. Bu kitapla da daha önce anlamını bilmedigim birkaç kelime öğrenmiş oldum sadece.
Kitapta ne ararsanız var. İhanet, güvensizlik, kaçıp gitmeler, pişmanlıklar, birbirini dinlememeler, fevri davranışlar, helal süt emmemiş aile üyeleri.. İyi materyal bunların hepsi neredeyse ama yazarın bunları iyi harmanlayabildiğini pek sanmıyorum. O yüzden de bu kitap kaç puan eder diye kararsızlık yaşıyorum. Brenna ve James, kralın keyfi öyle uygun gördüğü için evlenmek zorunda olan çiftimiz. Aslında James'in evlenmesi gereken Brenna değildir ama ne yazıkki kız kardeşinin oyunu yüzünden onun yerini alır. Tabi James'te sağolsun evleneceği kadının ismine bakmaya bile tenezzül etmemiş biri. Kitabın çoğu yerinde Brenna hariç diğer tüm karakterlere çok sinir oldum. Hatta kitabın yarısında öyle bir hal aldı ki harflerin arasına kaçıp Brenna'yı oradan çekip çıkarmak istedim. Yazık kız neler yaşadı.. Aylarca zincirlendi, kırbaçlandı ve neredeyse öldürülüyordu hem de kendi kocası olan herif tarafından. Yazarla bu şekilde tanışmak ilginçti..