Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Leyla Neyzi

Leyla NeyziÖzgürüm Ama Mecburiyet Var yazarı
Yazar
7.9/10
11 Kişi
42
Okunma
2
Beğeni
1.352
Görüntülenme

Hakkında

İstanbul'da doğdu. Robert Kolej'den sonra Stanford Üniversitesi’nde Kültürel Antropoloji (Lisans, 1982), Cornell Üniversitesi'nde Gelişme Sosyolojisi (doktora, 1991) okudu. Antalya'da yörüklerin seracılık ve turizme geçiş serüvenini irdeleyen doktora tezi Kuzey Amerika Ortadoğu Araştırmaları Derneği'nin Sosyal Bilimlerde En İyi Doktora Tezi Ödülü'nü kazandı (1992). 1992-1994'te Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nde öğretim üyeliği yaptı. 1995-1996'da Tarih Vakfı Sözlü Tarih Projesi'ni yönetti. 1997-1998'de GazetePazar'da sözlü tarih yazıları yayımlandı. 1998'den beri Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Kültürel Çalışmalar Programı'nda öğretim üyesidir. Kültürel kimlik, milliyetçilik ve azınlıklar, gençlik ve kuşak kimliği, Ortadoğu ve Güneydoğu Avrupa'da etnografi ve sözlü tarih, kentsel mekân ve mahalle kimliği konularında çalıştı. Makaleleri, çeşitli uluslararası dergi ve kitaplarda yayınlandı. American Anthropology Association ve International Oral History Association üyesidir. ESERLERİ: İstanbul'da Hatırlamak ve Unutmak: Birey, Bellek ve Aidiyet (İstanbul: Tarih Vakfi Yurt yayınları, 1999), Küçük Hanım'dan Rubu Asırlık Adama: Nezihe Neyzi'den Oğlu Nezih Neyzi'ye Mektuplar (İstanbul: Sel Yayıncılık) ve "Gülümser's Story: Life History Narratives, Memory and Belonging in Turkey (New Perspectives on Turkey 20 Spring 1999: 1-26)
Unvan:
Akademisyen, Yazar
Doğum:
İstanbul

Okurlar

2 okur beğendi.
42 okur okudu.
31 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Çocukluğumla ilgili pek fazla şey hatırlamam. Sonra nedenini sorgulamaya başladım. Gittim bir dönem köye. Köyde yaşadığımız ev yok artık. Yıkılmış. Üzerine toprak gelmiş. Doğduğumuz evin yok olması, anılarınızın da yok olması anlamına geliyor. Bir şekilde anılarım da yok oldu hissine kapıldım. Doğduğum evin yıkılmasıyla birlikte anılarımın da toprağın altına gittiğini. O yüzden çocuklukla ilgili çok fazla hatırlamadım. Belki başkalarının anlattıkları benim kafamda yer eden. Artık yaşamışım gibi olan şeyler."
Reklam
Geç olmadan insanın kendi evine gidip başını annesinin dizine bırakıp oturması, kendi aile içi demokrasilerinin olması, özgürlükleri olması lazım
"Benim ilk anım şu. Beni okula götürürken babamla ablam kolumu çekiyordu böyle. Gitmek istemiyorum. Şimdi bizde 'bir' demek 'kuyu' demek. Türkçede de bir zaten biliyorsunuz. Ben ne bileyim. Bir'e götürüyorlar. Sen bir'e gideceksin. Kuyuya atacaklar zannediyorum. Yabancı bir dil, ben ne bileyim. Bir'e gittik, sınıf. Öyle başladı okul hayatım ...."
Sayfa 78 - Diyarbakırlı Nasır'ın okula başlama anısıKitabı okudu
Sınıf öğretmeni Ali'nin Diyarbakırlı çocuklarla ilgili düşüncesi
"Tabii çocuklar köyü hatırlamıyorlar, ama ebeveynlerinin anlattıkları hikayeleri sanki başlarından geçmiş gibi yaşıyorlar. İnsan, hikâyesiz yaşayamaz. Onların da anlatacak hikayesi oluyor. Ve bu çocuklar o hikâyelerle kendilerini özdeşleştiriyorlar ve o hikâyelerle kendilerini var ediyorlar."
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
231 syf.
10/10 puan verdi
Diyarbakırlı ve Muğlalı Gençler
Özgürüm ama mecburiyet var adlı kitapta; gençler Türkiye’de yakın geçmişte yaşananlar hakkında ne düşünüyorlar? Özellikle otuz yıla varan savaşın şiddet ortamı, onların zihninde nasıl bir tortu bırakmış? Asıl önemlisi, Türkiye’nin Doğu’sundaki ve Batı’sındaki gençler, Türkler ve Kürtler, birbirleri hakkında ne düşünüyorlar? Diyarbakırlı ve Muğlalı gençlerle yapılan derinlemesine söyleşilerde, birbirini anlamanın haritası seriliyor önümüze. Önyargıların, kaygıların, öfkelerin, kitlenmelerin ama aynı zamanda empatinin, dostluğun, alışverişin haritası… Birbirini ve ötekini tanımanın insanı nasıl genişlettiğine dair, genç seslere kulak vermek için… Yazarların özet niteliğindeki sözleri kitabı oldukça değerli kılmıştır. Çok derinlemesine bir çalışma olmuş, gençlerin sorulara verdikleri cevaplar öyle içten ki bu da kitabın ne kadar büyük emeklerle ortaya çıktığını gösteriyor. Çok severek okuduğum bir kitaptı, yeri gençlerin özellikle kürt gençlerinin yaşadıkları olaylarda bazen sinir krizi geçirdim bazen de ağlamamak için kendimi zor tuttum. Bu zamana kadar Muğlalı gençler ve Diyarbakırlı gençler bu baskılara rağmen hep umutlarla yaşama tutunmaya çalışmışlar. Yazarların eline koluna sağlık çok güzel duygularla bir yapıt ortaya çıkmış. Özveri ile yapılan her çalışma dikkati çekiyor. İyi ki de çekmiş. Derinlemesine bir yapıt ortaya çıktığı içinde tüm çalışmacılara sonsuz teşekkürler...
Özgürüm Ama Mecburiyet Var
Özgürüm Ama Mecburiyet VarLeyla Neyzi · İletişim Yayınları · 201316 okunma
231 syf.
8/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Türkiye’ nin en doğusu olarak Diyarbakır’ı en batısı olarak da Muğla’yı ve göçmenlik ruhunu tam olarak anlayabilmek için Berlin’ i pilot bölgeler alarak, orada yaşayan Kürt ağırlıklı gençlerle yapılan röportajların derlemesi olan bir kitap. Türkiye’ nin çeşitli sosyo kültürel yapısını, değişen siyasi ve ekonomik kaygılarını gözler önüne seriyor. Gerçekten ciddi sayıda gençlerle detaylı görüşmeler gerçekleştirilmiş, ancak genel olarak kitabın içerik derlemesini biraz dağınık buldum. Bir konu başlığı üzerinden gidiyormuş gibi görünse de, konular birbirine karışmış durumda diye düşünüyorum. Türkiye’ nin yakın geçmişini ve sosyo-ekonomik ve kültürel olarak farklı konumlarda olan gençlerin kaygılarını ve yaşamlarını bir parça sunuyor olması çok güzel.
Özgürüm Ama Mecburiyet Var
Özgürüm Ama Mecburiyet VarLeyla Neyzi · İletişim Yayınları · 201316 okunma