12 Ekim 1889 yılında Lübnan'ın Biskintah köyünde dünyaya gelir. Biri kız olmak üzere altı kardeşin üçüncüsü olan Nuayme altı yaşında iken köyündeki bir okula başlar. Burada bir sene okuduktan sonra yine köyünde Ruslar'a ait bir okula girer. Gösterdiği başarı üzerini okul idaresi tarafından yine Ruslar'a ait öğretmen okuluna gönderilir. Eğitim süresi altı yıl olan bu okulda dördüncü sınıftayken okul yönetimi, öğrenimine devam etmek üzere kendisini Rusya'ya gönderir.
1912 yılında girdiği Washington Üniversitesi'nden hukuk ve edebiyat diploması alarak mezun olur. Üniversite'den sonra Lübnan'a dönmek istese de Birinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle 1918'de orduya katılır. Kısa bir süre sonra Fransa'ya gönderilir ve 1919 yılında terhis olur. Bu arada Göç Edebiyatı'nın önemli simalarından Cibran Halil Cibran, Necib Arıza, 11ya Ebu Mâzî ile bağlantı kurarak bu edebiyatın sesi olan er-Rabitatü'l-Kalemiyye'nin kuruluşuna katılır. 1931 yılma kadar bu kuruluşun danışmanlığını yapar. O sene kuruluş Cibran'ın ölümüyle kapanır ve Nuayme Lübnan'a döner. 1988 yılında hayata gözlerini yumar.
Amerika'da bulunduğu 21 yıl gibi uzun bir sürede tiyatro dilinin problemlerini çözmede büyük katkı sağlayan el-Âbâ ve'l-Benun ve el-Ğırbal eserleri dışında hiç bir eser kaleme almaz. Çocukluğundan beri varlık ve yokluk problemi üzerinde düşünen Nuayme varoluş gerçeğine ulaşabilmek için maddî duyumların ötesine geçilmesinin gerekliliğine inanır. Nuayme, düzenli, muhafazakâr, en önemlisi gerçekçi bir kişi ve edebiyatta yenilikçilik taraftarıydı. Eleştiri alanındaki başarı ve hizmetleri inkâr edilemez olan Nuayme'nin hikaye alanında Araplar'ın Maupassant'ı kabul edilmektedir.
Nuayme'nin eserlerinden bir kısmı şunlardır: el-Âbâ ve'l-Benûn (1917), el-Ğırbal (1923), el-Merahil (1932), Zadü'l-Mead (1936), el-Beyadir (1945), Müzçkkeratü'l-Arkaş (1917-1947), Ekâbir (1956), Mirdad, Kâne Ma Kâne (1960), Cibran Halil Cibran, el-Ğırbalü'l-Cedid (1978)
Kitapları:
GÖZLERİN FISILTISI VE KAFİLELER
KALK SON GÜNÜNE VEDA ET
KENDİNİ ARAYAN ADAM / ARKAŞ'IN GÜNLÜĞÜ
MİRDÂD / KUNDAKTAKİ ERMİŞ
Acı, meyvesi bilgi olan bir ağaçtır. Bilgi ise , bir yolcunun bir seyahatin sonundan bir başka seyahatin başlangıcına kadar faydalanması gibi , acı çekenin de bugünden yarına faydalandığı bir rızıktır.
🌿Merhabalar🌿 #188501228 E-KİTAPLAR
Telegram E-kitaplar t.me/Pdf100000kitapa...
Sayfama gelip bu iletiyi okuyorsan, bence kitap önererek yorumunu da ekleyebilirsin, şimdiden teşekkürler 🙏🙏 Her öneri birbirinden değerli benim için🥰
Değerli önerilerinizden oluşan kitap listesi;
Kitabın kahramanı Arkaş bir Suriyelidir. Rio De Janeiro’ da yaşadığı bir travma nedeniyle hafızasını kaybeder ve New York’a taşınır. Burada günlük 5 dolara bir kahvehanede çalışmaya başlar. Bir Arab’ın işlettiği bu kahvehanede Arkaş, gündüz kahve servisi yapar geceleri de kahvehanenin kuytusunda bir odada inzivaya çekilir. Kimseyle konuşmaz, sohbet etmez, kendisine bir şey sorulduğunda evet veya hayır demekten öteye geçmez. Kim olduğunu hatırlamaya çalışırken yeni benliğini biraz daha zor yollardan oluşturmaya çalışır. Bir günlük tutar, yaptığı sorgulamalar insanlığın var olduğundan beri cevabını aradığı sorulardır. Ben kimim, nereden geliyorum, nereye gidiyorum… Arkaş’ın bu sorulara verdiği yanıtlar oldukça ufuk açıcıdır.
Lübnanlı yazar Nuayme’nin hayatından kırıntılar da ihtiva eden bu kısa eser okunmaya değer.
“İnsanlar doğdukları yere vatan derler. Onlara göre bu kelime mukaddestir. Vatanlarından ayrıldıkları için gözyaşı dökerler ve vatanlarına özlem duyarlar. Neden? Çünkü oraya alışkındırlar. Vatan, alışkanlıktan öte bir şey değildir. İnsanlar da alışkanlıkların kölesidirler. Alışkanlıkların kölesi oldukları için yeryüzünü vatan diye adlandırdıkları
Merhabalar
sizlere Mehcer (göç)Edebiyatının "Halil cibran"dan sonra gelen en önemli isim olan
#mihailnuayme nin #kendiniarayanadam #arkaşıngünlüğü adlı eseri ile geldim.
#mehceredebiyatı 19yy da Lübnan, Suriye,Filistin ve Ürdün'den Amerika'ya ve diğer yabancı ülkelere göç eden Arapların oluşturduğu edebiyat türüdür.
Kurucuları: Başta Halil Cibran olmak üzere, Mihail Nu'ayme ve Emin er Reyhani'dir. Bu üç isim Mehcer edebiyatının gelişmesinde büyük rol üstlenmişlerdir.
"Arkaş'ın günlüğü"ne 1917 senesinde başlar,yazar 1918 yılında Birinci Dünya Savaşına katılmak üzere gider ve yarım kalan günlük ancak otuz yıl aradan sonra Lübnan'da tamamlıyabilmiştir...
Anladım ki "Arkaş'ın günlüğü" tamamen yazarın kendi hayat hikayesini anlatıyor. Yazar aslında bu günlükle otuz yıl aradan sonra kendi arayışını sonlandırıyor.
İki arkaş'la karşı karşıya kaldım. Biri ilahi âlemle, irtibat kurup orada yaşamak için ısrarla sessizliği istiyor.(tıpkı ben) bir diğeri ise kalabalıklara karışmak için perdeyi yırtmaya çalışıyor. Tam birini anladım diyorum, diğer arkaş canlanı veriyor. Sonra ikisi de birden kayboluyor.
Ufku ve yaratma gücü oldukça zengin, yalnızlıktan adeta zevk duyan; içiçe yaşadığı halde uzak olduğu insanları tahlil etmekten hiç vazgeçmeyen yazar için "Hürriyet" ve "Ölüm" gibi kavramlar büyük bir anlam ifade ediyor.
Son olarak Mihail Nu'ayme yani "Arkaş" kendi Felsefesini ve bu bilmeceyi en sona saklamış ve beni de bu meraktan kurtarıyor...
Kitapla kalın