...Elle tutulur hiçbir şey yok ortada. Her şey sarılıp sarmalanmış, dolaylı hale getirilmiş biçimde kalıyor. Her şey o söylentilere gönderme yapıyor ama hiçbir şey onları ortaya çıkarmıyor. Sözler, gün boyunca Söylenen sözler, inatla bir kılıf (herhangi bir şeyin kılıfını) oluşturuyormuş ama aslında o kılıfın içi boşmuş gibi...