Nejat Birdoğan

Nejat BirdoğanKöroğlu yazarı
Yazar
8.2/10
17 Kişi
59
Okunma
6
Beğeni
1.939
Görüntülenme

Hakkında

1934 yılında Kars'ta doğdu. Çocukluk ve gençlik yılları Kars ve Iğdır'da geçti. Babası halk şiirine ilgi duyar, kendisi de şiirler yazardı. O nedenle evlerine o dönemin ozanları Posoflu Müdami, Sosgirtli Âşık Hünkar Hicrani, Dursun Cevlani sık sık konuk olarak gelirlerdi. O ozanlardan küçük yaşlarda halk şiiri ve aşıklık geleneğini öğrenmeye başladı. Ortaokul öğrencisiyken kendisi de şiir yazmaya başladı. Liseyi bitirdikten sonra üniversite öğrencisi olarak Ankara'ya geldi. Mustafa Nihat Öz'le tanıştıktan sonra onun teşvikiyle halk kültürü ile ilgili çalışmalarını yoğunlaştırdı. Okulunu bitirdikten sonra ise Van Lisesi'ne atandı. Orada Ali Saraçoğlu ile tanıştı. Onunla tanışması halk kültürüne bakışını önemli ölçüde etkiledi. Ondan Karakoyunlu kültürünü ve o kültürün alevilikle benzerliklerini öğrendi. Ortak çalışmalar yaptılar. Çeşitli bölge ve okullarda uzun bir süre "Edebiyat" öğretmeni olarak görev yaptı. Daha sonra Kültür Bakanlığında (o dönemdeki adıyla MİFAD) folklor araştırmaları üzerine görevde bulundu. Milliyet Gazetesi'nin düzenlediği "Halk Oyunları ve Halk Müziği" yarışmalarında jüri üyesi olarak görev yaptı. Türkiye ve Türkiye dışında birçok konferans ve toplantıya konuşmacı olarak atıldı. Alevilik-Bektaşilikle ilgili araştırmalar yaptı. 3 Mayıs 2001 tarihinde öldü. İstanbul'da toprağa verildi. ESERLERİ: Anadolu'nun Gizli Kültürü Alevilik (1990) Anadolu ve Balkanlarda Alevi Yerleşmesi (1992) Şah İsmail Hatai (1991) Anadolu Aleviliğinde Yol Ayrımı (1995) Samahlar (1982) Türkülerimiz (1987) Gülizar-ı Haseneyn (1985), Çelebi Cemalettin Efendinin Savunması (1994) İttihat ve Terakkinin Alevilik-Bektaşilik Araştırması (Baha Sait Bey) (1994) Hasan Dede Kasabası ve Hasan Dede (1992)
Unvan:
Şair, Yazar.
Doğum:
Kars, 1934
Ölüm:
İstanbul, 2001

Okurlar

6 okur beğendi.
59 okur okudu.
1 okur okuyor.
27 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Şu rezilliğe bak! Sonra benliğimize sahip çıkınca ırkçı biziz!
O dönemin tarihçisi Aksaraylı Kemaleddin Mahmut, Türkler için "Hunhar köpek ve kurt gibidirler. Fırsat bulurlarsa yağma ederler. Düşman güçlü ise kaçarlar" demektedir.
Sayfa 45 - Kaynak Yayınları
Reklam
Türk devletlerinde hiç şaşmaz!
Özellikle İslam bağnazlığını pek umursamayan Kayı boyu yöneticileri, beyliklerinin kuruluşunda da bağnazlara kesinlikle yüz vermediler. Aslında eski geleneklerinin üzerinde oturan Ertuğrul, Osman, Orhan üçlüsü devletin kuruluşunda düşünce ustalarına dayandılar. Horasan erenlerinin (gaziler) yanı sıra kimi dervişler de (abdallar) onların saygın konukları oldular. Diyebiliriz ki, Konya sarayının bağnazlığı, bu üçlü döneminde tümü ile yok oldu. Böylece Ertuğrul'da doğal karşılanan düşünce özgürlüğü, oğullarında doruk noktasına ulaştı. Ta ki devlet büyüyüp imparatorluk oluncaya dek. Sonra ne mi oldu? Göçmenin (Türkmenin) yazgısı gene su yüzüne çıktı. Gene arka görüntüye atıldı.
Sayfa 107 - Kaynak Yayınları
Türklerin İslamiyete geçmesi Türk kadını için bir felâket olmuştur!
O dönemlerde Türklerde ataerkil aile de yoktur. Kadın, tabu olmadığından erkeğin eylemleri olan av, savaş ve kurultay gibi tüm törenlere katılırdı. Kısaca kadınlar güzel sanat, dil, ahlak ve ekonomi alanlarında erkekle birlikte idi. İlkel toplumların tersine, kadın her aracı kullanabilirdi.
Sayfa 347 - Kaynak Yayınları
Bedrettin
Bütün namazlar ve niyazlar ahlakın düzeltilmesi ve içyüzün arınması için bir araçtır. Gerçek ibadetin hiçbir zaman kuralı ve koşulu yoktur. Hangi biçimde yapılırsa yapılsın Tanrı dileğine uygun olur.
Sayfa 127Kitabı okudu
Göğsü peygamber ağacı, Kılıfı Ali bezinden.
Nejat Birdoğan
Nejat Birdoğan
Reklam
"2 Şubat 1577 ‘Rum Beylerbeyine Hüküm, ‘Kangallı ve Alipınar ahalisinin ekserisi İran’a meyl ve muhabbet üzre olduğu bildirilmekle bu gibileri tahkik edip tahakkuk ettikte başka bir bahane ile katlonulmaları hk..da’ (aynı kaynak/c. 29, s. 210) 22 Kasım 1577 ‘Bozok beyi Çerkez Bey’e Hüküm, ‘Kızılbaşlıkla müttehem olan kimselerin defterleri sureti gönderildiği ve şer ile teftiş olunup sabit olursa idam edilmeleri, şer ile sabit olmayıp lakin müttehem olduklarına kanaat gelirse Kıbrıs’a sürülmeleri h.da’ (aynı kaynak) Rahmetli Aslanoğlu, burada çok yerinde sonuçlara varıyor; ‘Hükümlerde dikkati çeken bazı sivri emirler var. a) Alevilikle ilgili kitap bulundurmak ve okumak ağır bir suçtur. b) Bir kişinin Alevi olması idamını gerektirir. c) Alevi olup da Sünniliğe dönse bile sözüne inanılmıyor. d) Soruşturma sonunda Alevi olmadığını kanıtlarsa bile yakasını kurtaramıyor. Bu gibiler Kıbrıs’a sürülüyor. e) İdamların Alevilik suçundan dolayı yapıldığı gizleniyor ve ona başka bir suç yakıştırın deniyor.’"
Nejat Birdoğan
Nejat Birdoğan

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
464 syf.
7/10 puan verdi
Anadolu Türkleri'nin Aleviliği Nedir?
Öncelikle Aleviliğin kökenleri hakkında birçok farklı görüşün olduğunu belirtmeliyim. Alevilik hakkında yazanlar, genelde kendi ideolojik ve dinî görüşlerinin etkisi altında oldukları için, yanlı bir bakış açısı ile Aleviliği tanımlarlar. Bu kitapta yanlı bir bakış açısından kurtulamamış. Yanlı bir bakışı derken Aleviliği eleştirmemiş, sadece
Alevilik Anadolu'nun Gizli Kültürü
Alevilik Anadolu'nun Gizli KültürüNejat Birdoğan · Kaynak Yayınları · 09 okunma
528 syf.
9/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Bu kitap Alevilik ve Bektaşilik üzerine yazılmış en iyi araştırmalardan biri, öncelikle bunu belirtmek isterim. Konuya bilgisi olmayan okurlar için belki biraz detaylı, ama az çok bu kültürü bilenler için son derece faydalı bir kitap. Anadolu'nun en eski sahiplerinden Oğuzlarin bu kültürü oluştururken geçirdiği tüm aşamalar anlatılmış. Nasıl
Anadolunun Gizli Kültürü - Alevilik
Anadolunun Gizli Kültürü - AlevilikNejat Birdoğan · Kaynak Yayınları · 20039 okunma
328 syf.
7/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Çocukluğumda okumuştum. O zamanlar bazı şeyleri tam olarak anlayamamıştım. Geçenlerde filmini izledim ve kitabı tekrar okudum. 2 günde okunabilecek bir kitap.
Köroğlu
KöroğluNejat Birdoğan · Kaynak Yayınları · 199636 okunma