İlk şiirlerini 1947,ilk romanını ise 1948 yılında yayımlattı. Türkçeye çevrilen iki eserinden birisi olan Kumların Kadını adlı romanı ile uluslararası ün kazandı. Bu romanı Japonya'nın saygın edebiyat ödüllerinden Yomiuru Ödülü'nü, romanın uyarlandığı sinema filmi Cannes Film Festivali'nde Jüri Özel Ödülü'nü aldı. Ayrıca üç romanı daha sinemaya uyarlandı. On dört romanı, sekiz öykü denemesi, on yedi oyunu ve bir şiir derlemesi vardır. Modern toplumdaki bireyin bunalımını konu edinen yazarın eserleri Beckett, Kafka ve Sartre ile kıyaslanmıştır.
Alıntılarla Yaşıyorum adlı YouTube kitap kanalımda bütün kitaplarını okuduğum yazarlar için detaylı okuma rehberleri paylaşıyorum. Daha çok arkadaşın bu bilgilerden faydalanabilmesi için paylaşabilirsiniz. ⬇️⬇️
İlk romanım
Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası ‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729)
Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
Kobo Abe 1924 doğumlu Japon edebiyatının en önemli isimlerinden biri. Çok uzak olduğum Uzakdoğu edebiyatına ve özellikle Japon edebiyatına ilgim son zamanlarda arttı. Yazar tıp mezunu edebiyatçılardan, nadir görülen bir durum. Doktorluğu bırakıp 1950 yılında ilk kitabını yayınlamış. 1962'de yayınlanan Kumların Kadını kitabı ile üne kavuşmuş ve
Yüzünüz, sesiniz, boyunuz, vd. fiziksel özellikleriniz… Tüm bunlar sizin kimliğinizi oluşturan, size dair ‘kendiliği’ meydana getiren öğelerdir. Hatta yüzünüzdeki bir ben, doğum lekesi, çil, vs. nin de kişiliğiniz üzerinde etkisi vardır. Ve hatta kullandığınız gözlük ya da başka bir şey varsa bu bile sizin kişiliğinizin oluşumunda etkiye sahiptir.
Kobo Abe, Japon Edebiyatının 20. Yüzyılda dikkat çeken yazarlarından biri olarak görünüyor. Onu farklı kılan üslubu ve kurduğu atmosfer. Bu okuduğum ilk kitabıydı ve aynı zamanda en meşhur kitabı. Bu eserinde de, o üslup ve başarılı atmosfer kurgusunu oldukça iyi bir biçimde fark etmek mümkün. Abe’nin oluşturduğu kurguyu kendimce sorguladığımda,